X

Bilim, çocukluk dönemindeki yapısal ve davranışsal özelliklerle geleceği öngörebilir mi?

Hayatta kim olduğumuz ve karakterimize dair özellikler daha çok deneyimlerimize, karşılaştığımız zorluklara, davranışlara göre şekilleniyor. Genetik özelliklerin de karakterimizin şekillenmesinde rol oynadığını biliyoruz, ancak seçimlerimiz kim olduğumuz ya da olacağımız hakkında daha belirleyici.

Bilim ise her zaman yaptığı gibi bizi bu noktada da şaşırtmayı başarıyor. İşte bilimsel araştırmalara göre çocukluktaki bazı özelliklerin gelecekteki karakterimizle ilgili verdiği ipuçları:

4 yaşındayken sabırlı olan çocuklar, ileride başarılı yetişkinler oluyor

1960’lar Stanford Üniversitesi’nden bir psikolog, yaşları 4 ile 6 arasında değişen 653 çocuğun katıldığı bir araştırma yapmıştı. Araştırmada çocukların önüne marshmallow, şeker, bisküvi gibi yiyecekler bırakılıyor ve çocuklara şimdi isterlerse tek bir tane, bekledikten sonra iki tane yiyecek alabilecekleri söyleniyor ve 15 dakika boyunca odada tek başlarına beklemeleri isteniyordu. İlk başta tüm çocuklar beklemeye meyilli olsa da odada yalnız kaldıkları anda uyuşturucu bağımlısı gibi terlemeye, strese girmeye başlıyorlardı. Araştırmanın sonunda çocukların yüzde 30’unun 15 dakika boyunca bekleyebildiği tespit edildi. Araştırmanın devamında, yıllar sonra aynı çocukların Amerikan sistemindeki SAT sınav sonuçları incelendiğinde, sabreden yüzde 30’luk kesimdeki çocukların daha başarılı oldukları ortaya çıktı. 30’lu yaşlarında ise çocukluğunda sabırlı olanların daha mutlu ve başarılı oldukları, sabırsız çocukların ise kilolu, mutsuz ve uyuşturucu bağımlılığına eğilimli oldukları tespit edildi. Araştırmacılar, bu çocukların beyinlerinde neler olup bittiğini anlamak için incelemeler yaptıklarında, sabırlı olan kişilerin beyinlerindeki prefrontal kortekste daha fazla aktivite olduğu ve bu sayede sosyal davranışlar ve planlama konularında daha yüksek kontrol sağlayabildikleri belirlendi. Sabırsız çocukların beyinlerinde ise beynin bağımlılıklarla ilişkili olan bölgesi ventral striatum‘da daha fazla aktivite tespit edildi.

Çocukluğunda sabırlı olanların daha mutlu ve başarılı oldukları, sabırsız çocukların ise kilolu, mutsuz ve uyuşturucu bağımlılığına eğilimli oldukları tespit edildi.

Yani 4-6 yaşlarındaki bir çocuğun geleceği için güzel bir şey yapmasını istiyorsanız, önündeki şekerlemeleri yememek için sabretmesi gerektiğini öğretin.

İstediği zaman yemek yiyen bebekler daha akıllı oluyor

Büyükler, çocuklara istedikleri zaman istedikleri şeyi vermenin iyi olmadığını söyler. Ancak bilimsel çalışmalar öyle demiyor, en azından bebekler için durum böyle değil. Araştırmalara göre kendileri acıktığında doyurulan (örneğin ağladıkları zaman) bebekler, 8 yaşına geldiklerinde IQ’ları zaman çizelgesine göre doyurulan bebeklere göre 5 puan daha fazla oluyor. Üstelik kendi acıktığında doyurulan bebeklerin, büyüdüklerinde SAT sınavında daha başarılı oldukları tespit edildi.

Horlayan bebekler ileride problemli çocuklar olabilir

Bebeklerin horlaması ilk başta çok sevimli gibi gelse de sonradan durum pek öyle olmayabiliyor. Doğumdan 7 yaşına kadar 11.000 çocuğun katıldığı bir araştırma kapsamında önce anne babalara çocukların uyku alışkanlıkları ve 7 yaşına kadar karşılaşılan zorluklar soruldu. Araştırma kapsamında daha sonra çocukların 4-7 yaş aralığındaki duygusal ve davranışsal problemleri incelendi. Elde edilen sonuçlara göre bebeklikte horlayanlar, 4-7 yaş arasında agresif, kavgacı ve depresif davranışlar sergileyebiliyor. Öte yandan horlayan bebeklerin diğerlerine göre hiperaktif olma ihtimali de artıyor. Araştırmanın başındaki Dr. Karen Bonuck‘a göre horlama, bebeklerin beyinlerinde oksijenden daha fazla karbondioksit gitmesine neden oluyor. Bu da çocukların duygusal gelişimi sırasında bazı bağlantıların etkilenmesine sebep olabiliyor.

Küçük doğan bebekler sınavlarda daha başarısız oluyor

İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre daha küçük doğan bebekler, hayatlarının ilerleyen dönemlerinde sınavlarda daha kötü sonuçlar elde ediyor. Farklı sosyo-ekonomik ailelerden gelen 334 çocuğun katıldığı araştırmada, çocukların yarısı doğumda düşük-normal ağırlığa, yarısı ise normal-fazla ağırlığa sahipti. Çocuklara 8 yaşına geldiklerinde uygulanan IQ testlerinde, doğduklarında daha düşük ağırlığa sahip olan çocukların IQ testlerinden daha düşük puan aldıkları gözlendi.

Bebeklikte horlayanlar, 4-7 yaş arasında agresif, kavgacı ve depresif davranışlar sergileyebiliyor.

Korkusuz bebekler ileride suç işlemeye daha meyilli oluyor

Pennsylvania Üniversitesi’nden psikolog Adrian Raine‘e göre korkusuz bebekler, ileride suç işlemeye meyilli yetişkinler oluyor. Raine 1970’lerde 3 yaşındaki 1.800 çocuğun korkuya verdikleri yanıtları inceledi. Araştırmada, kendilerine dinletilen korkutucu seslere bazı çocukların hiçbir tepki vermedikleri tespit edildi. Raine, araştırmaya katılanların ne durumda olduklarına bakmak için 2009 yılında bir başka çalışma yaptı ve bu çalışma sonunda, 137 deneğin suç işleme geçmişi olduğunu tespit etti. Bu 137 kişinin tamamı, 3 yaşındayken korkutucu seslere hiçbir tepki vermeyenler arasındaydı.

İlginizi çekebilir: Daha sağlıklı ilişkiler için: Çocukluk dönemimizin şimdiki ilişkilerimize etkileri

 

Kaynaklar:
Cracked
Parents

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale