Yeni nesil olarak bir süredir ilişkiler konusunda kendi içimizde çelişkiler yaşıyoruz. Ya ince eleyip sık dokuyarak sonunda kimseyi beğenmeyip yalnız kalıyoruz ya da hiç sabretmeden, karşılaştığımız sorunlara köklü çözümler aramaya çalışmadan daha sistemin başlarındayken ilişkiyi kestirip atıyoruz. Yok mudur bunun bir ortası? Bir ilişki yürütmek bu kadar karmaşık mı gerçekten?
Bizden önceki nesiller evliliklerini sürdürmek için bazı sorunları görmezden gelerek karşı tarafın kusurlarını kabullenme yoluna gitmişler. Bu davranışlar 30–40 senelik birlikteliği beraberinde getirmiş. Getirmiş getirmiş olmasına ama kişiler kendilerinden ödün verdikleri için yıpranmışlar ve hayatlarını istedikleri gibi yaşayamamışlar. Bu bizim gözlem ve çıkarımımız tabi; onlar bu davranışlarından ve sonuçlarından gayet memnun olabilirler. Ancak gözlemlediğimiz bu yaşanmışlıklar bizi, “aynı hatayı ben yapmayacağım” noktasına getiriyor. Peki, biz bu durumu fazla abartıyor olabilir miyiz? Güçlü ve ayakları yere basan bireyler olmak adına daha tahammülsüz ve anlayışsız insanlar mı olduk?
Bu noktada, hangimizin davranışı daha doğru diye düşünmemiz çok da mantıklı değil. Önemli olan ilişki içindeki beklentiler ve bu beklentilerin nasıl karşılanacağı. Öncelikli olarak yapmanız gereken şey, ilişkiden ve karşı taraftan ne beklediğinizi belirlemek. Huzurlu olmak, ortak zevklere sahip olmak, birlikte çocuk yetiştirmek, baskın olup yönetmek veya çekinik kalıp yönetilmek, aşık olmak, kıskanılmak, gibi birçok beklentiniz olabilir. Bunların önem sırasını kafanızda belirleyin ve karşınızdaki kişinin hiçbir zaman mükemmel olamayacağı gerçeğini göz önünde bulundurun. Karşınıza çıkan kişileri değerlendirirken yaptığınız listeyi baz alın, ancak kafanızda bir idol yaratıp o karakteri beklemeye başlamayın, çünkü öyle bir insanı bulmak için ömrünüz yeterli olmayabilir.
Yeni başlayan bir ilişkide nelere dikkat edilmeli?
Beklentilerinizi belirlediniz ve hayatınızda yer almasını istediğiniz kişiyi aramaya başladınız diyelim, şu işe bakın ki bu profile çok yakın biriyle görüşmeye başladınız. Maalesef ki mutlu son çok yakınınızda değil. Unutmamanız gereken başka konular da var, iletişim, empati, anlayış, uzlaşma, yapıcı çözümler üretme gibi konular sizi bekliyor. Sistemin başındayken ilişkinin sınırlarını iyi çizmezseniz ilerleyen zamanlarda bu konuya dair problemler yaşamanız çok muhtemel. Yani, sistem çökmeye başladığında değil, daha yeni oluşmaya başladığında bir uzmana danışmakta fayda var; çünkü ilişkiniz nasıl başlarsa öyle gider.
Tabi bu bahsettiğim noktaların hepsinin bir bağlayıcılığı olabilmesi için tarafların birbirlerine karşı sorumlulukları olması gerekiyor. Sorumluluktan kastım “günaydın”, “iyi geceler” mesajları, birbirine nerede olduğunu haber vermek, yaptıklarının hesabını vermek gibi şeyler değil. Her ilişki kendine özgüdür ve kendi sınırları içinde değerlendirilmelidir. Çevrenizdekilerin ilişkiniz hakkında yaptığı yorumları çok ciddiye almayın, sizin için doğru olmayabilir, hatta sisteminizi sarsabilir. Ama bu burnunuzun dikine gitmeniz ve kafanız karışık olduğunda da kimseye danışmamanız anlamına gelmiyor. Olaylar sarpa sarmadan ve kopma noktasına gelmeden durumu objektif bir biçimde ele alabilecek bir uzmandan yardım almalısınız.
İlginizi çekebilir: Evlilikte doyum hissi nasıl sürdürülebilir?