Daha önce hiç gitmediğiniz bir yerde sokakta yürüyorsunuz. İlk defa gördüğünüz şeylerin, duyduğunuz şeylerin tadını çıkarmaya çalışıyorsunuz. Tam o sırada tuhaf bir duygu kaplıyor; sanki daha önce bunların hepsini yaşamışsınız gibi geliyor. Hatta bazen bu his o kadar yoğun oluyor ki birazdan yaşanacakları bile hissecekmişsiniz gibi geliyor.
İnsanların yaklaşık yüzde 70’inin déjà vu denilen bu durumu yaşadığı düşünülüyor. Fransızcadan gelen déjà vu, “dejavü” diye okunuyor ve “daha önce görülen” anlamına geliyor. Bu kafa karıştırıcı durumun kaynağının pek çok şey olabileceği söylendi. Paralel evrenden tutun da gelecekteki benliğinizin hayatınızı yönlendirdiğine kadar birçok şey ortaya atıldı. Veya Keanu Reeves’in Matrix filminde bahsettiği gbi sadece bir bilgisayar hatası olduğu bile söylendi.
İlgili yazı: Özel hayatımızda sezgilerin yeri
Bilim ise bu konuya daha değişik yaklaşıyor. CNN’de bu konuyla ilgili olarak kapsamlı bir program yayımlandı. Gazeteci Sandee LaMotte dünyada bu konuda araştırma yapan uzmanlarla görüşerek bilimsel yaklaşıkmları derledi. Bu yaklaşımlardan ortaya çıkan sonuçlardan biri, 15-25 yaş arasındaki kişilerin déjà vu yaşamaya daha meyilli olduğu şeklinde. Beyinlerimiz daha genç iken yaşadığımız büyüme sancılarının buna neden olduğu söylenebilir belki.
Bir başka ilginç bulgu ise déjà vu’nün çok fazla film izleyen ve çok fazla seyahat eden kişilerde daha çok görüldüğü şeklinde. Bu kişilerin etraflarında gördükleri ve duydukları şeylerin onlara tanıdık gelmesi, hafızalarındaki bazı kalıntılarla ilişkili olabilir. Araştırmacılardan biri olan Anne Cleary, CNN’deki programa verdiği bilgilerin bir kısmında şöyle diyor:
“Hafıza denilen şey mükemmellikten uzaktır. Gündelik hayatımızda karşımıza çıkan şeyleri yeniden hatırlamakta başarısız olabiliriz. Ancak bazı şeyleri hatırlayamamak, hafızanızın hala yerinde olmadığı anlamına gelmez elbette. Sadece erişim sorunu yaşadığınızı düşünebilirsiniz. Bu tür durumlarda, yaşadığınız şeyler tanıdık gelebilir ve déjà vu olduğunu sanabilirsiniz. Oysa sadece hafızanıza erişmekte ufak bir problem yaşıyorsunuzdur.”
Déjà vu konusundan bahsederken, şakak lobu epilepsisi denilen hastalığı da unutmamak gerekir. Bu hastalığa sahip kişiler, hastalık nöbeti geçirmeden önce déjà vu’ye benzer semptomlar gösteriyor.
Peki déjà vu’ye neden olan şey ne?
2016 yılında yapılan bir çalışma kapsamında İngiliz araştırmacılar, katılımcıların zihinlerine yanlış anılar yerleştirerek déjà vu’nün nasıl tetiklendiğini tespit ettiler. MRI taramalarına bakıldığında, bu kişiler déjà vu yaşadıkları sırada beyinlerinin hafızayla ilgili olan bölümlerinin değil karar vermeyle ilgili olan bölümlerinin etkilendiği ortaya çıktı. O halde déjà vu’ye neden olan şeyleri sıralarken hafızayı elemek mümkün.
İlgili yazı: Gün içinde şekerleme yapmak hafızayı güçlendiriyor
Peki bir başka suçlu kim olabilir? Stres ve anksiyete. Bununla ilgili eldeki en önemli veri, sekiz yıl boyunca kronikleşmiş déjà vu yaşayan 23 yaşındaki bir hastanın durumu. Öyle ki bir seferinde saçlarını kestirmeye giderken déjà vu yaşayan bu kişi, daha sonra yaşadığı déjà vu’nün de déjà vu’sünü yaşamış.
Uzmanlar bu hastanın durumu normale döndüğünde, bu duruma yol açan şeyin psikolojik olduğu konusunda uzlaşmış. Uzmanların bu şekilde düşünmesinin sebebi, söz konusu hastanın depresyon ve anksiyete geçmişine sahip olması. Ancak yine de anksiyete ile déjà vu arasında doğrudan bir bağın henüz tespit edilemediğini ve bunun bir başka araştırma konusu olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Kaynak:
Mother Nature Network