X

Bilingualism: İki dilli çocuk yetiştirmek

Günümüzde artan uluslararası etkileşim ve iletişimden dolayı iki hatta daha fazla sayıda yabancı dil öğrenmenin sadece bir avantaj değil, aynı zamanda bir gereklilik haline geldiğini söylemek mümkün. Farklı dilleri yetkin bir şekilde konuşabilmek, bir bireyin dünya görüşüne katkı sağladığı gibi kariyer fırsatlarını da genişleten ve adeta bir ‘dünya insanı’ olmasına fayda sunan önemli bir beceri. Dolayısıyla ne kadar erken yaşlarda bu beceri gelişmeye başlarsa, yaşam boyu etkisi de o kadar artabiliyor.

Bu nedenle de pek çok ebeveyn çocukları için erken yaşta yabancı dil öğrenme konusunu gündeme taşıyor. Ve ‘bilingual’ yani iki dilli çocuklar yetiştirmeye dair endişeler de hızla artıyor. Özellikle anne ve babanın farklı ana dilleri konuşması, bu endişeleri daha da tetikleyebiliyor. Çünkü pek çok ebeveyn ‘Acaba iki dili aynı anda öğrenmeye çalışırsa çocuğumun kafası karışır mı, evde farklı dillerin konuşulması çocuğumuzun geç konuşmasına ya da konuşma güçlüğü çekmesine neden olur mu, akademik hayatı sekteye uğrar mı, duygusal ve zihinsel açıdan sıkıntı yaşar mı…’ gibi sorularla olumsuz duygu ve düşüncelerin esiri olabiliyor.

Oysa ki araştırmalara göre bu endişelere hiç gerek yok. Çünkü bilingualism yani iki dillilik küçük yaşlardan itibaren çocukların gelişimine çok ciddi katkı sağlıyor. Gelin, bu konuda araştırmalar ne diyor yakından göz atalım.

İki dil öğrenmek çocukların kafasını karıştırır mı?

Pek çok anne baba bu sorunun cevabını merak ediyor. Ve yaygın kanının aksine; hayır, iki dil öğrenmek araştırmalara göre çocukların ‘kafalarının karışmasına’ neden olmuyor. Ancak, burada kafa karışıklığı derken neyin kast edildiği de önemli. Birden fazla dil öğrenen ve konuşan çocuklar, zaman zaman -tıpkı iki veya daha fazla dil bilen yetişkinlerde olduğu gibi- farklı dillerdeki kelimeleri birbirinin yerine geçecek şekilde kullanabilirler. Eğer ‘kafa karışıklığı’ derken kast edilen böyle bir karışıklık ise, o zaman evet olabilir.

Örneğin, çocuğunuz hem Türkçe hem İngilizce konuşulan bir evde büyüyorsa veya iki dile de aynı anda maruz kalıyor ve iki dili de öğreniyorsa size ‘ben banana istiyorum’ dediğinde, bu durum herhangi bir zihinsel veya bilişsel sorunun habercisi değil olmaz. Tamamen dil öğrenme sürecinin doğal bir parçasıdır ve sorun teşkil etmez. Hatta bu durumun literatürde bir adı bile var; ‘code mixing.’ Türkçe’ye kod karıştırma olarak çevirebileceğimiz bu terim, iki dilli gelişimin normal bir parçası, dolayısıyla ebeveynlerin bu konuda endişelenmesine hiç gerek yok.

Yalnızca küçük yaştaki çocuklar için değil, bebekler için de aynı durum geçerli. Yani bebeğiniz de onunla konuşulan farklı dillerin ayrımını yapabiliyor. Araştırmalar, bilingual bebeklerin herhangi bir karışıklık belirtisi göstermeden iki farklı dili ayırt edebildiğini gösteriyor. Dahası, iki dilli bebekler tek dilli (monolingual) bebeklere göre, dilleri ayırt etme konusunda daha duyarlılar.

Kısacası bu konuda yapılan çalışmalar, yenidoğan bebeklerin de küçük yaştaki çocukların da zihinsel bir problem yaşamadan iki farklı dili ayırt edebildiğini, öğrenebildiğini ve konuşabildiğini gösteriyor. Yani ebeveynlerin endişelendiği ‘kafa karışıklığı’ araştırmalara göre yok. Peki, bilingual olmak yani iki dil öğrenerek büyümek nasıl fayda sağlıyor?

İki dillilik (bilingualism) çocuklara nasıl fayda sağlar?

Bütüncül gelişimden sosyal entegrasyona, akademik başarılardan gelecekteki kariyer olanaklarına kadar bilingual çocuk yetiştirmenin sonsuz sayıda faydası olduğunu söylemek mümkün. Peki araştırmalar neler diyor?

1. Zihinsel esneklik ve problem çözme becerisi

Araştırmalara göre iki dil öğrenmek, çocukların zihinsel esnekliğini artırıyor ve onların problem çözme becerilerini geliştiriyor. İki dili aktif olarak öğrenmek ve kullanmak, zihinsel bir jimnastik görevi gördüğü için bilişsel işlevler sürekli olarak gelişebiliyor. Diller arasında sürekli geçiş yapmak, öğrenme ve hatırlama gibi becerilerin de güçlenmesini sağlıyor. Ayrıca, bilimsel çalışmalara göre iki dilli çocuklar daha hızlı düşünebiliyor, daha yaratıcı çözümlere daha kolay ulaşabiliyorlar.

2. Sosyal ve duygusal kazanımlar

İki dilli çocuklar, sosyal ve duygusal beceriler açısından önemli kazanımlar etme şansını yakalayabiliyorlar. Farklı diller aracılığıyla farklı kültürleri anlama ve onlarla etkileşime girme yeteneği hem iletişim becerilerini hem de empatiyi geliştiriyor. İki dilli çocuklar ayrıca daha yüksek özgüven ve öz saygıya sahip olabiliyor, bu da sosyal ilişkilerde onların bir adım daha ön plana çıkmalarına destek oluyor.

3. İletişim ve dil bilgisi becerileri

İletişim becerileri, ikili dil eğitiminin en belirgin faydalarından biri. Çocuklar, iki dili öğrenirken, her iki dilde de etkili iletişim kurma yeteneklerini geliştirebiliyorlar. Bu da onların farklı dil yapılarını daha rahat bir şekilde anlamalarına destek oluyor.

4. Akademik başarı

Yine ebeveynlerin en çok düşündüğü konulardan biri iki dil öğrenmenin çocukların akademik başarılarına herhangi olumsuz etkisinin olmadığı. Araştırmalara göre, olumsuz bir etki olmadığı gibi iki dilli olmanın akademik başarıya katkısı da oldukça büyük. İki dilli çocuklar, okuma ve dil kullanımı konusunda daha güçlü becerilere sahip olma eğiliminde oldukları için bu da özellikle derslerde okuduğunu anlama, analiz etme, yorumlama, soru-cevap bağlantıları kurma, eleştirel düşünme gibi diğer becerilerine de katkı sağlıyor.

Bilingual çocuk yetiştirmede kullanılan metotlar

Bilingual çocuk yetiştirirken ebeveynlerin kullandığı çeşitli metotlar, bu dil öğrenme sürecini daha kolay ve keyifli hale getirebiliyor. Bu metotlar arasında en çok kullanılanları şu şekilde sıralamak mümkün:

  • Bir ebeveyn, bir dil (one parent, one language): Bu tekniğin en sık başvurulan yöntem olduğunu söylemek mümkün. Anne dili ve baba dili olarak da çevirisini yapabiliriz. Bu yöntemde aslında adından da anlaşılacağı üzere ebeveynlerden biri bir dili, diğeri ise farklı bir dili kullanıyor. Böylelikle çocuk iki dilin ayrımını yaparken annenin kullandığı dil ve babanın kullandığı dil olarak kendince kodlayabiliyor. Bu yöntem özellikle ana dili farklı olan ebeveynlerin ev içinde hem kendi dillerini kullanmalarına olanak tanıması hem de çocuklarıyla kendi dillerinde konuşurken daha yakın bağlar kurabilmesi açısından büyük önem taşıyor.
  • Ev içi-ev dışı yöntemi (in-home-out-of-home): Ev içi ve ev dışı yöntem de yine yaygın olarak kullanılan tekniklerden biri. Bu yöntem de adından anlaşılacağı gibi çocuğun evde bir dili, dışarıda diğer dili kullanmasına teşvik ederek uygulanıyor. Genellikle ebeveynler evde çocuklarıyla ana dillerini konuşurken dışarıda ise ikinci bir dili konuşuyor. Çoğunlukla göçmen, expat ailelerin bu tekniğe başvurduğunu söylemek mümkün. Çocuklar, ev ortamında ebeveynleri ve/veya akrabalarıyla ana dilini geliştirirken okulda, sosyal ortamlarda ikinci dili geliştirme fırsatı buluyorlar.
  • Serbest değişim yöntemi (free change): Natural mixing olarak da geçen bu yöntemde ebeveynler herhangi bir kurala, mekana veya zamana bağlı kalmaksızın istedikleri zaman iki farklı dilde çocuklarıyla konuşabiliyorlar. Ne zaman hangi dili konuşacaklarını kendileri seçebileceği gibi tamamen doğal olarak gelişen iletişime göre de hangi dili seçeceklerine karar verebiliyorlar. Çocuklarının onları yönlendirmesiyle de dil değiştirebilirler.

Bunların yanı sıra farklı yöntemler de hem ebeveynler hem de eğitimciler tarafından kullanılabiliyor. Yabancı dilde eğitim veren okullara çocukları göndermek, yurtdışında dil okuluna kaydettirmek veya belli bir dönemi farklı bir ülkede geçirmek de yine ebeveynlerin bilingual çocuk yetiştirirken başvurduğu yollar arasında.

Sonuç olarak, günden güne evrilen dünyaya daha kolay adapte olmak ve geleceğe bugünden hazırlanmak, bunun yanı sıra çocukların bütüncül gelişimini desteklemek için de bilingualismin önemi git gide artacak gibi.

İlginizi çekebilir: Erken yaşta yabancı dil eğitimi: Çocukların dil öğrenme sürecini destekleyecek ipuçları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale