Modern çağın en yaygın sağlık sorunlarından olan depresyon, her geçen gün daha fazla kişiyi etkiliyor. Bu konuda yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkan istatistiklere göre; şu an 45 yaşında olan bireylerdeki depresyon oranı, 60 yaşındakilere göre daha fazla. Şu an 25 yaşında olan bireylerinse 60 yaşına geldiklerinde yüzde 50 oranında depresyon yaşayacağı tahmin ediliyor. Ve tüm bunlar bize modernitenin depresyonla yakından ilişkisi olduğunu anlatıyor.
Öte yandan modernleşmenin kaçınılmaz olduğu bir noktada bulunduğumuzu söyleyebiliriz. Hepimizin akıllı telefonları, sosyal medya hesapları ve aslında birer teknoloji harikası olan ama bize artık sıradan görünen akıllı teknolojik eşyaları var. Hiçbirimiz yemek yemek için bahçeden sebze toplamak gibi fiziksel bir efor sarf etmek durumunda kalmıyoruz. Modernite öncesi dönemde yaşayan insanlığa göre çok daha farklı hayatlar sürüyor ve bunun sonucu olarak çağın sağlık sorunu depresyona yakalanma riskini bundan 50 yıl öncesine oranla çok daha fazla taşıyoruz.
Bu durumda depresyona yakalanmamak veya ondan kurtulmak adına yapabileceğimiz şeyleri öğrenmek oldukça faydalı olabilir. Bilim insanları uzun süredir bu alanda çalışmalar yürütüyor ve elde ettikleri bulgular bize depresyon konusunda yol gösterici nitelikte. İşte depresyon konusunda yapabileceklerimiz:
Fiziksel aktivite
Geçmişte insanlar avlanma, tarım yapma ve bunlar gibi farklı nedenlerle günlerinin ortalama 4 saatini fiziksel olarak aktif şekilde geçiriyorlardı. Bugüne gelindiğinde ise tüm hafta boyunca yaptığımız fiziksel aktivitenin 4 saati bulmadığı anlar olduğunu söyleyebiliriz. Bu, çok büyük bir fark ve depresyonun da etkenlerinden biri. Öte yandan araştırmalar, haftada 3 kez yapılan yarım saatlik yürüyüşlerin bile genel ruh halimizi olumlu yönde etkilediğini gösteriyor. Dolayısıyla hiç vaktimiz olmasa bile, en azından haftada 1,5 saatimizi yürüyüşe ayırarak depresyondan korunabilmemiz mümkün.
İlginizi çekebilir: Oturarak çalışanlar için: Masanızdan ayrılmadan yapabileceğiniz egzersiz ve yoga hareketleri
Omega-3 ve omega-6
Vücudun kendi kendine üretemediği ve dışarıdan almasının elzem olduğu yağ asitleri omega-3 ve omega-6, depresyon konusunda önemli bir yere sahip. Bu 2 yağ asidinin vücutta dengede olması gerekiyor ve modern çağ öncesinde insanlık beslenme şekli sayesinde bunu dengede tutabiliyordu. Ancak modern çağ insanlarına bakıldığında söz konusu dengenin var olmadığı ve insanların vücutlarında olması gerekenden fazla omega-6 var iken, yetersiz miktarda omega-3 bulunduğu görüldü. Dolayısıyla omega-3 yönünden zengin besinler yiyerek veya omega-3 takviyesi alarak bu dengeyi sağlayabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Omega-3 yağ asitleri nedir ve aslında ne işe yarar?
Güneş ışığı
D vitamininin kemik sağlığına ve bağışıklık sistemine iyi geldiğini hepimiz biliyoruz. Ancak bu vitaminin ruh sağlığına da iyi geldiği, bilim tarafından kanıtlanmış bir gerçek. D vitamini kaynağı olan güneş ışığını, hepimizin her gün yeterli miktarda alması gerekiyor. Fakat bugün vaktimizin çoğunu kapalı alanlarda geçiriyoruz ve bunun sonucu, insanların yüzde 40’ı D vitamini eksikliği yaşıyor. Güneş ışığının vücudun biyolojik saatinin düzene girmesi açısından da önemli olduğunu düşündüğümüzde, önemini daha iyi anlıyoruz.
İlginizi çekebilir: Güneşten aldığımız D vitamini neden önemlidir? Eksikliğinde ne olur?
Kaliteli uyku
Bilim insanları, düzensiz ve yeterince alınamayan uykunun depresyonun en büyük nedenlerinden biri olduğunu ifade ediyor. Buna göre; geceleri geç yatan, ya da uykunuzu yeterince almadan güne başlayan biriyseniz, depresyona yakalanma riskiniz çok daha yüksek. Dolayısıyla günde en az 7 saat olacak şekilde bir uyku düzeni yakalamanız büyük önem taşıyor.
İlginizi çekebilir: Bilim insanlarının uyku ile ilgili şaşırtıcı keşifleri
Çok düşünmek
Modernitenin getirdiği başka bir şey ise, bireyin geçmişe oranla çok daha fazla yalnız vakit geçiriyor olması. Öte yandan yalnız kalmak, geçmişle ilgili çok fazla düşünmeyi ve buna bağlı olumsuz duyguları tetikleyebiliyor. Yalnız kaldığınızda zihninizin geçmişle meşgul olduğunu fark ediyor, eskiden yaşadığınız kötü olayları hatırlıyor ve bunların size kendinizi rahatsız, üzgün, öfkeli veya utanmış hissettirdiğini düşünüyorsanız çok düşünmeyi bırakıp sosyalleşebileceğiniz ortamlara katılmalısınız. Çünkü bilim, geçmiş hakkında fazla düşünmenin beraberinde depresyonu getirdiğini söylüyor.
İlginizi çekebilir: Aynı konulara takılı kalmak: Geçmişin öfkelerini geçmişte bırak
Sosyal bağlar
Depresyona dair en önemli noktalardan biri olan sosyalleşme, aslında bir önceki başlıkla da bağlantılı bir husus. İnsanlar olarak sosyal varlıklarız ve binlerce yıldız hayatta kalabilmemiz de yine grup halinde hareket edebilen sosyal canlılar olmamız sayesinde mümkün oldu. Ancak günümüzde hiç arkadaşı olmayan bireylerin sayısı artıyor ve bu da modern çağda depresyon oranındaki artışı çok iyi açıklıyor. Sosyalleşmek, bireylerin kaygı ve stresinin azalmasını sağlayan bir eylem. Bu nedenle sosyalleşerek, arkadaş edinerek ve sosyal aktivitelere katılarak depresyon riskini azaltmanın mümkün olduğunu söyleyebiliriz.
İlginizi çekebilir: Sosyalleşmenin ilk adımı: Ayaküstü sohbetler için kurtarıcı ipuçları
Depresyonla ilgili daha fazla bilgi için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz:
Kaynak:
improvementpill