Sosyal uyum, çevremizdekilere adapte olup onlar gibi hareket etmek, bazı davranışların ortak, hatta “normal” hale gelmesine neden olabilir. İşte bu yüzden farklı olmak bazen tuhaf görünmenize neden olabilir. Oysa farklı olmak, tuhaf olmak anlamına gelmiyor. Bilimin bu konuda neler söylediğine bakalım birlikte…
Tuhaf veya normal olmayan şekilde görülmek istemez kimse. Ancak Yale Üniversitesi’nden Avram Holmes’a göre normal olmayan davranışlar illa tuhaf, kötü veya ruhsal hastalık belirtisi olmak zorunda değil çünkü normal kavramının mutlak bir tanımı veya iyi davranışlar sergilemenin tek bir yolu olduğunu söylemek mümkün değil.
Trends in Cognitive Sciences dergisinin 20 Şubat 2018 tarihli sayısında yayımlanan bir makalede, Holmes insan davranışlarının çok farklı çeşitleri olduğunu ve koşullara bağlı olarak her davranışın olumlu veya olumsuz olabileceğini belirtiyor. Bir davranışın ne yöne gideceği, birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterebiliyor. Bu faktörler arasında davranışın sergilendiği ortam veya kişisel koşullar da yer alıyor.
Popüler düşünme veya davranış şekilleri illa etik, doğru veya diğerlerinden daha iyi olmak zorunda değil. Yani bir şeyi “herkesin yapıyor” veya “herkesin söylüyor” olması onun daha iyi olduğunu göstermiyor. Bununla birlikte normların dışında olan her davranış da ruhsal bir hastalık veya bozukluğun göstergesi olmak zorunda değil. Holmes da insanların çeşitliliğini esas alarak pozitif ve negatif davranışların önemli bir amaca hizmet ettiğini öne sürüyor. Örneğin, beynin engellemeleri kontrol eden bölgesindeki farklılıklar heyecan arama, dürtüsel davranış sergileme şeklinde sonuçlanabilir. Bu da kendini bağımlılık, suça eğilim, hiperseksüalite olarak gösterebilir. Öte yandan yine aynı farklılık motivasyon yüksekliği, yüksek sosyal başarı, üretkenlik şeklinde de sonuçlanabilir.
Holmes’un araştırması anksiyete gibi günümüzde birçok insanın mücadele ettiği bir sorunun, koşullara bağlı olarak pozitif veya negatif sonuçlar doğurabileceğine dair örnekler de ortaya koyuyor. Anksiyete duygusuyla hareket eden bir kişi, kişisel ilişkilerinde ve sosyal ortamlarda birçok kişiye göre daha çok zorluk çekebilir. Ancak bir yandan da anksiyete duygusu işte veya okulda daha fazla başarı için motivasyon kaynağı olabilir veya önlem alma eğilimi sayesinde ciddi kazalardan korunmasını sağlayabilir.
Bu noktada akıllara şu soru geliyor: Peki normal olmayan davranışlar, hangi durumlarda psikolojik bir bozukluk göstergesidir?
Aslında bu sorunun yanıtı oldukça karmaşık. Holmes’un araştırması tek bir güzel davranış modelinin olmadığını, tek tip ve homojenize bir davranış arayışı içinde olmamak gerektiğini, ideal davranış diye bir şeyin olmadığını savunuyor. Asıl soruya dönersek, Holmes araştırmasında normal olmayan davranışların psikolojik bir bozukluk göstergesi olabilmesi için psikolojik, nörolojik, genetik ve çevresel koşulların araştırılması gerektiğini savunuyor.
Kısacası, kendinizi tuhaf veya anormal hissetmek yerine, bu davranışlarınızın koşullara göre pozitif sonuçlar doğurabileceğine odaklanın ve o pozitif sonuçları arayın. Bireyler kendilerini beyin fonksiyonlarını destekleyen durumlarda bulduklarında, anormal davranışlar da başarıya giden yolun kapısını aralayabilir.
Kaynak
Psychology Today
Huffington Post
İlginizi çekebilir: Dünyayı güzelleştirmek için: Değişime kendinden başla ve farklılıkları kabul et