Geçtiğimiz yüzyılın ortalarından itibaren beslenme, insanlığın üzerinde çokça düşündüğü, araştırma yaptığı ve tartıştığı bir konu haline geldi. Bu durum beraberinde karbonhidrat ağırlıklı beslenme, düşük yağlı beslenme, glütensiz beslenme, vegan beslenme, protein ağırlıklı beslenme ve bunlar gibi daha birçok beslenme akımını da beraberinde getirdi. Ancak gelinen noktada bilim tüm bunların alternatifi olabilecek bir beslenme şeklini öneriyor: Kişiselleştirilmiş beslenme.
Kişiselleştirilmiş veya özgün beslenme, bireyin değerleri, yaşam şekli ve yaptığı aktiviteler dikkate alınarak sadece ona uygun olacak şekilde hazırlanan bir beslenme şekli olarak tanımlanabilir. Kompleks biyolojik sistemleri bilgisayar ortamında inceleyen uzman Nathan Price, biyolojiye bakıldığında gen, protein, metabolit ve bunlar gibi birçok şeyden bahsedildiğini; ancak bunların oluşturduğu bütünün göz ardı edildiğini ifade ediyor. İşte kişiselleştirilmiş beslenmede de birey, vücutta bulunan bu farklı bileşenlerin oluşturduğu bütüne uygun besinleri uygun şekilde tüketmiş oluyor.
İlginizi çekebilir: Beslenme ve diyet uzmanı Banu Kazanç: Diyet parmak izi gibi özgün olmalıdır
Bir diğer uzman Neil Grimmer ise, bu beslenme şeklini bizlere şu şekilde açıklıyor:
“Hepimiz günlük yaşamda farklı farklı aktivitelerde bulunuyoruz. Bazılarımız yürüyüşe çıkıyor, bazılarımız yoga yapıyor, bazılarımızsa meditasyona önem veriyoruz. Üstelik hiçbirimizin kilosu, vücut şekli ve yaşı da aynı değil. Dolayısıyla beslenme şeklimizin de aynı olmasını beklemek yanlış olacaktır.”
Araştırmalar ne diyor?
Geçtiğimiz yıllarda saygın bilim dergisi Cell’de yayımlanan ve kişiselleştirilmiş beslenmenin insülin direnci üzerindeki etkisinin araştırıldığı bir çalışmada hayli ilginç sonuçlar elde edildi. Bu sonuçlara göre; bazı bireyler için yenilen muzun insülin direnci üzerindeki etkisi kurabiyeden daha fazla. Bu beklenmedik sonucun diğer bazı yiyecek karşılaştırmaları için de geçerli olabileceği düşünüldüğünde, kişiselleştirilmiş beslenme şeklinin önemi daha net anlaşılıyor. Bir diğer açıdansa bu durum, bazı genel doğruları yanlışlamamakla birlikte, herkes için geçerli iyi ve kötü yiyeceklerin varlığından bahsedebilmeyi güçleştiriyor.
İlginizi çekebilir: Cilt sorunları ve hızlı yaşlanmaya neden olan insülin direnci hakkında her şey
Gelecekte kişiselleştirilmiş beslenme
Price ve Grimmer, kişiselleştirilmiş beslenme ile ilgili her geçen gün daha fazla teknolojinin ortaya çıktığını belirtiyor. Bu ise, bireyin kendine özgü bir beslenme programına erişebilmesini daha kolay ve ucuz kılacak gelişmeleri ifade ediyor. Her iki uzmana göre de; yakın gelecekte basit tetkiklerden geçerek kendi özgün beslenme programlarımızı elde edebileceğiz.
Nathan Price ve Neil Grimmer’ın keyifli sohbetini dinlemek ve konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz: