‘Bilinçli yavaşlık’ aslında hedeflerinize daha hızlı ulaşmanızı sağlıyor
“İhtiyacınız olan zaman konusunda en cimri beklentilerinizi ortaya koyun. Sonra da bunu iki katına çıkarın. İşte kendinize vermeniz gereken gerçek süre bu.” –Software Development Maxim
“İnsanlar bir yılda yapabilecekleri konusunda yüksek tahminler içine girer ancak beş yıl içinde tamamlayacakları konusunda tahminlerini düşük tutar.” –Steve Pavlina
Bir hedefi gerçekleştirmek için kendinize ne kadar çok süre tanırsanız, onu başarma şansınız daha yüksek olur. Hedeflerinizi tamamlamak için kendinize 1-2 yıl gibi bir süre veriyorsanız, büyük ihtimalle beklentilerinizi çok yüksek tutuyorsunuz demektir. Oysa yeni belirlediğiniz hedefleri, bilinçli olarak yavaş bir şekilde gerçekleştirirseniz, sonuçta başarıya ulaşma şansınız da artar.
Bilinçli yavaşlık
Bilinçli yavaşlık, geçmişteki o erdemli cazibesini bugün kaybetmiş bir kavram. Birçok kişi yavaş ve başarılı kaplumbağayla hızlı tavşanın masalını hatırlasa da yavaşlık günümüzde bir beceriksizlik olarak görülüyor. Bir kitapçıya girin, hayal ettiğinizden çok daha kısa sürede kilo verebileceğinizi, para kazanabileceğinizi, başarılı olacağınızı vadeden bir sürü kitapla karşılaşırsınız. Haftada beş kilo verin, bir yılda gelirinizi ikiye katlayın, kötü alışkanlıklarınızdan kurtulun… Tüm bu vaatler onlarca kitabın satmasına vesile olurken, bir yandan da bilinçli yavaşlık kavramının altını oyuyor.
Peki vermek istediğiniz o beş kiloyu bir haftada değil de altı ayda verseniz ne olur? Öncelikle, başarılı olma şansınız belirgin bir şekilde artar çünkü altı ayda beş kilo vermek, bir haftada aynı kiloyu vermekten çok daha gerçekçi bir hedef. İkinci olarak, altı aylık süre içinde yeme alışkanlıklarınızı değiştireceğiniz ve egzersizi hayatınızın bir parçası haline getireceğiniz için bir kere hedefinize ulaştıktan sonra aynı kiloyu uzun süre koruyabileceksiniz. Ulaşması ne kadar uzun olsa da kalıcı başarı, her zaman geçici başarılardan daha üstündür.
Hayattaki neredeyse tüm hedeflerinizi gerçekleştirebilirsiniz ancak belirlediğiniz süre içinde gerçekleştiremeyebilirsiniz. Eğer bin tane kitap okumak istiyorsanız, bunun için kendinize en az otuz yıl süre vermeniz gerekir. Bu hedefe üç-beş yılda ulaşamazsınız. Aynı şekilde bir yıl içinde milyoner olamazsınız, belki on yıl içinde de olamazsınız ancak belirli bir plan çerçevesinde ilerlerseniz kırk yıl içinde bu hedefe ulaşabilirsiniz.
Sabrın gücünü hafife almayın
Bilinçli yavaşlığın mutlaka sabırdan besleniyor olması gerekir. Kendinize yeterli süreyi verdiğiniz takdirde, neredeyse tüm hedeflerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Ancak süre arttıkça, bu süre zarfında muhafaza etmeniz gereken sabır da artar. Eğer her ay 100 liralık yatırım yapmayı hedefleyip henüz bir yılı doldurmadan bu hedefinizden vazgeçiyorsanız, yatırımlarınızı anlamlı bir noktaya taşıyamazsınız.
Sabır ise sadece hedefinizin sonucuna değil sürece odaklanmanızı sağlar. Maratonun başlangıcındayken sadece sonuca değil, attığınız adımlara ve nefesinize odaklanmanız gerekir çünkü maratonu başarıyla tamamlamak için gereken şey, tempodur. Yani süreç… Aynı şekilde bilinçli yavaşlığı kabul ettiğinizde, sonuca giden yoldan da keyif almaya başlayacaksınız.
Yavaşlık aslında daha “hızlı”
İhtiyacınız olduğunu sandığınızdan daha uzun süre boyunca çaba harcadığınızda, bu çabaları çöpe atıp geri dönme ihtimaliniz çok daha düşük olur. Buzda yürümek gibi düşünün; her bir adımınızı atarken o kadar dikkatli davranırsınız ki hata yapma şansınız çok düşük olur.
Eğer kendinize bir fitness programı yapıyorsanız, hedeflerinizi tutturmak için kendinize daha fazla süre tanıyın. Örneğin beş kilogram kas artışı hedefi için kendinize bir ay vermek yerine üç ay verin. Böylelikle egzersizleri en düzgün şekilde yapmaya odaklanabilir, beslenmenizi de hedefinize göre düzenleyebilirsiniz. Böylelikle vücudunuzu sağlıksız beslenme düzenine uydurmaya çalışmak yerine daha sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturarak kalıcı başarı sağlamış olursunuz.
Gelişim sağlam bir temelle olur
İnsanın kendini geliştirmesi zor bir şeydir. Ufak da olsa kalıcı bir değişiklik yapmak zaman, çaba ve sandığınızdan daha fazla hata yapma toleransı gerektirir. Bu yüzden en ufak değişiklikler bile olsa, süreyi kısa tuttuğunuzda gerçekleştirme ihtimaliniz de o kadar azalır.
Kendini geliştirmek ise bunun uyumlu bir şekilde birleşiminden oluşur. Siz bir alana yatırım yaparken, bir başka alanda daha kendinizi geliştirdiğinizi görürsünüz. Sağlıklı olmak sizi zorlu çalışma koşullarına karşı daha enerjik yaparken, daha çok çalışmak da gelirinizi artırmanızı sağlar. Bu kısır döngü şu anlama geliyor; hayattaki en ufak değişiklikler bile uzun vadede çok büyük etkiler yaratabilir.
Hepimizin yaptığı hata, sürenin uzunluğuna veya kısalığına odaklanmak. İnsan belli bir konuda kendini geliştirmesinin altı ayda veya altı yılda aynı olacağını varsayarak iki büyük hata yapıyoruz: Birincisi, altı ayda hedefe ulaşabileceğimizi düşünerek aşırı beklenti içine giriyoruz. İkincisi de bilinçli yavaşlığın altı yıl içindeki gücünü hafife alıyoruz. Eğer bilinçli yavaşlığın gücünü kabul etmezseniz, her seferinde en başa dönme riskiyle karşı karşıya kalabilirsiniz.
Kaynak:
Scott H. Young
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Hayatta verimliliğin anahtarı: Birden fazla hedef yerine tek bir göreve odaklanmak
Hedeflerimize ulaşırken sabırlı olmayı nasıl öğrenebiliriz?
Yeni yılda aldığınız kararları alışkanlığa çevirmek için izlemeniz gereken 7 adım