Bilge Şamanların Yolunda şifalan ve kendi hikayeni yeniden yaz
“Her hikâye, kendini gerçekleştiren bir kehanettir. Kadim öğretilerin izinden giderek ve gücünüze sahip çıkarak hikâyenizi daha önce dile getirilmemiş bir şekilde anlatabilirsiniz. Bu, kahramanın yolculuğudur.”
İnsanın yeryüzündeki yolculuğu, bilinen kayıtlara göre yüz binlerce yıl öncesine dayanır. Kadim topluluklar, dünyayı, canlı yaşamını ve insana canlılığı veren ruhu anlamlandırmak için araştırmış, keşfetmiş, düşlemiş ve yaratıma geçmiştir. Bunların kimi insan hayatını kolaylaştırırken kimi canlılığı sorgulamış, kimi hastalıkları şifalandırmış, kimiyse insanın nasıl daha iyi bir ömür sürebileceğine açıklık getirmiştir.
Kızılderililer, Mayalar, Hopiler, İnkalar, Aborijinler gibi birçok yerli halk ve kavim, yeryüzünü ve yaşamı irdeleyerek çok farklı inanışların ışığında farklı sonuçlara varmıştır. Şaman, Şifacı, Bilge ve Şaman’ın Yaşam ve Ölüm Kitabı gibi önemli eserleriyle tanınan tıbbi antropolog Dr. Alberto Villoldo, yirmi beş yılı aşkın bir süre boyunca Amazonlar ve And Dağları’nda yaşayan Şamanlarla çalışmış, modern hayatın gereksinimlerine cevap vermek amacıyla And Dağları şamanlarının kadim öğretilerini Batı’ya aktarmaya ömrünü vakfetmiş ve bu alanda çalışmalar yapan Four Winds Society topluluğunu kurmuştur.
Villoldo, Omega Yayınları etiketi ve Nur Yener çevirisiyle raflardaki yerini alan Bilge Şamanların Yolu adlı kitabında, Maya, Hopi ve İnka Yeryüzü Bekçileri’nin kehanetlerine göre, insanlık tarihinde yeni bir insan türünün doğacağı bir dönüm noktasında olduğumuzu dile getiriyor. Villoldo’ya göre insanlık, Homo Sapiens’ten Homo Luminous’a doğru, yani fiziksel dünyayı çok daha yüksek bir seviyede oluşturan ışığı ve titreşimi algılama yetisi olan varlıklara doğru bir kuantum sıçraması yapacağımızı iddia ediyor. “Işık varlıklar” olabilmek için de Şamanların kadim öğretilerini gündelik yaşamlarımızda nasıl uygulayacağımızı, kendimizi nasıl şifalandıracağımızı ve bize atfedilen, içselleştirdiğimiz hikâyelerden nasıl sıyrılıp kendi hikâyemizi yazabileceğimizi çeşitli pratiklerle birlikte bizlere gösteriyor.
Villoldo öncelikle Işıltılı Enerji Alanı’ndan (IEA) söz ediyor. IEA, hepimizi kuşatan bir enerji alanı, bedeni ortaya çıkaran bilgisayar donanımı olan DNA’ya komutlar veren bir yazılım olarak düşünülebilir. Şamanların kadim uygulamalarıyla, IEA’yı yeniden programlamamız, bize miras kalan hikâyelerden sıyrılmamız, ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklardan kurtulmamız mümkün olabiliyor. Villoldo, dünyamızı algı sayesinde nasıl değiştirebileceğimizi bize göstermek için, algının çeşitli seviyelerini bizlere tanıtıyor: Beden ve Fiziksel Algı (Yılan Seviyesi), Zihin ve Duygusal Algı (Jaguar Seviyesi), Ruh ve Kutsal Algı (Sinekkuşu Seviyesi) ve Spiritüel Algı (Kartal Seviyesi). Farklı algı seviyelerinde dünyayı ve kendimizi nasıl anlamlandırdığımızı görmek ve algımızı değiştirip dönüştürmek için ne şekilde çalışabileceğimizi de kendi deneyimlerinden yola çıkarak anlatıyor. Enerji anatomimizi açıklamak amacıyla, bilinen dokuz çakrayı (en yaygın bilinen hâliyle yedi değil, yaradılış ve Yaratıcı ile birliği deneyimlediğimiz sekizinci çakra ve uzayla zamanın dışında var olan dokuzuncu çakra da dâhil) şifalandırmak için çeşitli çalışmalar öneriyor.
Villoldo ayrıca, Aydınlanma’ya giden dört yolu da okuruyla paylaşıyor: Kahramanın Yolu, Işıldayan Savaşçının Yolu, Görücünün Yolu ve Bilgenin Yolu. Aydınlanmanın birinci yolu olan Kahramanın Yolu’nda, kendi rollerimizi, hikâyelerimizi nasıl bırakabileceğimize ilişkin çalışmalarla birlikte, kendi hikâyemizi nasıl yazabileceğimiz açıklanıyor. Işıldayan Savaşçı’nın Yolu’nda, korkularımız ve bunlardan nasıl arınabileceğimiz, Görücünün Yolu’nda düşler, görüler ve gerçeklik gibi kavramlar irdeleniyor. Son olarak Bilgenin Yolu’nda, değişen algımızla farklı bir dünya düşleyip bunu yaratabilmek için zihinsizlik çalışması, zamana hâkim olma çalışması ve yansıtmalarınızı kabullenme çalışması gibi üst düzey çalışmalara yer veriliyor.
Dr. Villoldo’ya göre, Yeryüzü Bekçileri tarafından korunan bilgelik öğretilerinde ustalaşarak DNA’mızı yeniden biçimlendirebilmemiz, biyolojik, duygusal ve ruhsal evrimimize bilinçli olarak katılabilmemiz mümkün. Modern yaşamlarımızda hakikatle ve doğayla olan bağımızın günden güne azaldığı bu çağda, Villoldo’nun öğretileri yalnızca yaşamımızı gözden geçirip değerlendirmemiz için bile her birimize son derece faydalı yaklaşımlar sunabilir. Ruhsal gelişimine önem veren herkes için Dr. Villoldo’nun eserleri birer başucu kaynağı niteliğinde.
Bu yazı Özge Nur Keskin tarafından kaleme alınmıştır.
İlginizi çekebilir: Bugüne kadar menopoz ile ilgili size anlatılanları unutun çünkü gerçekler ‘Bildiğiniz Gibi Değil!’