X

Bir Anlaşmazlığa Nasıl Arabuluculuk Yapılır?

Arabuluculuk, taraflar arasındaki anlaşmazlığın çözülmesi için tarafsız bir kişi yardımıyla yapılan müzakereyi ifade etmektedir. Genelde işyerindeki anlaşmazlıkları için devreye giren arabulucunun anlaşmayı zorlama gibi bir yetkisi olmasa da tarafların yanında bir arabulucunun olması, görüşmelerin seyrini değiştirmeye ve çözüm bulmaya yardımcı olmaktadır.

Tarafların çıkmaza girmesiyle anlaşmazlığın çözümü için genelde arabulucudan yardım alınır. Üçüncü bir taraf olan arabulucu, kimin kazanacağına ve kimin kaybedeceğine karar veren bir taraf değildir. Yalnızca tarafların anlaşmaya varmasına yardımcı olmaktadır.

Arabulucunun anlaşmazlıklardaki rolünü ve arabuluculuk yapmak için hangi kurallara dikkat edilmesi gerektiğini bu yazıda okuyabilirsiniz.

Arabulucunun Rolü Nedir?

Arabulucunun anlaşmazlıklardaki rolü, ilgili tarafların kişiliklerine ve tarafların arabulucuya verdiği yetkiye göre değişiklik gösterebilir. Arabulucu tamamen tarafsız olabileceği gibi bazen daha aktif bir şekilde rol alabilir. Arabulucu, çözüme ulaşmak için hangi teknikleri kullanırsa kullansın, arabulucunun çözüme yönelik karar verme yetkisi yoktur.

Arabulucu farklı senaryolarda şunları yapmaya çalışabilir:

  • Bilgi alışverişini teşvik etmek
  • Tarafların birbirlerinin görüşlerini anlamalarına yardımcı olmak
  • Taraflara sorunlarının anlaşıldığını bildirmek
  • Duygusal ifadeyi teşvik etmek
  • Sorunları tanımlamak ve daraltmak
  • Çözüm alternatiflerini gerçekçi bir şekilde değerlendirmeye yardımcı olmak
  • Müzakereler çıkmaza girdiğinde tarafların ara vermesini sağlamak
  • Esnekliği ve yaratıcılığı teşvik etmek
  • Odağın geçmişten geleceğe kaymasını sağlamak
  • Tarafların suçlayıcı ifadeler kullanmadan görüşlerini ifade etmelerini sağlamak
  • Tüm tarafların temel çıkarlarını karşılayan çözümlerin üretilmesine yardımcı olmak

Arabuluculuk, düzgün bir şekilde yapıldığında hukuki sürece başvurulmaksızın her iki tarafın gerçek ihtiyaçlarının ve çıkarlarının belirlenmesine yardımcı olabilir. Bu sayede taraflar arasındaki sorunlar, mahkeme gibi resmi bir ortama taşınmadan çözülebilir.

Arabuluculuk sırasında yalnızca arabulucunun değil, aynı zamanda sorun yaşayan tarafların da sorumluluklarının olduğu unutulmamalıdır. Tarafların tüm arabuluculuk oturumlarına katılmaları ve sürece iyi niyetli bir şekilde devam etmeleri önemlidir. Arabulucunun ise tarafsız kalması, bir tarafa veya görüşe taraf olmaktan kaçınması gerekir. Bunun yanı sıra açık bir şekilde mutabakata varılması halinde arabulucuya yapılan tüm beyan ve açıklamaların, verilen bilgilerin ve belgelerin gizli kalması gerektiği unutulmamalıdır.

Arabuluculuk Nasıl Yapılır?

Arabuluculuk düzgün bir şekilde yapıldığında tarafların anlaşmasını sağlamaya yardımcı olabilir. Ancak arabuluculuk sırasında hem anlaşmazlığa düşen tarafların hem de arabulucunun belli sorumlulukları vardır. Arabulucunun tarafsız kalması ve taraflardan birine taraf olmaktan kaçınması önemlidir. Bunun yanı sıra tüm tarafların tüm oturumlara katılmaları ve süreç boyunca iyi niyetli olmaları gerekir.

Arabuluculuk yaparken aşağıdaki kurallara dikkat etmek, sürecin her iki taraf için adaletli bir şekilde ilerlemesine yardımcı olacaktır:

1. Tarafsız ve güvenli bir ortam oluşturun

İşyerindeki bir anlaşmazlığa arabuluculuk yapacaksanız, işyeri ortamı dışında toplantı ayarlamayı düşünebilirsiniz. Öncelikle seçtiğiniz ortamın rahat, iyi havalandırılmış olduğundan ve masa ile sandalyelerin etkili bir diyalog kurmak için düzenlenmiş olduğundan emin olmalısınız. Bunun için yuvarlak bir masa tercih edebilirsiniz. Ortam seçiminde önemli olan herkesin rahat olmasını ve iletişimin önünde fiziksel hiçbir engel bulunmamasını sağlamaktır.

2. Giriş yapın ve temel kuralları belirtin

Başlangıçta her iki tarafın da kendisini tanıtmasını isteyin. Arabuluculuk sürecinin adil olmasını sağlamak için temel kuralları en baştan belirleyin. Temel kurallar arasında aynı anda bir kişinin konuşabileceğini, kimsenin sözünün kesilmeyeceğini, suçlama yapılmayacağını ve aşağılayıcı ifadeler kullanılmayacağını belirleyebilirsiniz.

3. Sorunu belirlemek için bilgi paylaşımı yapın

Her iki tarafa kendi durumunu sunma fırsatı verin. Taraflardan biri karşı tarafın sözünü keserse ya da suçlayıcı ifadeler kullanırsa müdahale edin ve nezaket kurallarını hatırlatın. İlk tarafı tamamen dinledikten sonra sıranın kendisine geleceğini söyleyin. Söylenenleri netleştirmek ve anlaşmazlığı tam olarak anlayıp esas sorunu belirlemek için açık uçlu sorular sorun. Taraflardan biri konuşmayı bitirdiğinde suçlama içeren ifadeleri daha düzgün bir şekilde toparlayarak söylenenleri ifade edin.

4. Konuyu tartışmaya açın

Anlaşmazlığın taraflarına sorunlarından ve duygularından konuşmaları için şans verin. Konuşmanın akışını kesmemeye çalışın. Yaşanan sorun nedeniyle yaşanan duyguların ifade edilmesini sağlayın. Duygular dikkate alınmadıkça sorunun gerçekten çözülmesi mümkün olmayabilir. Taraflara, karşılarındaki insanın nasıl hissettiğini kabul etmenin ve bundaki payları için özür dilemenin, hatayı kabul etmekle aynı şey olmadığını anlatın.

5. Temel sorunları belirleyin ve çözümler üretin

Taraflara ortak noktalarını ve üzerinde anlaşmaya vardıkları konuları hatırlatın. Taraflardan sorunlarını öncelik sırasına göre dizmelerini ve çözüm üretmek için beyin fırtınası yapmalarını isteyin. Her iki tarafın da kazançlı çıkacağı bir çözüm bulmaya teşvik edin. Arabulucu olarak rolünüz, çözüm önermeyi veya değerlendirme yapmayı kapsamamaktadır. Çözüm önermek ve sunulan çözümleri değerlendirmek yerine tarafların kendi çözümlerini belirlemeleri ve anlaşmaya varmak için beyin fırtınası yapmaları için teşvik etmeye çalışmalısınız.

6. Anlaşma şartlarını hazırlayın

Tarafların sorumluluklarını ve zaman çizelgesini de içerecek şekilde anlaşmanın şartlarını hazırlayın. Anlaşmaya varılan çözümü yeniden ifade edin. Çözüm pratik görünmüyorsa üzerinde yapabilecekleri bir değişiklik olup olmadığını sorun. Bu sayede taraflar çözümlerin uygulanabilirliği üzerinde düşünebilir ve daha önce akıllarına gelmeyen noktaları tartışabilir.

İlginizi çekebilir: Toksik bir ilişki yaşayan arkadaşınıza destek olmak için neler yapabilirsiniz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale