Tatilden döndüğünüzde siz de harcamalar konusunda ipin ucunu biraz kaçırdığını düşünerek ayın sonunu nasıl getireceğine dair endişe yaşayanlardan mısınız? Zaman zaman hepimizin harcamalarımızı kontrol edemediğimiz, dışarıda fazla yediğimiz, arkadaş buluşmalarında ipin ucunu kaçırdığımız, ev için alışveriş yapasımızın tuttuğu anlar olabiliyor. Finansal dengelerimizi koruyabilmek ve bütçemizi akıllıca yönetebilmek oldukça zor beceriler olmalarının yanı sıra kendimizi iyi hissetmek ve gelecekle ilgili endişe yaşamamak için en çok ihtiyaç duyduğumuz şeylerin de başında geliyor. Her durumda olduğu gibi harcamalarımız konusunda da bilinçli farkındalık ile ilerlemek, tüketim kültürünün ve harcamanın takdir edildiği bir dünyada daha kontrollü davranmamızın ve tasarruf etmemizin en önemli gerekliliklerinden.
Harcamalarınız konusunda bilinçli farkındalık ile hareket etmek, parayla olan ilişkinizi yeniden gözden geçirmenize, harcama alışkanlıklarınızın kişisel değerlerinizle ne kadar örtüştüğünü değerlendirmenize ve harcamalarınızı toplumun dayattığı kurallara değil kendi zevk ve isteklerinize göre tekrar şekillendirmenize yardımcı olacak.
Harcamalarınız konusunda bilinçli farkındalık zemininde hareket edebilmek için önce, harcama alışkanlıklarınızın altında ne gibi motivasyonların yer aldığını çok iyi analiz etmeniz gerekiyor.
Fırsat – maliyet dengesini kuramamak
Her seçim bir vazgeçiş demektir. Paramızın sınırlı, seçeneklerin sınırsız olduğu bir dünyada herhangi bir şeyi satın almak için para harcadığımızda, teknik olarak kalan seçeneklerden herhangi birini alma ihtimalimizi yok etmiş oluyoruz. Bu açıdan bakıldığında, örneğin bir araba satın alırken bu araba için harcadığımız parayı kullanabileceğimiz diğer şeylerin neler olduğunu, daha faydalı, işe yarar ve ihtiyacımızı karşılayan şeyler olup olmadığını göz önünde bulundurmamız gerekiyor.
Zihinsel hesaplama yanılgıları
Zihinsel hesaplama dediğimiz şey aslında adından da anlaşılabileceği gibi, sahip olduğumuz parayı yiyecek, kıyafet, kira, okul masrafları, eğlence gibi kalemlere bölmeyi içeriyor. Elimizdeki paranın tamamının farklı giderlerimizin tamamını kapsaması gerektiğinin farkında olmadığımızda, büyük resmi görmekte zorlanabiliyor ve harcamalarımızı dengelemekte zorluk çekebiliyoruz. Borçlu olduğumuz halde keyfi harcamalar yapmak ya da bir şekilde elimize ekstra para geçtiğinde bununla kredi kartı borcumuzu ödemek yerine kendimizi ayakkabı alarak ödüllendirmek zihinsel hesaplama yanılgılarının en iyi örneklerinden.
Özel günler
Özel günlerde hepimizin harcamalarının ucunu kaçırdığı bir gerçek. Yeni yıl, tatiller, doğum günü, yıldönümü gibi günlerde normalden daha fazla harcama alışkanlığı, yılda ortalama 5 özel gün kutladığınızı düşünürseniz, bütçe dengenizi olumsuz etkileyebilecek faktörlerden biri. Özel günlerde yaptığınız fazla harcamaların bütçe dengenizi bozmaması için bu tarz günlerde harcayabileceğiniz parayı ayrı bir hesapta tutmayı deneyebilirsiniz.
Anlık hevesler
Para harcarken zaman zaman gelecekten çok şimdiki ana yatırım yapmayı tercih edebiliyoruz. Özellikle belirsizliğin hakim olduğu şu dönemde paramızı ev, araba, birikim hesabı gibi geleceğe yönelik yatırımlarda değerlendirmek yerine bize anlık olarak haz verebilecek kıyafet alışverişi ya da tatil gibi durumlar için kolayca harcayabiliyoruz. Anlık hazlar için uzun dönem yatırımlar yapmayı ertelemek, daha fazla harcamamıza neden olan faktörlerden biri.
Nakit para yerine kredi kartıyla harcama yapmak
Son zamanlarda satın aldığınız şeyleri düşünün. Kredi kartı kullanmak yerine nakit para harcamış olsaydınız paranızı bu kadar kolay harcayabilir miydiniz? Yapılan araştırmalar, nakit parayla harcama yaparken karar almamızın kredi kartıyla harcama yaparken karar almamızdan çok daha uzun sürdüğünü ve nakit harcamalarımızda kredi kartı kullanırkenki kadar rahat olmadığımızı gösteriyor. Kredi kartıyla harcarken bu kadar hızlı karar vermemizin ve uzun süre düşünmeden hareket etmemizin sebebi, satın alma hazzını yaşayıp, para verme zorluğunu yaşamamamız. Bu nedenle harcamalarınızı kontrol altına almak istiyorsanız, kredi kartı kullanmayı bırakmanızı ya da minimuma indirmenizi öneriyoruz.
‘Battı balık yan gider’ düşüncesi
Çok fazla harcama yapıp, içinden çıkamayacağımız bir borç batağına girdiğimizde daha fazla harcama eğiliminde olabiliyoruz. Örneğin, kredi kartı borcunuz 10.000 TL’yken bir yemeğe 100 TL vermek o kadar da zor görünmezken, 1000 TL’lik bir borcun üzerine 100 TL daha harcama yaparken iki kere düşünebilirsiniz. Özellikle kredi kartı kullananlar için oldukça tanıdık olduğunu düşündüğümüz bu his, yüksek borç altına girmenin harcama davranışımızı nasıl yönlendirdiğinin bir göstergesi.
İradeyi kontrol edememek
İrade en basit haliyle, dürtüsel davranışlarımızı bilinçli şekilde kontrol edebilme becerisi olarak tanımlanabilir. İçsel bir kaynak olan irade ortadan kalktığında, daha dürtüsel davranma eğiliminde olabiliyor ve arzularımızı, isteklerimizi ve açlığımızı bastırmak için uzun vadede pişmanlık getirebilecek adımlar atabiliyoruz. Alışveriş merkezlerinde sürekli olarak müzik çalması ya da ekranlarda görüntülerin olması da irade gücümüzü zayıflatarak ve dikkatimizi dağıtarak daha fazla satın almamızı sağlama araçlarından biri.
Alışverişi terapi olarak görmek
Çevrenizde mutsuzluklarını, huzursuzluklarını, üzüntülerini ve boşluklarını alışveriş yaparak bastırmaya çalışan, alışverişin terapi gibi olduğunu söyleyen birileriyle mutlaka karşılaşmışsınızdır. Kişinin kendini iyi hissetmemesi, o anda iyi hissedebileceği en kolay yola başvurmasını tetikleyebiliyor. Bu anlamda alışveriş yapmak, satın almak ve bir şeylere sahip olma hissi kişilerin kendilerini yeterli ve iyi hissetmelerine yardımcı oluyor.
Alışveriş bağımlılığı
Bir tür dürtü kontrol bozukluğu olan alışveriş bağımlılığı, toplumdaki her yüz bireyden en az beşinin sahip olduğu bir problem. Fazla şey satın almak ve bunu sık sık yapmakla kendini gösteren alışveriş bağımlılığı, bireyi ihtiyacı olmayan, bütçesinin çok üstünden harcamalar yapmaya teşvik ediyor. Alışveriş bağımlılığı olan kişiler bir şeyler satın almayı işlerinin ve ilişkilerinin önüne koydukları için yaşamlarını sürdürmekte maddi ve manevi pek çok zorlukla karşı karşıya kalabiliyorlar. Alışveriş bağımlılığından kurtulmanın en kolay yolu öncelikle satın alma davranışlarında bir problem olduğunu fark etmeyi ve yoğun olarak alışveriş yapılan zamanlarda yaşamlarında neler olup bittiğini takip etmeyi gerektiriyor.
Kendi kendini haklı çıkarma isteği
İnsan, doğası gereği kararlarının doğru olduğu konusunda kendisini ve çevresindekileri ikna etme eğiliminde olan bir varlık. Anlamlandırmak içsel bir motivasyonumuz olsa da, çeşitli sebeplerden dolayı haklı olduğumuzu düşünmemiz her zaman haklı olduğumuz anlamı taşımıyor. ‘İndirimdeydi’ ya da ‘ihtiyacım vardı’ gibi bahaneleri kullanarak gereksiz yere para harcamamızın sebebi aslında sadece suçluluk duygumuzu bastırmak.
Harcama alışkanlıklarını bilinçli farkındalık ile dönüştürmenin yolları
Bilinçli farkındalık ile harcama, harcadığınız her kuruşu kişisel değerlerinizin bir uzantısı olarak değerlendirmenizi; toplumun size sahip olmanız gerektiğini söylediklerini değil, sevdiğiniz şeylere odaklanmanızı sağlayan; ve bireysel bir finansal değer yaratmanızı öğütleyen bir yaklaşım. Bilinçli tüketim, bazen hiç para harcamamayı seçmek; kaliteli, iyi hazırlanmış ürünlere daha fazla harcamayı tercih etmek ve kapitalizmin değerinden fazla fiyatlarla etiketlendirdiği ürünlere daha az harcamayı benimsemek anlamına geliyor.
Paranızı bilinçli bir şekilde kullanmak sadece iyi hissetmek için harcamayı değil, harcama konusunda farkındalıklı bir bakış açısı geliştirmeyi gerektiriyor. Daha bilinçli bir tüketici olmak için;
Yerel üreticileri ve markaları tercih edin
Tüketim kültüründe ulaştığınız mallar ve hizmetler ne kadar az aracıyla size ulaşıyorsa, sürecin nasıl işlediğini o kadar iyi takip etmeniz, dolayısıyla da üreticiden satışçıya kadar herkesin hakkı olanı aldığından emin olmanız anlamına geliyor. Yerel üreticilerden ve markalardan ürün satın almak, işini tutkuyla yapan kişileri desteklemenizi de sağlayacağı için çok daha kaliteli şeylere çok daha uygun fiyatlara sahip olmanızı sağlayacaktır.
Kendinize bir bütçe haritası oluşturun
Kazancınızın, gelirinizin ve giderlerinizin ne durumda olduğunu devamlı olarak takip etmek ve önceliklerinizi belirlemek, harcama konusunda çok daha bilinçli ve farkında hareket etmenize yardımcı olacaktır. Harcamalarınızı daha kontrollü hale getirmek için Japonların bütçe ve tasarruf sanatı Kakeibo’dan faydalanabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Kakeibo: Japon bütçe ve tasarruf sanatı
Parayla ilgili duygularınızı kontrol etmeyi öğrenin
Eğer para, gelir-gider dengenizi ne kadar koruyabildiğinizden bağımsız olarak sizin için bir endişe kaynağıysa, bu endişeniz üzerinde çalışmanız gerekir. Finansal konulardaki endişe ve korkularınızla yüzleşmek için geçmişte, şu anda ve gelecekle ilgili konularda parayla olan ilişkinizin nasıl bir rol üstlendiğini fark etmeye çalışın. Parayla olan ilişkinizi fark ettiğinizde ve değiştirmek istediğiniz şeyleri iyi anlayıp gerekli adımları attığınızda finansal konuları çok daha iyi yönetebildiğinizi fark edeceksiniz.
İlginizi çekebilir: Şimdiki anda olmanın sihirli anahtarı: Bilinçli farkındalık teknikleri ve anda olma pratikleri