Hepimiz bir şekilde hayata geliyor ve çeşitli koşullar ve çevreler içinde şekilleniyoruz. Şekillenme süreci içerisinde hepimizin temel ihtiyaç ve beklentileri oluşuyor, zamanla değişiyor. Bu beklentilerden biri de değer duygusu. Hepimiz birey olarak bulunduğumuz çevreler (iş, aile, arkadaşlar, evlilik, ikili ilişkiler vb.) içerisinde değer görmek ve değerli hissetmek istiyoruz. Her çevrenin ve her bireyin değer verme, değer alma (hissetme) şekilleri ve kapasiteleri farklı. Her yapının kendine ait geçmiş tecrübeleri ve algılama yeteneği bu farklılıkları oluşturmakta. Dolayısıyla problemler de bu noktada başlıyor.
Eski zamanlarda iletişim olanaklarının daha düşük seviyelerde olması sebebiyle bireyin kendiyle olan ilişkisini kolaylaştırdığını düşünmekteyim. Çevresel uyaranların daha az olması, talep oluşturacak seçeneklerin her anlamda az olması insanın, paranın, teknolojinin, alışverişin aklınıza gelebilecek talep artışına sebep olan her gelişimin beraberinde insani duyguları yönetmemizde olumsuz etkileri arttırdığını düşünmekteyim. Bugün teknolojinin gelişmesi, her anlamda insan etkileşiminin ciddi oranlarda artması ve sosyal medya etkisiyle birlikte her geçen gün insanların değer duygusu da değişime uğramaktadır. Bugün pek çoğumuz sosyal medyayı sürekli iyi görünme, değer yaratma, değerli hissetme aracı olarak kullanmaktayız. Aynı zamanda artık sosyal medya, bireylerin, hatta tüzel kişilerin de çeşitli etkileşimler sağladığı, kitlesel boyutta değer yaratma aracı haline de gelmiştir.
Peki sizce aynı zamanda birçoğumuzun bilinçli veya bilinçsiz şekilde değersiz hissetmesine, hatta gerçekten zamanımızı bazen gereğinden fazla kullandırarak bizi değer kaybına uğratmasına, kıyas ve yarış haline bürünmemize neden olması, gereksiz pek çok maddi ve manevi talep isteğimizi de artırmıyor mu?
Pek çoğumuz giyim, araba, ev, statü, ilişkiler, seyahat gibi kavramları kullanarak bir veya birkaç maskemizi göstererek değer görmeye ve değerli görünmeye çalışıyoruz. Bulunduğumuz çevreler içerisinde maskeler takarak, başka rollerin makyaj ve kıyafetleri içerisinde içsel arayışlar, duygusal tatminler aramaktayız. Bunu normal yaşantımız içerisinde de pek çok farklı maskeler ile gerçekleştiriyoruz ancak, sosyal medyada istediğimiz maskeleri daha büyük çevrelere pazarlıyoruz. Kaçımız gün sonunda maskesiz, makyajsız kendiyle ve çevresiyle iletişimde iyiyi de kötüyü de acıyı da tatlıyı da ‘evet’i de ‘hayır’ı da kabul edebilmekte veya ortaya koymakta? Kendimizle dürüst ve maskesiz bir iletişim oluşturamadıkça dışarıya karşı bu iletişimi oluşturmamız zorlaşır. Aynada her halimize önce kendimiz bakamadıktan sonra dışarıya nasıl gösterebiliriz?
- Aldığımız eğitimler, başarılarımız,
- Patronumuz, arkadaşımız, eşimiz veya anne babamızdan beklediğimiz takdirler, onaylar,
- Aldığımız pek çok ayakkabı, çanta, kıyafet,
- Beğenilmek adına yaptığımız bedenimizdeki fiziksel değişiklikler,
- Arabalar, evler, yatlar, katlar,
- Kadınlar veya erkekler tarafından beğenilmek, istenmek,
- Sürekli biri tarafından sevilme ihtiyaçları,
- Oradan oraya sürekli gezmeler, seyahatler…
Aklına gelebilecek daha pek çok şey ne kadar değerli hissetmeni sağladı?
Kimden hangi duyguyu beklediğin için bunlarla içini doldurmaya çalıştın?
Ya da aradığın değeri bulabildin mi?
Her duygu gibi değer duygusu da önemli hepimizin bulunduğumuz çevreler içinde ve kendi içimizde değer duygusunu hissetmemiz gerekir. Ancak değer duygusunu nerelerde aradığımız, ne şekilde aradığımız, ne düzeyde aradığımız ve içsel olarak nasıl dolduracağımız önem içermektedir.
Değerinizi, aynaya bakınca ya da yanında beraber yürüyünce hissedebildiğiniz tüm yolların sizinle olması dileğiyle…
İlginizi çekebilir: Bir yola çıkış hikayesi