X

Bipolar bozukluk teşhisi nasıl yapılır?

Günümüzde doktorlar bipolar bozukluğun farklı halleri ve doğru teşhis koyma konusunda oldukça uzun bir yol katettiler. Geçmişte bipolar bozukluk unipolar depresyon, şizofreni gibi başka bozukluklar ile sık sık karıştırılıyordu ancak artık bu konuda büyük ilerlemeler kaydedildi. Ruh hastalıklarına dair bu anlayışın artması sayesinde bipolar depresyon, hipomani ve mani işaretleri ile belirtileri teşhis edilebilir hale geldi ve böylece rahatsızlığın tedavisi de doğru şekilde uygulanabilir oldu.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Çoğumuz teşhisler için kan testleri, laboratuvar ölçümleri gibi konularla haşır neşir hale geldik ancak bipolar bozukluğun teşhisi için laboratuvar ve tarama testlerinin uygulanması pek de doğru olmuyor. Hatta bu konudaki en büyük teşhis aracı ruh hali dalgalanmalarınızdan, davranışlarınızdan ve yaşam tarzı alışkanlıklarınızdan doktorunuza açık şekilde bahsetmenizdir.

Fizik muayene hastanın genel sağlık durumuna dair işaretler verebilir ancak bipolar işaret ve belirtilerinin tespit edilmeleri için hastanın ağzından olan bitenleri açık bir şekilde dinlemek gerekir.

Bipolar bozukluk teşhisi için doktorun neleri bilmesi gerekir?

Bipolar bozukluğun doğru teşhis edilebilmesi için belirtilerin, şiddetlerinin, sürelerinin ve sıklıklarının dikkatli bir şekilde not edilmesi gerekir. Gün gün veya an an ortaya çıkan ruh hali dalgalanmaları illa ki bipolar bozukluğa da işaret etmeyebilir. Teşhiste temel olarak sıra dışı iyi ruh hali ve huzursuz ruh halinin belli bir periyot boyunca ortaya çıkması, bunun yanında enerjide, uyku halinde, hızlı düşünme ve konuşma gibi konularda da belirtiler olması gerekir. Hastanın belirtileri DSM-5 adı verilen kılavuzdaki kriterlere göre değerlendirilirler.

Bipolar bozukluk teşhisinde bir psikiyatr veya ruh sağlığı uzmanı size kişisel hayatınız, aile geçmişiniz, başka bozukluklarınız gibi konularda sorular soracaktır. Bipolar bozukluğun bazen genetik bir bileşeni vardır ve bu nedenle aile geçmişi teşhis koymaya yardımcı olabilir. Fakat bozukluğa sahip çoğu insanın aile geçmişinde bulguya rastlanmaz.

Doktorunuz bipolar belirtilerinize dair detaylı sorular da soracaktır. Ayrıca mantık, hafıza, kendinizi ifade edebilme, ilişki sürdürme gibi başka konulara da odaklanılabilir.

Bipolar bozukluk belirtilerini taklit eden başka hastalıklar var mı?

Ruh hali dalgalanmaları ve dürtüsel davranışlar bazen bipolar bozukluk değil de başka psikiyatrik rahatsızlıkların da belirtileri olabilirler, bazıları şöyle:

  • Madde kullanımı bozuklukları
  • Borderline kişilik bozukluğu
  • Tutum bozukluğu
  • Dürtü kontrol bozuklukları
  • Gelişimsel bozukluklar
  • Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu
  • Travma sonrası stres bozukluğu gibi bazı anksiyete bozuklukları

Sanrı ve halüsinasyonlar ile seyreden psikoz sadece bipolar bozuklukta değil, şizofreni gibi başka rahatsızlıklarda da ortaya çıkabilir. Ayrıca bipolar bozukluğa sahip olan insanların büyük kısmında anksiyete bozuklukları, madde kullanımı bozuklukları, kişilik bozuklukları gibi başka problemler de bulunurlar ve bunların ayrı olarak tedavi edilmeleri gerekir.

Tiroid hastalıkları, lupus, HIV, bel soğukluğu ve başka enfeksiyonlar gibi bazı psikiyatrik olmayan diğer hastalıklar da bipolar bozukluk belirtilerini taklit edebilirler. Bu da hem teşhisi hem de tedaviyi daha zorlu hale getirebilir.

Diğer problemler genellikle mani dönemini andırırlar fakat bipolar bozukluktan başka sebepleri vardır. Örneğin bazı steroid ilaçlar ruh hali ve davranışlarda değişimlere sebep olabilirler.

Bipolar bozukluk için doktora gitmeden önce ne yapmalı?

Doktorunuza teşhis için gitmeden önce belirtilerinizi bir süre not almanız iyi olur çünkü böylece depresyon, hipomani ve mani dönemlerine dair örüntü görünür hale gelebilir. Sadece ruh haline değil, aynı zamanda uyku, enerji, düşünme, konuşma ve davranış gibi diğer alanlara da odaklanmak gerekir. Ayrıca doktora gitmeden önce ailenizin tıbbi geçmişine dair bilgileri de soruşturmanız faydalı olur. Aile geçmişi özellikle teşhisi zor vakalarda faydalı olabilir.

Doktor ziyaretine sizi iyi tanıyan bir yakınınızı da götürmeniz faydalı olabilir. Çünkü bu bireyler bazen konuya dair kişinin kendisinden daha fazla bilgi sahibi olabilir ve detayları doktora aktarabilirler. Doktoru ziyaret etmeden önce aşağıdaki konular hakkında düşünün ve notlar alın:

  • Ruhsal ve fiziksel sağlık konusunda endişeleriniz
  • Fark ettiğiniz belirtiler
  • Sıra dışı davranışlarınız
  • Geçmiş hastalıklarınız
  • Ailenizdeki ruh hastalıkları geçmişi
  • Şimdi aldığınız ve geçmişte almış olduğunuz ilaçlar
  • Aldığınız doğal besin takviyeleri
  • Yaşam tarzı alışkanlıklarınız
  • Uyku alışkanlıklarınız
  • Hayatınızdaki stres kaynakları
  • Bipolar bozukluğa dair sorularınız

Doktor teşhis için hangi testleri kullanır?

Doktor belirtileri değerlendirmek için bir anket doldurmanızı isteyebilir. Ayrıca kan ve idrar testleri ile başka hastalıkların olup olmadıkları kontrol edilir. Uyuşturucu taraması yapılabilir. Bunun yanında TSH hormonu düzeylerine de göz atılır çünkü depresyon bazen tiroid işlevleri ile bağlantılı olur.

Beyin taraması teşhiste işe yarar mı?

Bipolar teşhisi için beyin tarama testleri gerekli değildir ancak doktorlar bazen psikiyatrik belirtiler verebilen başka nörolojik problemleri görmek için görüntülü tarama cihazlarını kullanabiliyorlar. Tomografi veya MR taraması düşünce, davranış ve ruh halinde ani değişimler ortaya çıkan kişilerde kullanılabilir ve böylece nörolojik bir sebep olup olmadığı görüntülenebilir.

Son zamanlardaki araştırmalar EEG ve MR taramalarının bipolar bozukluğa sahip kişilerin beyinlerinde farklar olduğunu gösteriyorlar fakat bu konuda kesin teşhis sağlayacak bir yöntem henüz bulunmadı.

Bir yakınınızın bipolar bozukluğu olduğunu düşünüyorsanız ne yapabilirsiniz?

Eğer sevdiğiniz bir yakınınızın bipolar bozukluğu olduğunu düşünüyorsanız endişeleriniz konusunda o kişiyle konuşun. Doktor randevusu almasını sağlayabilir ve dilerseniz onunla beraber gidebilirsiniz. Bazı ipuçları şöyle:

  • Doktoru bunun yeni bir problem olduğu konusunda bilgilendirin.
  • Endişelerinize dair her şeyi bir kağıda yazın.
  • Problem ve belirtiler konusunda açık ve net olun.
  • Ruh hali ve davranış değişimlerine dair detay verin.
  • Ani ortaya çıkan kızgınlık, depresyon ve agresyon gibi ruh hali değişimlerini tanımlayın.
  • Kişilikteki değişimleri tanımlayın, özellikle paranoya, sanrı ve halüsinasyon gibi konularda bilgiler verin.
  • Kişinin madde kullanımı varsa bunu bildirin.
  • Kişinin aldığı tüm ilaçların bir listesini çıkartın. Bazı ilaçların ruh hali üzerindeki negatif etkileri belirtileri anlamaya yardımcı olabilirler.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Kaynak: webmd

İlginizi çekebilir: Onun ne kadar farkındayız: Bipolar kişilik bozukluğu

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Ekim ayı Meme Kanseri Farkındalık Ayı: #KendineZamanAyır

Meme kanserinin kadınlar arasında en sık görülen kanser türlerinden biri olduğunu biliyor musunuz? Her yıl dünya genelinde milyonlarca kadın, meme kanseri ile mücadele ediyor ve bu mücadeleyi kazanabilmek için erken tanı, en önemli adım olarak karşımıza çıkıyor. Tüm dünyada her sene Ekim ayı Meme Kanseri Farkındalık Ayı olarak çeşitli organizasyonlar, eğitimler, etkinlikler çerçevesinde düzenleniyor ve bu sayede başta kadınlarda olmak üzere toplumun her kesiminde meme kanserine dair farkındalık yaratmak amaçlanıyor.



Meme kanserinde erken teşhis, hayat kurtarır

Yüksek oranda kadınlarda görülmesinin yanı sıra erkeklerde de görülebilen meme kanseri, memedeki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesiyle ortaya çıkıyor. Erken evre olarak bilinen 1. evreden başlayarak kanser, ileri evreler olan 3. ve 4. evreye kadar ilerleyebiliyor. Son evrelere doğru kanser, memeden hariç vücudun uzaktaki diğer organlarına da yayıldığından bu evrede yapılabilecek olan tek şeyin, kanserin ilerleme hızını yavaşlatmak olduğu biliniyor. Ancak, kanserin ilk evrelerde teşhis edilmesi, tedavinin başarı şansını önemli ölçüde artırıyor; bu nedenle erken tanı hayati öneme sahip.

Araştırmalar, vakalar ve uzman görüşleri gösteriyor ki; meme kanseri, ne kadar erken tespit edilirse, tedaviye yanıt o kadar iyi oluyor. Dolayısıyla Meme Kanseri Farkındalık Ayı, bireyleri meme kanseri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya yönlendirdiği ve erken teşhisin önemini vurguladığı için hem bu mücadeleyi veren kişiler hem de risk grubundaki diğer herkes için hayat kurtarıcı bir role sahip.

Peki, meme kanserinin risk faktörleri neler, fark edilebilir belirtileri var mı, erken tanı ne denli önemli, bireysel olarak birtakım adımlar atılması mümkün mü? Şöyle ki; genetik, yaşam tarzı, yaş, obezite, çeşitli rahatsızlıklar gibi değişkenler, ne yazık ki meme kanseri açısından risk faktörleri olarak değerlendiriliyor, ancak herkes için her bir faktör, risk oluşturmak zorunda değil. Dolayısıyla doğru bir yaklaşım benimsemek açısından uzman kontrollerinin önemi çok büyük.

Özellikle 30’lu yaşlardan itibaren düzenli olarak doktor kontrollerine gitmek, meme muayenesi yaptırmak ve meme ultrasonu çektirmek, meme kanserinin erken teşhis edilmesinde kritik rol sahibi. 40 yaş üstü kadınların mamografi çektirmesi de yine çok önemli. Çünkü, meme kanseri, birtakım ilk belirtilere sahip olsa da her zaman belirtilerle kendini göstermeyebilir. Öte yandan, memede şişlik veya kitle hissetme gibi her belirti de kanserin olduğu anlamına gelmeyebilir. Bu nedenle en doğru tanı ve teşhis için bir uzman kontrolünde ilerlemek her zaman en sağlıklısı.

Meme kanserinin ilk belirtilerini, risk faktörlerini, evrelerini, tanı yöntemlerini ve meme kanserine dair merak ettiğiniz daha pek çok konuyu Amerikan Hastanesi’nin web sitesinden detaylı bir şekilde okuyabilir, hem kendiniz hem de sevdikleriniz için bu konuda kapsamlı bilgi sahibi olabilirsiniz. Diğer yandan riski en aza düşürmek ve erken tanı ve tedavi şansını artırmak için sağlığınızın kontrolünü hemen elinize alabilir; kendi kendine meme muayenesi yapmayı öğrenebilirsiniz. Bunun için ilk yapmanız gereken; kendinize zaman ayırmak.



Hayat kurtaran bir çağrı: #KendineZamanAyır

Amerikan Hastanesi, Meme Kanseri Farkındalık Ayı’nda #KendineZamanAyır diyerek farkındalık yaratan bir çağrıda bulunuyor. Günümüzün yoğun temposunda, çoğu zaman kendimize zaman ayırmayı ihmal ediyoruz; oysa ki sağlığımız söz konusu olduğunda atmamız gereken en önemli adım, kendimizi dinlemek, bedenimizdeki değişiklikleri fark etmek. Kendimize ayırdığımız bu zamanlarda ayda 1 kez yapacağımız kendi kendine meme muayenesi ve yılda 1 kez düzenli doktor kontrolü ile sağlığımız için büyük bir fark yaratabiliriz.

Siz de sağlığınızı korumak için sadece Ekim ayında değil, her ay düzenli olarak kendinize ayırdığınız zamanda meme muayenenizi yapabilir, yılda 1 kez doktor kontrolüne giderek ileride karşılaşabileceğiniz olası sağlık sorunlarını önleyebilirsiniz. Kendi kendine meme muayenesi nasıl yapılır, öğrenmek içinse yine Amerikan Hastanesi’nin web sitesini ziyaret edebilir veya aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.

Unutmayın; erken teşhis hayat kurtarır. Kendinize değer verin, kendinize zaman ayırın.

*Bu yazı Amerikan Hastanesi katkılarıyla hazırlanmıştır.





Saç kurutma ve şekillendirmede devrim yaratan bir yenilik: Dyson Supersonic Nural™

Teknolojinin hayatımızın her alanına dokunduğu yadsınamaz bir gerçek. Gelişen teknoloji, varlığını yaşamın her köşesinde hissettirmeye devam ederken gün geçtikçe işlerimizi daha da konforlu hale getiriyor. Anahtarsız çalışan arabalar, uzaktan kontrol edilebilen beyaz eşyalar, kapağını açmadan içini aydınlatan buzdolapları ve daha nicesi ile günlük işlerimizi çok daha hızlı ve pratik şekilde halledebiliyoruz. Peki ya daha fazlası olsa? Bu gelişen teknoloji yaşamlarımızı kolaylaştırmakla kalmayıp bizi daha iyi tanısa, kişisel tercihlerimizi daha iyi yansıtsa? Tıpkı sıkça gittiğimiz restoranda daha sipariş vermeden favori yemeğimizin hazırlanmaya başlaması ya da kuaförümüzün bize en çok yakışan saç kesimini hatırlaması gibi… İşte hem gelişen teknolojiyi kullanan hem de tercihlerimizi çok iyi tanıyan çığır açıcı akıllı bir saç kurutma makinesi artık bizimle: Dyson Supersonic Nural™.



Dyson’ın en akıllı saç kurutma makinesi Dyson Supersonic Nural™, aynı zamanda Dyson’ın en yeni şekillendirme teknolojisine sahip. Akıllı sensörleri sayesinde ısıyı ve hava akımını otomatik ayarlayan, saç derisini koruyan, ısı hasarını önleyen ve saç parlaklığını artıran, tüm bunları aşırı ısı olmadan yapabilen ve hızlı kurutma sağlayan Dyson Supersonic Nural™, saç bakım rutinlerinin yeni vazgeçilmezi olmaya aday. Üstelik uzun-kısa, kıvırcık düz, hiç fark etmez, her saç tipinin favorisi olacak. Bu kişiselleştirilmiş teknolojiyi kullanmanın saçlarınıza ve hayatınıza nasıl katkı sağlayacağını merak ediyorsanız, işte bilmeniz gerekenler:

Akıllı sensörler sayesinde saçınızı ve saç derinizi korur

Günlük saç bakım rutinimizde, en sık kullandığımız yardımcılardan biri şüphesiz ki saç kurutma makineleri. Ancak her gün -hatta bazen günde birkaç kez- yüksek ısıya maruz kalan saçların yıpranması kaçınılmaz. Aşırı ısı, sadece saçlarınıza değil saç derisine de zarar verir, saç tellerini yıpratarak saçın doğal parlaklığını kaybetmesine neden olur. Dyson Supersonic Nural™ akıllı sensörleri sayesinde saç derisine ve saç tellerine zarar vermeyen bir bakım sunuyor.

Kapsül aydınlatması, hava akımının sıcaklığını göstererek; mevcut ısı ayarını fark etmeniz için soğuk maviden canlı kırmızıya renk değiştiriyor. Saç derisi koruma modu aktifleştirildiğinde, Time of Flight sensörünü kullanarak mesafeyi ölçüyor ve ısıyı otomatik olarak ayarlıyor. Yani, saçınıza yaklaştıkça ısıyı düşürüyor. Bu sayede nem dengesini koruyarak saç direncini artırıyor ve saçın doğal parlaklığını ve rengini koruyor. Size de her zaman harika görünen saçlarla hazırlanıp evden çıkmak kalıyor.

Duraklatma algılama özelliği ile siz durduğunuzda makineniz de durur

Şüphesiz ki çoğumuzun günlük rutininde pek çok duraklama anı var. Sabah evden çıkmak için hazırlanırken birden çalan bir telefon, yemek yaparken diğer odadan seslenen çocuklar, dizinin en heyecanlı yerinde kesilen elektrik… Hayatın içinden daha pek çok örnek verilebilir. Ve bir şekilde bu anlar hayatın doğal akışında yerini bulur geçer. Peki ya saç kurutma makinemiz de bizimle aynı anda duraklayıp, ritmimizi anlayarak aynı anda hareket etse nasıl olurdu?



İşte Dyson Supersonic Nural™ tam da bunu yapıyor. Duraklatma algılama özelliği sayesinde makineyi kullanmayı bırakıp bir yere koyduğunuzda, hareket algılayıcı ivmeölçer ile durumu fark ediyor. Ve otomatik olarak ısıtıcıyı devre dışı bırakıp, hava akımını ve gürültüyü azaltıyor. Keşke etrafımızdaki herkes ve her şey, Dyson Supersonic Nural™ gibi bizi anlasa ve ayak uydursa… Hayatın ritmini böyle yakalamak çok daha kolay olmaz mıydı?

Kısacası, saçı kurutmak ve şekillendirmek artık çok daha kolay; Dyson Supersonic Nural™ çok hızlı, çok akıllı. Siz de saçlarınıza hak ettiği değeri sunmak istiyorsanız saç bakımını, en akıllı teknoloji ile buluşturan Dyson Supersonic Nural™ ile tanışmak için hemen tıklayın.

*Bu yazı Dyson katkılarıyla hazırlanmıştır.





“Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması” için başvurular başladı

İnsanlığın varoluşundan bu yana kadınlar, toplumda pek çok ilham veren, güçlü roller üstlendi. Her ne kadar toplumsal cinsiyet eşitsizliği kadınların mücadelesini her dönemde zorlaştırmış olsa da; günümüzde kadınlar iş hayatından siyasete, eğitimden medyaya toplumun pek çok alanında yer almaya, seslerini duyurmaya ve görünürlüklerini güçlendirmeye devam ediyorlar. Artık başarılı kadın hikayelerinin pek çok örneği var; özellikle de girişimcilik sektöründe.



Kadınlar girişimcilik dünyasına isimlerini altın harflerle yazdırmaya ve pek çok farklı sektörde muhteşem izlere imza atmaya devam ettikçe, kadın girişimcilerin hikayelerini paylaşmalarına aracı olacak pek çok etkinlik ve yarışma düzenleniyor. Böylelikle hem kadınların girişimcilik konusunda daha aktif olmalarına hem de ilham verici hikayelerini diğer kadınlarla paylaşmalarına olanak sağlanıyor. Bu yarışmaların ilki ve en köklülerinden biri de Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması.

 “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması, kadın girişimcilerin çevrelerinde yarattığı farka ve faydaya da odaklanırken, girişimcilikteki başarısını Türkiye’ye duyuran kadınların başka kadınlara katkı sağlama konusundaki motivasyonlarını da artıyor. Kadın girişimcileri ve kooperatifleri, büyük bir heyecanla gerçekleşen jüri değerlendirmesi sonucu belirlediğimiz birincilerden biri olması için Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’na başvurmaya davet ediyoruz.” – Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Sibel Kaya

Garanti BBVA, Ekonomist Dergisi ve KAGİDER iş birliğiyle: Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması

Türkiye’de, kadın girişimcilere yönelik çeşitli çalışmalar yürüten ilk özel banka olan Garanti BBVA, girişimcilik konusuna büyük önem veren, konuyu sayfalarına taşıyan Ekonomist Dergisi ve Türkiye’de kadın girişimciliği ve liderliğini geliştirmeyi hedefleyen sivil toplum örgütü KAGİDER’in iş birliğiyle 2006 yılından bu yana kesintisiz olarak gerçekleşen Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması” bu yıl 18. kez düzenleniyor.

Yarışmada başvurular, Türkiye’nin Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Teknolojide Gelecek Vadeden Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Yöresinde Sürdürülebilir Fark Yaratan Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Kadın Sosyal Etki Girişimcisi ve Türkiye’nin Kadın Kooperatifi olmak üzere 5 kategoride değerlendiriliyor.



Yarışmanın kazananları ise Şubat ayında yapılacak olan ödül töreni ile açıklanacak. “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi” ödülünü alacak girişimci 250.000 TL, “Türkiye’nin Yöresinde Sürdürülebilir Fark Yaratan Kadın Girişimcisi”, “Türkiye’nin Teknolojide Gelecek Vadeden Kadın Girişimcisi”, “Türkiye’nin Kadın Sosyal Etki Girişimcisi” ve “Türkiye’nin Kadın Kooperatifi” kategorilerinin birincileri ise 200 biner TL’lik ödülün sahibi olacak.

“Kadın girişimciliğinin sürdürülebilir kalkınmaya olan etkisini görmek ve bu başarıları ödüllendirmek bizim için büyük bir mutluluk. Kadın girişimcilerin ekonomiye kazandırdığı değer, ülkemizin geleceği için büyük önem taşıyor. Yarışmaya katılacak tüm kadınlara başarılar diliyorum. Hep birlikte, kadınların gücünü daha da ileriye taşıyacağız.” – KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Esra Bezircioğlu

2025 yılının kadın girişimcisi siz olabilirsiniz

Hikayenizle tüm kadınlara ilham olmak ve başarılarınızı tüm Türkiye’ye duyurmak istiyorsanız; 15 Kadım 2024 tarihine kadar www.garantibbvakadingirisimci.com adresindeki formu doldurarak yarışmaya başvurabilirsiniz.

“Türkiye’de kadının ekosisteme katkısını daha da artırmayı, girişimci kadınları cesaretlendirmeyi amaçladığımız bu yarışma önemli bir aşama kaydetti. 17 yılda 45 bin başvuru olmamız, yıllar içinde kategori sayısının bir iken geçen yıl itibarıyla beşe çıkması çok kıymetli. Ekonomist dergisi, Garanti BBVA ve KAGİDER olarak kadın girişimcilerimizi yarışmamıza davet ediyoruz.” –Ekonomist Dergisi Yayın Yönetmeni Talip Yılmaz





İlgili Makale