X

Birini sevmekten nasıl vazgeçilir?

Ah aşk… Bazen etrafımızda kavak yelleri estiren, midemizde kelebekler uçuşturan bazense başımıza adeta ‘bela’ olan o karmaşık duygu. Havada aşk kokusu varken her şey güzel de peki ya işler tersine döndüğünde? Hayat, bilinmeyenlerle, acı/tatlı sürprizlerle, öngörülemez gelişmelerle dolu; aşk da öyle. Dengeler bir anda değişebilir, ilişkiler biçim değiştirebilir. Birini sevmek, bizi büyülü deneyimlere çıkarabildiği gibi istemediğimiz duygu ve durumlarla yüzleşmemize de neden olabilir.

İlişkiler sona erer, karşılıksız bir aşkla baş başa kalırız ya da artık demir alma zaman geliverir… İlişkinizi bitirmeye hazır olduğunuzu ne zaman anlarsınız?ve Sonlanması gereken bir ilişkiyi bitirmenize engel olan 7 düşünce kalıbı yazılarımızda romantik ilişkilerin bitişine dair detaylı bakış açıları sunmuştuk, bu yazımızda ise birini sevmekten nasıl vazgeçilir ona değineceğiz. Sevdiğimiz birinden vazgeçebilir miyiz, aşkımızı kalbimize gömüp devam edebilir miyiz? Evet! Eğer, yapmamız gereken bu ise kendi yaşamımızın iplerini elimize alabilmek için sevdiğimiz birinden vazgeçebiliriz.

Birini sevmekten nasıl vazgeçilir?

Ayrılık acısı çekerken sevdiğimiz birinden vazgeçmek imkansız görünse de birtakım kolaylaştırıcı ipuçları var. Peki, neler? Kolay olmayabilir ama bu adımlar size rehberlik edebilir:

Kabul edin

İlk adım, kabullenmek. İlişkiniz bittiyse; terk edildiyseniz, ayrılmayı isteyen sizseniz veya karşılık anlaşarak sonlandırdıysanız hepsinin sonu aynı kapıya çıkıyor; bitiş. Sebepleri elbette ki çiftten çifte değişebilir ancak herhangi bir sebepten ötürü ilişkiniz bittiyse öncelikle bu durumu kabul etmeniz gerekiyor. Hala bitmemiş olduğuna dair inançlarınız varsa ya da kendinizi bir nevi ‘kandırmaya’ çalışıyorsanız bu ancak iyileşme sürecinizi geciktirir. Bunun yerine kabul edip önünüze, kendi yolunuza bakmanızda fayda var.

Neden bittiğini hatırlayın

Birikmiş onca güzel anı varken aralarından kötülerini seçmek zor olabilir. Çok haklısınız. İlişkinin içerisindeyken olumsuz durum ve olayları anımsamak daha kolay görünse de ilişki bittikten sonra sanki o zorlayıcı zamanlar hiç olmamış gibi sadece güzel anılarınız gözünüzde canlanabilir. Ancak, şunu fark etmenizde fayda var; ilişkinizi bitiren birtakım sebepler vardı ve durup dururken sona ermedi. Belki iletişim problemleri yaşıyordunuz, belki yaşam tarzınız, hayata dair bakış açılarınız uyuşmuyordu… Sizi bu noktaya getiren sebepleri kendinize hatırlatın, kırmızı bayraklar nelerdi?

Yas tutmak için kendinize izin verin

Hepimiz insanız, bir makine gibi saniyeler içinde modumuzu değiştiremeyiz; sev, unut, devam et gibi tuşlarımız yok. Yaşayarak, deneyimleyerek, acı-tatlı tüm duygularımızı tadarak öğreniyoruz her şeyi. Aşkı da, kalp kırıklığını da, ayrılığı da… O yüzden biten bir ilişkinin ardından kendimize zaman tanımamız çok önemli. Sabırlı olun, bir günde unutmak, ‘artık onu sevmeyi bıraktım’ demek zorunda değilsiniz. Yas süreci de iyileşmenin bir parçası. Acılarınızı görmezden gelmeyin, üstünü örtmeyin, duygularınızı yaşayın, aksi halde atlatmak daha zor olacaktır.

Mümkünse bağlantınızı koparın

Her gün eski sevgilinizi ya da eşinizi görürken onu nasıl unutabilir, sevmekten vazgeçebilirsiniz? Sosyal medya hesaplarını stalklarken, yakın arkadaşlarınızdan onun hakkında haber almaya çalışırken, ona karşı olan hislerinizi ancak daha da güçlendirirsiniz ve bu da ayrılığın üstesinden gelmenizi daha da zorlaştırır. Elbette ki birtakım nedenler bağlantınızı tamamen koparmanıza engel olabilir; belki aynı iş yerinde çalışıyorsunuz, belki aynı mahallede yaşıyorsunuz ya da çocuklarınız var… Geçerli sebepleriniz olsa da sınırlarınızı koruyarak bu durumu düzenleyebilir, kendinizi daha zor bir duygusal ve psikolojik ikileme sürüklemezsiniz. Aksi halde sürekli ‘acaba gerçekten bitti mi’ gibi düşüncelere kapılabilirsiniz.

Kendinizi meşgul tutun

Birini sevmekten vazgeçmek için kendinizi meşgul tutmayı öğrenmeniz önemli. Böylece, daha az düşünme fırsatı bulur, eski anılarınızın arasında daha az kaybolursunuz. Kendinize bakın, kişisel gelişiminize odaklanın, evinizle ilgilenin, işinize yatırım yapın, kariyerinize ya da akademik hayatınıza yoğunlaşın. Kısacası yeni deneyimlerle ilgilenin. Farklı hobiler edinin, yeni bir şeyler deneyin, sınırlarınızı zorlayın, potansiyelinizi keşfetmek için kendinize fırsatlar yaratın. Unutmayın; size sizden iyi kimse bakamaz.

Sosyalleşin ve destek alın

Zor zamanlardan geçerken sevdiklerimizin yanımızda olduğunu ve bize destek vermek için hazır beklediklerini hatırlamak, rahatlatıcı bir etki yaratabilir. Bir ayrılığın üstesinden gelmeye çalışırken etrafınızda sizi seven insanların varlığını hissetmek, ayrılık acısını daha az hissetmenize yardımcı olabilir. Aileniz, arkadaşlarınız, komşularınız… Sevdiğiniz, size değer veren, sizi anladığından emin olduğunuz insanlarla etrafınızı çevreleyin ve onlarda daha fazla zaman geçirin. Böylece hem kendinizi eski ilişkinizi düşünmekten alıkoyabilir hem de sosyalleşerek olumlu duygularınızı pekiştirebilirsiniz.

Affedin

Ne yaşandıysa yaşandı… Hepsi geçmişte kaldı. Sizin de sevdiğinizin de hataları vardı, sonuçta ilişki iki kişilik… Ama şimdi affetme zamanı. Kin tutmak, yüklerinizi artırmaktan başka bir işe yaramaz. Kendiniz için affedin, hem kendinizi hem de sevmekten vazgeçmek istediğiniz o kişiyi. Dilerseniz “Bağışlayıcı olmanın dayanılmaz hafifliği: Başkaları için değil, kendiniz için affedin” yazımızdan da ilham alabilirsiniz.

Son olarak geleceğe bakın. Kendinize olan güveninizi yeniden inşa edin ve geleceğe umutla bakmayı deneyin; size daha uygun bir partner ve size çok daha fazla mutluluk getirecek bir ilişki köşede bekliyor olabilir…

İlginizi çekebilir: Psikoloji açıklıyor: Bir insanı kendinize aşık edebilir misiniz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş

Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.

Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.

Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale