X

Bir genç sadece koşarak 24 gencin hayatını değiştirdi

Hep kendimi anlatmak keyif vermiyor bana. Hem benim hem de başkalarının hayatına dokunarak, çevresine iyilik yayanları da tanıyın istiyorum. İşte onlardan biri; Zeynep Başaran.

Zeynep 15 Kasım’da, ilk kez İstanbul Maratonu’na katıldı ve tam 176 kişiden bağış toplayarak kendisinin bile beklemediği bir başarıya imza attı.

Bunu nasıl başardığını merak ettim ve sordum:

Seni kısaca tanıyabilir miyiz?

Antalya’da doğdum ve üniversiteye kadar orada yaşadım. Üniversitede 2007 yılında Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ile tanıştım. Gönüllü olarak projelere katıldım, eğitmen oldum. Sınıf öğretmenliği mezunuyum; fakat mezun olduktan sonra gönüllülük sayesinde tanıştığım sivil toplum platformlarında çalışmaya başladım. UNFPA ve İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı’nda farklı projelerde çalıştım. 2011 yılından beri, daha önce gönüllü olarak faaliyetlerine katıldığım TOG’da çalışıyorum.

İstanbul Maratonu’nda inanılmaz bir iş yaptın ve Adım Adım içerisinde en fazla kişiden bağış toplayanlar sıralamasının 2. Basamağına yerleştin, hem de ilk koşunda bunu başardın. Nasıl yaptın bunu?

Maratona katılmaya karar verdiğimde en az 150 kişiden bağış toplayacağım diyerek kendime hedef koydum. Kampanyamı da bu hedef üzerine oluşturdum. Sosyal medyada yaptığım paylaşımları beğenenlere hemen özelden yazdım ve neden iyilik peşinde koştuğumu daha detaylı anlattım. Birebir görüşmelerde dahil olmak üzere, kampanya süresince 200’ü aşkın kişiyle iletişime geçtiğimi söyleyebilirim. İsteğim, daha önce hiç bağış yapmamış kişilerin bile küçük bir miktar da olsa bağış yapmasıydı. Bağış kültürü oluşursa sürdürülebilir bağışlar ile daha çok kişiye temas edebiliriz.

Runatolia’da yardımseverlik koşusu yapacaklara neler önerirsin? Sırlarını öğrenecek olsak?

Bağış miktarı ya da bağış yapacak kişi üzerinden, ulaşılabilir ama kişinin sınırlarını da zorlayacak bir hedef koymak. Kimden bağış istiyorsak birkaç sefer iletişime geçmek önemli, üstelik bu, uzun zamandır görüşmediğiniz kişilerle sohbet etme fırsatı da sağlıyor.

Bağışçılarından aldığın ilginç geri bildirimler var mı?

Beni mutlu eden bir olayı paylaşabilirim. Üniversiteden hocam Facebook’taki paylaşımımı görmüştü. Şu an yurtdışında yaşıyor ve o nedenle bağış yapamadı ama benim gönderimi paylaşarak kampanyamı destekledi. Onun bu paylaşımı öncü oldu. Sonrasında da hem üniversitedeki arkadaşımdan hem de çağrıyı duyan diğer kişilerden bağış geldi. Bu çarpan etkisi kampanyamı bambaşka bir noktaya taşıdı.

İstanbul Maratonu’nda kaç km koştun/yürüdün?

Biraz koştum, biraz yürüdüm ve 10 km’yi tamamladım. ‘Gençlere değer!’

Nasıl karar verdin bağış toplamaya?

Adım Adım’ı biliyorum, vakıfta koşan ve bağış toplayan arkadaşlarım da vardı. Bu sene ben de Toplum Gönüllüsü gençlerin projelerini desteklemek için harekete geçmek istedim.

Bağışlarla yarattığın kaynak neye vesile olacak?

Toplum Gönüllüsü gençler, kendilerinin kurguladığı sosyal sorumluluk projelerini, Türkiye’nin dört bir yanında hayata geçiriyorlar. Bu projelerle birçok toplumsal soruna çözüm oluyor ve farkındalık yaratıyorlar. Kimi zaman yaşlılarla çalışıyorlar, kimi zaman engellilerle, kimi zaman ekoloji ile ilgili, kimi zaman da çocuklar ile etkinlikler, projeler yapıyorlar. Toplum Gönüllüsü gençlerin hayata geçirdikleri bu projeler bir arada yaşayabilmemiz ve hayal ettiğimiz dünyayı mümkün kılmak için büyük bir umut. Üniversite yıllarında, hatta bazı projeler sayesinde lise yıllarında bile gençlerin bu çalışmaların içerisinde yer almak büyük bir fırsat.İyilik peşinde koşarken beni destekleyen kişilerle birlikte 24 gencin bir yıl boyunca sosyal sorumluluk projelerine katılımını, eğitim fırsatlarından yararlanmasını sağlamış olduk. Ne mutlu bize!

Eğer bir STK çalışanı olmasaydın yine de yardımseverlik koşusu yapar mıydın?

Bireysel olarak sosyal sorumluluk projeleri benim için hep çok önemli oldu. Bu alanda çalışan biri olmasam da iyilik peşinde koşardım.

Önümüzdeki maratonlarda bağışçı sayını artırmaya çalışırken bir yandan da çevrendekileri yardımseverlik koşusu yapmaya ikna etmeyi düşünüyor musun?

Benim ikna etmek için harekete geçmeme gerek kalmadı aslında. Beni gören arkadaşlarım “Ben de koşmak istiyorum, nasıl dahil olabilirim?” diye sormaya başladılar bile.

Sadece koşarak/yürüyerek başkalarının hayatına dokunuyor olmak nasıl bir duygu?

İnsana keyif veriyor. Hayatına dokunduğumuz Toplum Gönüllüsü gençlerin de harekete geçerek, diğer gençler adına bana bağış yapması beni daha da motive etti.

Türkiye’de yardımseverliğe nasıl bakılıyor sence?

Eskiden yardımseverlik maddi durumu çok iyi olan kişilerin ihtiyacı olana yaptıkları bir iyilik olarak görülüyordu bence. Zaman içerisinde sivil toplum kuruluşları ve onların çalışmaları ile yön değiştirdi bu durum. Gönüllülük kavramı ile yardımseverliğin yanında harekete geçmeye, elini taşın altına koymaya başladı insanlar. Burada en önemli şey, harekete geçmek diye düşünüyorum. Ben İstanbul Maratonu’nda koşarak harekete geçtim, beni destekleyen kişiler de bağışları ile harekete geçtiler.

Güzel bir hareketi başlatan Zeynep’e teşekkür ediyor ve önümüzdeki maratonlarda daha çok genci, gençler için kaynak yaratmak üzere koşarken görmeyi diliyorum.

Eğer siz de iyilik peşinde koşmak isterseniz bana mail atabilirsiniz: kivergu@gmail.com

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Koşu dünyasında neler oluyor?

Koşucularda sık görülen yaralanma ve sakatlanmalar

 

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale