X

Bilinçli farkındalık ile harcama davranışlarını kontrol etmenin yolları

Tatilden döndüğünüzde siz de harcamalar konusunda ipin ucunu biraz kaçırdığını düşünerek ayın sonunu nasıl getireceğine dair endişe yaşayanlardan mısınız? Zaman zaman hepimizin harcamalarımızı kontrol edemediğimiz, dışarıda fazla yediğimiz, arkadaş buluşmalarında ipin ucunu kaçırdığımız, ev için alışveriş yapasımızın tuttuğu anlar olabiliyor. Finansal dengelerimizi koruyabilmek ve bütçemizi akıllıca yönetebilmek oldukça zor beceriler olmalarının yanı sıra kendimizi iyi hissetmek ve gelecekle ilgili endişe yaşamamak için en çok ihtiyaç duyduğumuz şeylerin de başında geliyor. Her durumda olduğu gibi harcamalarımız konusunda da bilinçli farkındalık ile ilerlemek, tüketim kültürünün ve harcamanın takdir edildiği bir dünyada daha kontrollü davranmamızın ve tasarruf etmemizin en önemli gerekliliklerinden.

Harcamalarınız konusunda bilinçli farkındalık ile hareket etmek, parayla olan ilişkinizi yeniden gözden geçirmenize, harcama alışkanlıklarınızın kişisel değerlerinizle ne kadar örtüştüğünü değerlendirmenize ve harcamalarınızı toplumun dayattığı kurallara değil kendi zevk ve isteklerinize göre tekrar şekillendirmenize yardımcı olacak.

Harcamalarınız konusunda bilinçli farkındalık zemininde hareket edebilmek için önce, harcama alışkanlıklarınızın altında ne gibi motivasyonların yer aldığını çok iyi analiz etmeniz gerekiyor.

Fırsat – maliyet dengesini kuramamak

Her seçim bir vazgeçiş demektir. Paramızın sınırlı, seçeneklerin sınırsız olduğu bir dünyada herhangi bir şeyi satın almak için para harcadığımızda, teknik olarak kalan seçeneklerden herhangi birini alma ihtimalimizi yok etmiş oluyoruz. Bu açıdan bakıldığında, örneğin bir araba satın alırken bu araba için harcadığımız parayı kullanabileceğimiz diğer şeylerin neler olduğunu, daha faydalı, işe yarar ve ihtiyacımızı karşılayan şeyler olup olmadığını göz önünde bulundurmamız gerekiyor.

Zihinsel hesaplama yanılgıları

Zihinsel hesaplama dediğimiz şey aslında adından da anlaşılabileceği gibi, sahip olduğumuz parayı yiyecek, kıyafet, kira, okul masrafları, eğlence gibi kalemlere bölmeyi içeriyor. Elimizdeki paranın tamamının farklı giderlerimizin tamamını kapsaması gerektiğinin farkında olmadığımızda, büyük resmi görmekte zorlanabiliyor ve harcamalarımızı dengelemekte zorluk çekebiliyoruz. Borçlu olduğumuz halde keyfi harcamalar yapmak ya da bir şekilde elimize ekstra para geçtiğinde bununla kredi kartı borcumuzu ödemek yerine kendimizi ayakkabı alarak ödüllendirmek zihinsel hesaplama yanılgılarının en iyi örneklerinden.

Özel günler

Özel günlerde hepimizin harcamalarının ucunu kaçırdığı bir gerçek. Yeni yıl, tatiller, doğum günü, yıldönümü gibi günlerde normalden daha fazla harcama alışkanlığı, yılda ortalama 5 özel gün kutladığınızı düşünürseniz, bütçe dengenizi olumsuz etkileyebilecek faktörlerden biri. Özel günlerde yaptığınız fazla harcamaların bütçe dengenizi bozmaması için bu tarz günlerde harcayabileceğiniz parayı ayrı bir hesapta tutmayı deneyebilirsiniz.

Anlık hevesler

Para harcarken zaman zaman gelecekten çok şimdiki ana yatırım yapmayı tercih edebiliyoruz. Özellikle belirsizliğin hakim olduğu şu dönemde paramızı ev, araba, birikim hesabı gibi geleceğe yönelik yatırımlarda değerlendirmek yerine bize anlık olarak haz verebilecek kıyafet alışverişi ya da tatil gibi durumlar için kolayca harcayabiliyoruz. Anlık hazlar için uzun dönem yatırımlar yapmayı ertelemek, daha fazla harcamamıza neden olan faktörlerden biri.

Nakit para yerine kredi kartıyla harcama yapmak

Son zamanlarda satın aldığınız şeyleri düşünün. Kredi kartı kullanmak yerine nakit para harcamış olsaydınız paranızı bu kadar kolay harcayabilir miydiniz? Yapılan araştırmalar, nakit parayla harcama yaparken karar almamızın kredi kartıyla harcama yaparken karar almamızdan çok daha uzun sürdüğünü ve nakit harcamalarımızda kredi kartı kullanırkenki kadar rahat olmadığımızı gösteriyor. Kredi kartıyla harcarken bu kadar hızlı karar vermemizin ve uzun süre düşünmeden hareket etmemizin sebebi, satın alma hazzını yaşayıp, para verme zorluğunu yaşamamamız. Bu nedenle harcamalarınızı kontrol altına almak istiyorsanız, kredi kartı kullanmayı bırakmanızı ya da minimuma indirmenizi öneriyoruz.

‘Battı balık yan gider’ düşüncesi

Çok fazla harcama yapıp, içinden çıkamayacağımız bir borç batağına girdiğimizde daha fazla harcama eğiliminde olabiliyoruz. Örneğin, kredi kartı borcunuz 10.000 TL’yken bir yemeğe 100 TL vermek o kadar da zor görünmezken, 1000 TL’lik bir borcun üzerine 100 TL daha harcama yaparken iki kere düşünebilirsiniz. Özellikle kredi kartı kullananlar için oldukça tanıdık olduğunu düşündüğümüz bu his, yüksek borç altına girmenin harcama davranışımızı nasıl yönlendirdiğinin bir göstergesi.

İradeyi kontrol edememek

İrade en basit haliyle, dürtüsel davranışlarımızı bilinçli şekilde kontrol edebilme becerisi olarak tanımlanabilir. İçsel bir kaynak olan irade ortadan kalktığında, daha dürtüsel davranma eğiliminde olabiliyor ve arzularımızı, isteklerimizi ve açlığımızı bastırmak için uzun vadede pişmanlık getirebilecek adımlar atabiliyoruz. Alışveriş merkezlerinde sürekli olarak müzik çalması ya da ekranlarda görüntülerin olması da irade gücümüzü zayıflatarak ve dikkatimizi dağıtarak daha fazla satın almamızı sağlama araçlarından biri.

Alışverişi terapi olarak görmek

Çevrenizde mutsuzluklarını, huzursuzluklarını, üzüntülerini ve boşluklarını alışveriş yaparak bastırmaya çalışan, alışverişin terapi gibi olduğunu söyleyen birileriyle mutlaka karşılaşmışsınızdır. Kişinin kendini iyi hissetmemesi, o anda iyi hissedebileceği en kolay yola başvurmasını tetikleyebiliyor. Bu anlamda alışveriş yapmak, satın almak ve bir şeylere sahip olma hissi kişilerin kendilerini yeterli ve iyi hissetmelerine yardımcı oluyor.

Alışveriş bağımlılığı

Bir tür dürtü kontrol bozukluğu olan alışveriş bağımlılığı, toplumdaki her yüz bireyden en az beşinin sahip olduğu bir problem. Fazla şey satın almak ve bunu sık sık yapmakla kendini gösteren alışveriş bağımlılığı, bireyi ihtiyacı olmayan, bütçesinin çok üstünden harcamalar yapmaya teşvik ediyor. Alışveriş bağımlılığı olan kişiler bir şeyler satın almayı işlerinin ve ilişkilerinin önüne koydukları için yaşamlarını sürdürmekte maddi ve manevi pek çok zorlukla karşı karşıya kalabiliyorlar. Alışveriş bağımlılığından kurtulmanın en kolay yolu öncelikle satın alma davranışlarında bir problem olduğunu fark etmeyi ve yoğun olarak alışveriş yapılan zamanlarda yaşamlarında neler olup bittiğini takip etmeyi gerektiriyor.

Kendi kendini haklı çıkarma isteği

İnsan, doğası gereği kararlarının doğru olduğu konusunda kendisini ve çevresindekileri ikna etme eğiliminde olan bir varlık. Anlamlandırmak içsel bir motivasyonumuz olsa da, çeşitli sebeplerden dolayı haklı olduğumuzu düşünmemiz her zaman haklı olduğumuz anlamı taşımıyor. ‘İndirimdeydi’ ya da ‘ihtiyacım vardı’ gibi bahaneleri kullanarak gereksiz yere para harcamamızın sebebi aslında sadece suçluluk duygumuzu bastırmak.

Harcama alışkanlıklarını bilinçli farkındalık ile dönüştürmenin yolları

Bilinçli farkındalık ile harcama, harcadığınız her kuruşu kişisel değerlerinizin bir uzantısı olarak değerlendirmenizi; toplumun size sahip olmanız gerektiğini söylediklerini değil, sevdiğiniz şeylere odaklanmanızı sağlayan; ve bireysel bir finansal değer yaratmanızı öğütleyen bir yaklaşım. Bilinçli tüketim, bazen hiç para harcamamayı seçmek; kaliteli, iyi hazırlanmış ürünlere daha fazla harcamayı tercih etmek ve kapitalizmin değerinden fazla fiyatlarla etiketlendirdiği ürünlere daha az harcamayı benimsemek anlamına geliyor.

Paranızı bilinçli bir şekilde kullanmak sadece iyi hissetmek için harcamayı değil, harcama konusunda farkındalıklı bir bakış açısı geliştirmeyi gerektiriyor. Daha bilinçli bir tüketici olmak için;

Yerel üreticileri ve markaları tercih edin

Tüketim kültüründe ulaştığınız mallar ve hizmetler ne kadar az aracıyla size ulaşıyorsa, sürecin nasıl işlediğini o kadar iyi takip etmeniz, dolayısıyla da üreticiden satışçıya kadar herkesin hakkı olanı aldığından emin olmanız anlamına geliyor. Yerel üreticilerden ve markalardan ürün satın almak, işini tutkuyla yapan kişileri desteklemenizi de sağlayacağı için çok daha kaliteli şeylere çok daha uygun fiyatlara sahip olmanızı sağlayacaktır.

Kendinize bir bütçe haritası oluşturun

Kazancınızın, gelirinizin ve giderlerinizin ne durumda olduğunu devamlı olarak takip etmek ve önceliklerinizi belirlemek, harcama konusunda çok daha bilinçli ve farkında hareket etmenize yardımcı olacaktır. Harcamalarınızı daha kontrollü hale getirmek için Japonların bütçe ve tasarruf sanatı Kakeibo’dan faydalanabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Kakeibo: Japon bütçe ve tasarruf sanatı

Parayla ilgili duygularınızı kontrol etmeyi öğrenin

Eğer para, gelir-gider dengenizi ne kadar koruyabildiğinizden bağımsız olarak sizin için bir endişe kaynağıysa, bu endişeniz üzerinde çalışmanız gerekir. Finansal konulardaki endişe ve korkularınızla yüzleşmek için geçmişte, şu anda ve gelecekle ilgili konularda parayla olan ilişkinizin nasıl bir rol üstlendiğini fark etmeye çalışın. Parayla olan ilişkinizi fark ettiğinizde ve değiştirmek istediğiniz şeyleri iyi anlayıp gerekli adımları attığınızda finansal konuları çok daha iyi yönetebildiğinizi fark edeceksiniz.

İlginizi çekebilir: Şimdiki anda olmanın sihirli anahtarı: Bilinçli farkındalık teknikleri ve anda olma pratikleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale