X

Bir kendini yeniden inşa etme hikayesi: Kantarcı ile pırpır

Bazı insanları çok sevdim. Hani onlar bunu pek görmeseler, duymasalar da çok. Aslında çirkin adamı sevmek gibiydi benimkisi, hani bir orman canavarını mağarasında gizlice ağlarken gören parmak kızın hikayesi gibi.

Onları fark ettiğimi gördüklerinde genelde hiddetlendiler ve beni öldürmeye çalıştılar. O zaman kaçacağıma daha çok sevdim! Döktüğü göz yaşlarından daha çok acıyorsa canı zaar!
Ölüm ne ki, önemli olan şu an olanı biteni keyifle izlemek, şahit olmak.
O koca devin dikenli ve sert sırtına, minik ellerle dokunmak.
“Üzülme, bak ben burdayım!”
“Sen de kimsin, parmak kadar boyunla ne cüretle bana merhem olabileceğini düşünüyorsun?! Hadsiz!”
“Senin parmağın kadarım ama bazen senden daha ağırım!”
Uçuşan kanatlarıma, küçük bedenime aldananlar, ayaklarına bastığımda çok ağladılar. Ağırım çünkü, çok ağır. 
Duygularım ağır, sevgim ağır, karanlığım ağır… 
Ama kötü veya çirkin değil!
Bu yüzden çirkin bir devi sevebilirim ya da kalbi taş olmuş bir huysuzu! Belki de kibirden kör gözleri ile herkesi köleye çevirmişleri… Çok severim hem de.
Sanırlar ki, dışarıya gösterdikleri kabuklarına, böbürlenmelerine, acımasız söylemlerine tutkunum!
Oysa zayıflıklarını severim onların, içlerinde titreyen hapsolmuş çocukluklarını. Dış kabuklarını görmem bile bazen, bu yüzdendir kendilerine olan bu inançlarını anlamam ve tedbirsizlikten ayaklarının altında ezilebilirim! Birkaç kere geldi başıma, öleyazdım!
Meğer kabuğunu seviyorum sanmışmış… Hiç bilmemiş, içindeki titrek ile arkadaş olduğumu, hiç görmemiş!
Ben de buna şaşarım işte!
Dedim ya, küçük olabilirim ama ağırım. Ama kendi ince kanatlarım taşır külçemi! Kendi kendime uçabilirim.
Onlara da öyle dedim; “Sen yürü ben minik minik uçarım yanından!”
Ama bir gün yoruldum! Öylece durmak istedim.
Taşımaya kalkanlar oldu evet. Ama… Ağır geldim.
Onlar gittiler, ben kaldım.

Sonra gün geldi, evrenin kantarı çıktı ortaya. En öne ben koştum!
Dedim ki, ey kantarcıbaşı, çok ağırım ben hem de çok! Ölç beni, gerekirse kes kanatlarımı ama hafiflet beni!
Herkes gitti yanımdan, ağırmışım meğer ben, taşınması zormuşum!

Kantarcı koca gövdesiyle yaklaştı bana doğru, gözünü iyice belerterek baktı pır pır uçan kanatlarıma!
“Bunlar gram etmez!” 
“Ölç de bak! Dünyanın en ağır metalinden yapılmış onlar, tahmin bile edemezsin!”
Meraklandı kantarcıbaşı.
“Haydi o zaman çık kantara da görelim!” dedi.
Bir hevesle kondum kantarın kefesine.
Herkes heyecanla bekliyordu! Kim bilir kaç ton gelecektim!
Kantarcı bastı kahkahayı!
“Sen benimle dalga mı geçiyorsun! Kantarım varlığını fark etmedi bile!”
Dünyanın en ağır metaliymiş! Hahahaha!
“Senin kantarın bozuk! Tekrar ölç!” diye zıplamaya başladım kantarın kefesinde.
“Sana kim söyledi ağır olduğunu ufaklık?”
“Herkesler! Hatta birinin ayağına bastım, az kalsın ölüyordu. Çok bağırdı…” 
“Sonra bir gün yoruldum, beni tam taşıyacaktı ki kolları yerinden çıktı! Meğer çok ağırmışım… Artık iyileşmek istiyorum kantarcıbaşı, bedeli ne olursa olsun! Böyle beni kimse istemeyecek!”

İşaret parmağını uzatarak;
“Gel bakayım buraya,” dedi.
“Yok çok ağırım, oraya konamam!”
“Sen gel, ben çok güçlüyümdür korkma!”
Tereddütle gittim kantarcının yanına ve usulca kondum parmağına.
Bir anda sendeledi kantarcıbaşı! Hemen havalandım korkuyla,
“Demiştim sana çok ağırım!”
Kahkahalarla gülüyordu kantarcı,
“Şaka yaptım gel!” 
Kondum parmağına.
Gözlerinin içinde tüm bedenimin yansımasını görüyordum. Kanatlarımı çırpmayı bıraktım, tüm ağırlığımı koydum parmağının üzerine…
Düşük omuzlarım, ince kanatlarımla tümsek bir göz aynasından kendime bakakaldım. Ne kadar da küçükmüşüm… 
“Bana bak küçük pırpır, neden inandıysan ağır olduğuna, şimdi aynı sebepten inan hafif olduğuna.
Neden inandıysan sevilmez olduğuna, şimdi aynı sebepten inan sevilebilir olduğuna ve sevildiğine…
Neden inandıysan layık olmadığına, hak etmediğine, şimdi aynı sebepten inan hak ettiğine!”

Gözlerim doldu, uçarak kondum burnuna kantarcıbaşının. Ata biner gibi oturdum burun kemerine.
“Peki ya birinin kolları koparsa yine ya da acıdan bağırırsa ayağına bastığım için?”
“O senin ağırlığından değildir ufaklık, o onun yarasındandır.” 
Sen sevmeyi bildiğinde, içini dışını aynı anda görmeyi öğrendiğinde, ne ayağına basacaksın, ne de kollarına çıkacaksın. Çünkü ne yorulacaksın, ne de yanılacaksın…

Şimdi biraz dinlen, seni hep inandığın yanlışlar yormuş. Uyu, dinlen, uyandığında her şey çok güzel olacak!

Burnundan kalkıp kaşlarına tutunarak saçlarına tırmandım kantarcıbaşının. Şapkasının ucunu kaldırıp girdim yumuşaçık saç tarlasına. Attım kendimi üzerlerine,
“Ooh! Kıvırcık saçları çok severim, çünkü yaylanırlaaar!”
“Heey! Çok zıplama, kaşınıyorum!”
“Upps! Tamam, pardon!”
Yavaşça uzandım. Derin bir uykuya daldım. Rüyamda kantarcıbaşını gördüm. O da benim kadar küçük ve kanatlıydı!
“Ne yapıyorsun rüyamda, nasıl benim gibi olabildin?”
“Ben istediğim gibi olabilirim! Herkes gibi görünebilirim ama ne olduğumu asla unutmam!
Sen de unutma pırpır! Ne olursa olsun, kim ne derse desin. Unutma! Unutma!”

Uyandığımda, kantarcıbaşının kıvırcık saçlarının arasında değildim artık. Büyükçe bir kayanın üzerine bırakılmıştım. Önümde kocaman bir fındık tanesi!
Çok açım! hemen kollarımla sarılıp fındığa bir diş attım! Bu harikaydı!
Tam o sırada bir ses duydum!
“Hey, o koca fındığı tek başına mı yiyeceksin!?”
Benim gibi yüzlercesi uçuşuyordu etrafta! Aman tanrım!
İstemsiz bir çığlık attım, kendimi çimdikledim, kanatlarımı pırpırladım ve tekrar baktım! Bu gerçekti!
“Haydi gel, biraz uçalım. Uzak yoldan gelmişsin belli! Kim olduğunu yeni mi hatırladın?” diyerek güldü dudağının kenarı ile ve diğerlerinin uçtuğu yöne doğru yol aldı.
Arkasından uçarken, tekrar ettim içimden;
“Unutma, kim ne derse desin, ne olursa olsun!
Teşekkürler kantarcıbaşı, seni seviyorum!!”
“Ben de pırpır!” diye yankılanadı arkamdan bir ses! Gözleri gözlerime değdi kantarcının…

İlginizi çekebilir: Kayıp ruhlar kentine hoş geldiniz: Cevap ararken soruyu unutanların kenti

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale