Doktorlar bipolar bozukluğun sebeplerini tam olarak anlamıyor. Ancak son yıllarda bipolar spektruma dair daha fazla şey öğrenildi ve bu bilgiler hem mania dönemleri hem de majör depresyon dönemleri ve ikisi arasında kalan tüm aşırı uçlar için geçerli.
Bipolar bozukluğun aile soyu boyunca genelde devam ettiği ve dolayısıyla genetik bir sebebi de olduğu görülüyor. Ayrıca çevre ve yaşam tarzı problemlerinin de rahatsızlığın şiddeti üzerinde etkili olduğu düşünülüyor. Alkol, madde kullanımı, stresli olaylar bipolar bozukluğu tedavisi daha zor hale getirebiliyorlar.
Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.
Beyin ve bipolar bozukluk
Uzmanlar bipolar bozukluğun kısmen beyin devrelerindeki bir problemden kaynaklandığını ve bunun sonucunda nörotransmiter adı verilen beyin kimyasallarının etkilendiğini düşünüyor.
Beyin ve beden işlevleri üzerinde etkili olan üç önemli nörotransmiter vardır: Norepinefrin, serotonin ve dopamin. Norepinefrin ve serotonin sık sık depresyon ve bipolar bozukluk gibi psikiyatrik bozukluklarla bağlantılı görünüyor. Beynin tatmin ve duygusal ödülleri düzenleyen sinir yolları dopamin tarafından kontrol edilir. Beynin diğer bölgelerinde dopaminin etki gösterdiği devrelerdeki bir problemin psikoz ve şizofreni gibi gerçeklik algısını bozan, mantıksız düşünce ve davranış düzenlerine sebep olan ağır ruh hastalıkları ile bağlantılı olabildiği görülüyor.
Beyin kimyasalı serotonin ise uyku, uyanıklık, yeme, cinsel aktivite, dürtüsellik, öğrenme ve hafıza gibi pek çok beden fonksiyonu ile bağlantılıdır. Araştırmacılar serotonini bir mesajcı kimyasal olarak kullanan beyin devrelerinin depresyon ve bipolar bozukluk konusunda etkili olabileceklerini düşünüyorlar.
Bipolar bozukluk genetik midir?
Bipolar bozukluk sahibi olanlar ve onların akrabaları ile yapılan pek çok çalışmada, bipolar bozukluğun bazen aile boyunca görülebildiği ortaya çıkmış durumda. Özellikle ikizlere dair çalışmalarda ikna edici veriler var. Tek yumurta ikizleri ile yapılan çalışmalarda, ikizlerden birisinin bipolar bozukluğu varsa diğer ikizin bipolar bozukluk geliştirme ihtimalinin başka kardeşlerine göre daha yüksek olduğu görülmüş. Araştırmacılara göre bipolar bozukluğa sahip bir ikiz varsa, diğerinin de bu rahatsızlığa sahip olma ihtimali %40-70 aralığında.
Yapılan başka bir çalışmada bipolar I ve bipolar II bozukluğa sahip hastaların birinci derece akrabalarıyla görüşülmüş ve bipolar II bozukluğunun her iki aile setinde de en yaygın görülen bozukluk olduğu görülmüş. Araştırmacılar bipolar II rahatsızlığına sahip 47 birinci derece akrabanın %40’ının da bipolar II’ye sahip olduğunu, bipolar I rahatsızlığına sahip 219 birinci derece akrabanın %22’sinin ise bipolar II rahatsızlığına sahip olduğunu tespit etmişler. Ancak bipolar II hastaları arasında sadece bir akraba bipolar I rahatsızlığına sahipmiş. Bu nedenle bipolar II’nin akrabalarda görülme ihtimali hem bipolar I hem de bipolar II hastaları için en yüksek ihtimal.
Başka bir çalışmada ise en az bir ebeveyni bipolar I veya II’ye sahip olan çocukların bipolar bozukluğa sahip olma ihtimallerinin daha yüksek olduğu görülmüş. Bu çalışmada bipolar sahibi kişilerin %51’inin çocuklarında bir psikiyatrik bozukluk olduğu görülmüş ve en yaygın görüleni majör depresyon, kronik depresyon, bipolar bozukluk ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olmuş. İlginç şekilde çocuklukta dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu geçmişine sahip olan bipolar ebeveynlerin çocuklarının bipolar olma ihtimali, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip olma ihtimallerinden daha fazla olmuş.
Başka bulgulara göre bipolar I ve II tanısı almış olan kişilerin, birinci derece akrabalarının da bipolar tanısına sahip olmaları durumunda majör depresyon ihtimallerinin daha yüksek olduğu görülmüş. Akrabalarında bipolar bozukluk olmayanlarda bu risk daha düşük çıkmış. Bilimsel bulgular bipolar bozukluğa sahip aile bireylerine sahip olan kişilerin ömür boyu davranışsal bozukluklara sahip olma ihtimallerinin de daha yüksek olduğu görülmüş.
Çevre ve yaşam tarzı bipolar bozuklukta nasıl bir rol oynar?
Bipolar bozukluğun genetik bağlantısına ek olarak araştırmalara göre bipolar ebeveynlerin çocuklarının sık sık çevresel stres kaynakları çevresinde oldukları görülüyor. Bu etkenler arasında ruh hali dalgalanmalarına sahip, alkol ve madde kullanan, finansal ve cinsel bozukluklara sahip bir ebeveynle yaşamak bulunuyor. Bipolar ebeveynlerin çocuklarının büyük kısmında bipolar bozukluk olmaz ancak bu çocuklarda DEHB, majör depresyon, şizofreni ve madde kullanımı gibi başka psikiyatrik bozukluklar ortaya çıkabilirler.
Çevresel stres kaynakları da genetik olarak eğilimi olanlarda bipolar nöbetlerin tetiklenmesine sebep olabilirler. Örneğin bipolar ailede yaşayan bir çocuk ruh halini ve duygularını kontrol edemeyen bir ebeveynle yaşamak zorunda kalabilir. Bazı çocuklar özellikle tedavi görmeyen, alkol ve madde kullanan ebeveynlerinin yanındayken sözlü ve fiziksel şiddete maruz kalabilirler.
Uykusuzluk bipolar bozukluk belirtilerini artırır mı?
Bazı bulgulara göre bipolar bozukluğa sahip olanların uyku-uyanıklık döngüsü problemlerine genetik eğilimleri var ve bu da depresyon ve mani belirtilerinin tetiklenmesine sebep olabilir.
Bipolar bozukluğu olanlar için esas problem ise uykusuzluğun bazı hastalarda mani nöbetini tetikleyebilmesi. Uykusuz kalma endişesi anksiyeteyi arttırarak bipolar bozukluğu tamamen daha kötü hale getirebilir. Uykusuz kalan bipolar kişi mani dönemine girince uyku ihtiyacı daha da azalır.
Yapılan bir çalışmada temel olarak manik veya depresif nöbetler geçiren 39 bipolar hastası ile görüşülmüş ve bu kişilerin ruh hali değişiminden iki ay öncesine kadarki sosyal ritim bozuklukları incelenmiş. Sosyal ritim bozukluğu uyku, yeme, spor, başka insanlarla etkileşim gibi kişinin ruh halini düzenleyen beyin aktivitelerini etkileyebilecek tüm günlük rutin bozukluklarını ifade eder.
Sonuçlar kontrol grubundaki gönüllüler ile karşılaştırıldığında, bipolar bozukluğa sahip çoğu kişinin büyük bir nöbetten önce en az bir sosyal ritim bozukluğu yaşadığı görülmüş. Buna ek olarak sosyal ritim bozukluğu bipoların mani ucunda olanları depresyon ucunda olanlara göre daha fazla etkilemiş görünüyor. Bu nedenle bipolar bozukluğa sahip olan hastaların %65’inin manik nöbet gelmeden önce son sekiz hafta içerisinde en az bir tane günlük ritim bozukluğu yaşadığı sonucuna varılmış.
Eğer uykuya dalma ve uykuyu sürdürme konusunda problemler yaşıyorsanız doktorunuzla görüşün. Bağımlılık yapmayan uyku ilaçları mevcutlar ve bunlar uyku problemlerini çözebilirler. Ayrıca bilişsel davranış terapisinin de bipolar bozukluğa sahip olup da kötü uykuya, anksiyeteye ve korkulara sahip olanlar üzerinde etkili olduğu görülmüş.
Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.
Kaynak: webmd.com
İlginizi çekebilir: Onun ne kadar farkındayız: Bipolar kişilik bozukluğu