X

Bilinçli farkındalık, bilinçli ebeveynliğe nasıl yardımcı olabilir: Bilinçli ebeveynlik için birkaç öneri

“Bilinçli ebeveynlik”, ebeveynlerin anbean farkındalığını çocuğu ile olan ilişkisine taşıması ya da “bilinçli farkındalıkla hareket etmesi” olarak tanımlanır. Bilinçli ebeveynler kendilerinin ve çocuklarının eylemlerinin farkındadır. Ebeveyn-çocuk ilişkisinde yüksek dozda ilişki tatmini, daha az stresli ilişki söz konusudur. İlişkide sağlıklı tutumlar kazanma becerisini kazandırır.

Büyüdükçe ve yaş aldıkça hayatın hep zorlaştığına dair bir inanç geliştirmişizdir. Yetişkin halimizin getirdiği sorumluluklar, stres, kaygı, depresyon ve birçok negatif duygular getirmiş gibidir. Yetişkin halimizle çocukluğumuza bilinçli olarak, farkındalıkla baktığımızda bazen ne kadar incinmiş ve üzgün bir çocuk olduğumuzu, bazen ne kadar kızgın ve öfkeli bir çocuk olduğumuzu, bazı zamanlarda da ne kadar mutlu bir çocuk olduğumuzu görebiliriz.

Çocukluğumuzla olan bağlantımız en çok da bir sorunla karşı karşıya kaldığımızda kendini belli ediyor. Zaman zaman ebeveynlerimizce engellenmiş olduğumuzu görebiliriz. Şimdi yetişkin halinizle çocukluğunuza bir bakın. Ne kadar doğal çocuk olabildiniz? Duygularınızı ve düşüncelerinizi baskıladınız mı? Yoksa rahatça duygunuzu yaşayabiliyor ve rahatça düşüncelerinizi dile getirebiliyor musunuz? Tüm bunlar gerçekleşmediğinde neler hissettiğinizi duyumsuyorsunuz?

Çocuklar da stresli, kaygılı ve kaçınma halinde olurlar. Bu, çocukluk boyunca birçok şeyi etkileyebiliyor, hatta yetişkin haliniz bile bu çocukluğu tekrardan deneyimleyebilir. Çünkü davranışta ilk gidilen arşiv çocukluğumuzdur.

Çocuklarda anksiyetenin çok daha yaygın olduğu bir zamanda yaşıyoruz. Ebeveyn olarak amacınız çocuğunuzun düşüncesine ve duygularına bilinçli uygulamalar inşa etmek olmalı. Sizin de kendi ebeveyninizi yansıttığınız gibi onlar da yetişkin olduklarında çoğu davranışı kendi yaptığını sanarken, aslında ebeveynlerini kopyalıyor olacaklar. Çocuklar çabasız ve doğal olarak farkındalığa ve bunun gerektirdiği kendini kabul etmeye meyillidir. Birisi ona bunu öğretmedikçe yargılayıcı ve eleştirel değildir. Çünkü çocuklar aslında geçmiş ve gelecekle ilgilenmekten ziyade, daha çok şimdiki zamanda yaşıyorlar. Eğer çocuğunuza bilinçli bir ebeveyn olarak, farkındalık alışkanlıkları kazanmasını sağlarsanız çocuk:

  • İçinde bulunduğu ana ve yaptığı şeye odaklanır.
  • Kendi düşünce ve duygularıyla barışık olur.
  • Kendine ve başkalarına karşı nazikçe, şefkatle davranmayı öğrenir.

Bilinçli farkındalık, öğrenmeyi, duygusal zekayı, psikolojik dayanıklılığı, genel anlamda mutluluğu ve ruhsal olarak sağlıklı birer çocuk ve birer yetişkin olmayı destekliyor.

Bilinçli ebeveynlik tutumunu nasıl geliştirebilirim? 

Kabul etme, yanında olma, anlayış

  • Kabul etme davranışı, çocuğunuzu başkası gibi ya da olmasını beklediğiniz kişi gibi değil, onu olduğu gibi görmenizdir. Yaşanan anın bilincine varma durumudur. Beklentilerinize veya geçmişte olanlara göre hareket etmeyin. Önyargısızca kabul edin. Olan her neyse sadece şu anda olanlara göre değerlendirmelisiniz.
  • Yanında olmanız demek sadece fiziksel olarak orada bulunmanız değildir. Tam anlamıyla şimdi, orada olmaktır. Açık, cömert, şefkatli ve yargılamadan. Önemli olan temastır. “Temas” illaki bir sevgi, öpme, sarılma ve kucaklama değildir. “Seni anlıyorum, seni biliyorum, farkındayım, senin farkındayım” diyebilmektir…
  • Anlayış şimdi ve orada olmadığınız, sabrınızı kaybetmek üzere olduğunuz, çocuğunuz beklentilerinize uygun davranmadığı zamanlarda size yardımcı olacaktır. Çocuğunuza karşı daha esnek bir tavır geliştirmenizi destekler.

Farkındalık nefesle başlar

Nefesinizi hissederek pek çok şeyi gözlemleyebilirsiniz. Gergin mi, sakin mi, kaygılı mı? Nefesinizi gözlemlediğinizde içinde bulunduğunuz anı fark eder, bunun bilincine varırsınız. Nefes her zaman yanınızda ve size her zaman destek olacaktır.

Durumu çocuğunuzun gözünden görmeyi hayal edin

Her zaman yetişkinler tarafından baskı altına alınmak nasıl bir şey? Çocuğunuz belki de kendine göre saçma görünen yetişkinlerin istekleri konusunda ne hissediyordur? Kendi çocuğunuz olsaydınız ebeveynlerinizin size nasıl davranmasını isterdiniz?

Kendinizin ve çocuğunuzun duygusal olarak farkında olun, aynı zamanda düşüncelerinin de. Hangi duygunun size hakim olduğunun farkında olursanız nasıl davranacağınızı da bilinçli olarak seçmiş olursunuz.

Bilinçli ve dikkatle dinleyin

Çocuğunuzun sadece söylediği kelimeleri duymanız, onu dinlemeniz demek olmuyor. Konuşmaların içeriğine de dikkat etmeli, çocuğunuzun ses tonuna, beden diline, yüzündeki ifadelere de odaklanmalı, dikkatinizi vermelisiniz. Şimdiki ana odaklanarak, olan biteni sadece olduğu gibi… Siz şimdiki andayken çocuğunuzun ihtiyaçlarını gerektiği gibi karşılamanız için gerekli ipuçlarını görebilir, ne demek istediğini çok daha iyi anlayabilirsiniz.

Çocuğunuzun ve kendinizin davranışını gözlemleyin

Çocuklar zor duygularını konuşarak değil, zor davranışlar sergileyerek anlatır. Belki öfkeli, belki biraz kaygılı hissediyor olabilir. Belki dikkat çekmek için değil de gerçekten zorlandığı için ve ne yapacağını bilmediği için bazı davranışları sergiliyordur.
Çocuğunuzun söylediklerinizden çok yaptıklarınızdan öğrenmeleri için onlara imkan verin. Çocuklar söylediklerinizden çok yaptıklarınızdan öğrenirler. Bu yüzden çocuğunuzun davranışını gözlemlediğiniz gibi kendi davranışınızı da gözlemleyin. Yapmayı istediğiniz şeyi nasıl yapmak istediğinize bakabilirsiniz.

Kendinize ve çocuğunuza şefkat gösterin

Çocuk yetiştirmek gerektirdiği çaba ve verilmesi gereken emekler dikkate alındığında çok kolay bir şey değil. Sizin mükemmel bir ebeveyn olmayı arzulamanız kendinizi aynı zamanda sertçe eleştirmenize ve zaman zaman kendinizi suçlamanıza sebep olur. Kendi ebeveynliğinizle ilgili her türlü düşünceniz, ebeveynlik tarzınızı etkiliyor. Böylesi zor zamanlarda da çocuğunuzun ihtiyacını karşılayabilmelisiniz. Tam da o anlarda kendinize şefkat göstermek gereklidir. Sizin gibi birçok ebeveynin benzer sorunlarla karşı karşıya kaldığını kabul etmek size destek olacaktır.

Anlaşmazlık durumunda kendi duygunuzun farkında olun

Yoğun ve zor duygular içindeyseniz olanlara tepkisel olmadan önce kendinize durmak için bir alan yaratın. Tam da şu anda ve orada ne hissettiğinize bir bakın. Ebeveynlik stresinizin veya herhangi bir stresinizin, öfkenizin, kızgınlığınızın,a zalan sabrınızın… farkında olun. Bu size, çocuğunuzla olan ilişkinizde kendinizi kontrol etme becerisini kazandıracaktır. Davranışınızı süzgeçten geçirmiş, uygun olan davranışı seçmiş olursunuz.

“Şu an bana ne destek olur?” sorusunu kendinize sorabilirsiniz.

Sınır koyun

Sevgi ve disiplin arasında bir denge bulabilirsiniz. Çok esnekseniz çocuğunuz şımarabilir, ama çok sertseniz de çocuğunuz aşırı soğuk ve kapalı hale gelebilir. Koşulsuz bir sevgi ve cezalar vermek yerine, sınırlar koyun. Çocuğunuzun iyi davranışını ve tutumunu takdir edin, sadece hatalarını eleştirmeyin.

Sena Ateş: Lisans eğitimini Anadolu Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri ile İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümünde tamamladı. Sosyal bilimlerin her alanına ilgi duymasıyla birlikte kariyerini psiko-sosyal alanda ilerletmek istedi. Ankara Bilim Üniversitesi Aile Danışmanlığı eğitim programını tamamlayarak Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde "Aile Danışmanı" unvanını kazandı. Psikoterapi yaklaşımlarından Bilişsel davranışçı terapi, çözüm odaklı terapi, şema terapi, transaksiyonel analiz eğitimlerini alarak çeşitli mesleki atölyelere katıldı. Aynı zamanda Koçluk eğitimlerini de tamamladıktan sonra kişisel gelişim koçu oldu. Geştalt yaklaşımını ve davranışçı bilişsel yaklaşımı koçluğa entegre ederek insanların zihinsel, bilişsel ve duygusal gelişim-dönüşüm yolunda katkı sağlayabilecek bir yol arkadaşı olarak tanımlıyor kendini. MBSR (Mindfulness temelli stres azaltma programı) ile MBCT (mindfulness temelli bilişsel terapi) kurslarını tamamladı. Meditasyon ve mindfulness (Bilinçli Farkındalık) ile tanışmasıyla birlikte, yürüttüğü çalışmalarda meditasyon ve farkındalık öğretilerinden de yararlanmaya başladı. Beden-ruh- zihin dengesine olan kişisel merakı dolayısıyla Mindfulness eğitimlerini almaya devam ederek mindfulness uygulayıcısı, eğitmeni olarak kendisini geliştirmeye devam ediyor. Psikopatoloji, kendilik psikolojisi, psikanalitik kuramlar, sosyal psikoloji, bilinç dışı, farkındalık temelli terapiler, stres ve kaygı yönetimi, örgüt psikolojisi, nöropsikoloji, ebeveyn ve çocuk ilişkisi, ilişki sorunları, gibi mesleki konular üzerine özel bir ilgiye sahip olup bu konularda okumalar ve araştırmalar yapmakta ve çeşitli eğitimler almayı sürdürmektedir. Bütünsel ve disiplinler arası bir yaklaşım ile hayatın pratiğine daha çok uyum sağlayabileceğine inanıyor bu yüzden mesleğinde eğitimlerini alırken birçok kaynaktan beslenmeye devam ediyor. Instagram: @senaates & @yasamtasarimi

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale