X

Bilim dünyası erkeklerin çekiciliğine göre davranışlarını sorguluyor

Yurt dışında, bu konu üzerine yapılan araştırmalar medyanın dikkatini çekiyor; elde edilen veriler ise kesinlikle“çekici erkekler beş para etmez” gibi bir sonuç çıkarma amacı gütmüyor. Araştırma sonuçları her ne kadar böyle bir sonuç çıkarmayı hedeflemese de, güzel ve çekici bir vücuda sahip erkeklerin, diğer erkeklerle karşılaştırıldığında, daha az fedakar ve daha az eşitlik yanlısı olduğunu gösteriyor.

Bilim adamları bunu görselleştirerek daha net sonuçlar almak için, 125 kişinin (63 erkek ve 62 kadın) vücut taramalarını 3 boyutlu bir şekilde yansıtıyor. Araştırmacıların, vücut çekiciliğini belirleyen en önemli faktörleri belirlemesine yardımcı olmak için bu vücut taramaları kullanıldı. Bu faktörler: Erkeklerde göğüs – bel oranı (V şeklinde üst beden) ve kadınlar için de kalça – bel oranı (kum saati şeklinde ya da halk arasındaki deyişle 90 60 90) ve incelik olarak öne çıkıyor. Bu verilerden yola çıkarak, 3 boyutlu modeller ile bir video oluşturuldu ve 360 derece döndürülerek, karşı cinsten bireylerden modelleri vücutlarına ve çekiciliklerine göre puanlamaları istenildi.

Bu 125 katılımcının tutum ve davranışlarının fedakar/eşitlik yanlısı olup olmadığı kapsamında ölçüm yapabilmek için 3 tip veri toplanıyor:

1)    Diktatör oyunu deneyinde (davranış ekonomisi alanında kullanılan standart bir deney) cömertlik. Her katılımcıya 8$ verilip, başka bir katılımcıyla istedikleri kadar miktarı kimlikleri gizli bir şekilde paylaşmaları isteniyor. Fazla miktarda paylaşan kendilerine az miktar saklayan kişiler daha fedakar/eşitlikçi olarak adlandırılıyor.

2)    Eşitlik duyarlılığı ölçümü sonuçları. Bu da örgüt psikolojisi ölçümlerinde kullanılan standart bir test. Katılımcılar gruplara ayrılıyor ve kendileri için mi yoksa grup için mi en iyi olacak şeyleri yapacaklarına dair birtakım sorular soruluyor. Grupları adına bir şeyler yapma yönünde cevap veren kişiler daha fedakar/eşitlikçi olarak sonuçlara kaydediliyor.

3)    Katılımcıların sosyalizm ve kapitalizm ekonomik sistemlerinden hangisini tercih edeceklerine dair cevaplar. Sosyalizmi seçenler yine daha fedakar/eşitlikçi olarak görülüyor.

Sonuçlar istatiksel olarak, erkeklerde çekicilik ve fedakarlık/eşitlik arasında önemli bir negatif ilişki olduğunu gösteriyor: Hem vücut oranlarına göre hem de diğer katılımcılar arasında daha çekici vücuda sahip oldukları söylenen erkekler, bu 3 ölçüte göre daha düşük fedakarlık/eşitlikçilik sonucuna sahip. Kadınlarda ise böyle önemli bir ilişki gözlemlenmiyor.

En son olarak, 3 boyutlu vücut modellerini puanlamayan farklı bir gruba modelleri gösterip, eğer gerçek hayatta olsalardı fedakarlık ve eşitlik çerçevesinde bu insanlar nasıl temsil edilirdi diye soruluyor. Bu sonuçlar, her iki cinsiyet için de çekicilik ve fedakarlık arasında negatif ilişki olacağına işaret ediyor: Katılımcıların bakış açılarına göre çekici insanlar daha az fedakar ve daha az eşitlik yanlısı olarak düşünülüyor.

Peki, sonuçlar şaşırtıcı mı? Bazı yorumcular tersini iddia etse de, yine de iyi görünümlü erkeklerin kesinlikle daha bencil olmasını beklediklerini söylüyor. Bu yorumu yapan genel kitle ise kadınlar. Geçmiş tecrübelerinden yola çıkarak, çok çekici ama bir o kadar da bencil erkeklerle olan geçmiş ilişkilerini referans olarak gösteriyorlar.

Araştırmacılar, sonuçların bu kadar açık olmasını beklemediklerini, en azından yorum yapanların söylediği kadar bariz olmayacak sonuçlar umduklarını söylüyor. Tüm bunlara rağmen, neden çekici insanların daha az bencil ve daha çok fedakar olabileceklerini düşünmeyelim ki? Hayat bu kişilere fazlasıyla adil davranmış, çekici insanlar hayatın birçok alanında fiziksel özelliklerinin avantajını kullanıyorlar. Peki, bizler neden bu insanların kendilerine verilen bu ödülün karşılığını verebileceğini ummuyoruz?

Her durumda, bütün sonuçların bizler için büyük sürpriz olduğununu söylemek yalan olur; çünkü anlatılanların çoğunun doğru olabileceğine dair bilim adamları sağlam hipotezler kurdu. Bu hipotezler şu tabanlar üzerine kurulu: Çekici insanlar;

(a) başka insanlar tarafından dost ve arkadaş olarak oldukça fazla değer görüyor,

(b) eşitsizliklerden karlı çıkıyor. Bu nedenle de başkaları için fedakarlık yaparak ya da eşitlik normlarını destekleyerek değer görmek gibi seçenekleri kullanmaya gerek duymuyorlar.

Sonuçların başka araştırmalarla da desteklenmesi, akıllara başka bir soru getiriyor: Neden bu eğilim kadınlara kıyasla erkeklerde daha bariz? Bu konuda henüz bir araştırma yapılmadı, sadece spekülasyonlar yapabiliriz. Bu durum çekici erkeklerin kısa vadeli, az emek gerektiren ve düşük empati stratejileriyle başarılı olmalarıyla ilişkili olabilir. Çünkü kadınlara göre bu tipteki erkekler kısa dönem ilişkisi için oldukça cazip görünüyor, o nedenle çekici erkekler de bu stratejilerle başarıya ulaştıklarını düşünüyorlar. Bunun tam tersine, daha az çekici erkekler ise, ilişkide başarılı olmak için çok fazla emek vermek ve fazlasıyla nazik olmak zorundalar. Burada altını çizmemiz gereken nokta, kadınların da kısa dönem ve uzun dönem ilişkileri için stratejileri olduğu gerçeği. Ancak erkeklerin aksine, kadınların strateji seçimlerinin karşı cinse ne kadar çekici olduklarıyla uzaktan yakından hiçbir ilgisi bulunmuyor.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale