Bir şeyi bilmek ve onu uygulamak, ne yazık ki, çoğu zaman aynı şey değildir. Bazı durumların farkına varmamıza rağmen, hayatımıza adapte etmeyi bir türlü beceremeyebiliriz.
İşte öğrendiğimiz ancak uygulamadığımız yaşam bilgilerinden birkaçı.
1. Bugünün işini yarına bırakma. İşinizi erken bitirdiğinizde, hayatınızı bu bilginin rahatlığıyla geçirebilirsiniz. Ancak birçoğumuz bunun yerine zor olan yolu, yani sürekli ertelemeyi tercih edebilir.
2. Kötü antreman, hiç antremandan iyidir. Buna rağmen, kaç kere kendinizi bugün spor yapamayacağınıza ikna etmeye çalıştınız? Çünkü ya çok yorgundunuz ya da işten geç gelmiştiniz, zaten yapsanız bile verimli bir antreman olamayacaktı değil mi? Halbuki kısacık da olsa egzersiz yapmak, hiçbir şey yapmamaktan iyidir.
3. Telefonunuz sizi ele geçirebilir. Bir bakmışsınız, hayatınızdan 3 saat, Facebook ve Instagram‘da sayfayı kaydırırken akıp gitmiş. Bu durumu önleyebilmek için, düzenli aralıklarla saati kontrol edebilirsiniz.
4. Temiz bir ev üretkenliği artırmaya yardımcı olabilir. Evinizi güzelce topladıktan sonra yaşadığınız tatmini hayal edin. Her şeyin yerli yerinde olması, işleri bir anda gözünüzde kolaylaştırabilir. Çalışmak ve üretmek, temiz bir evde daha çekici bir hal alabilir. Siz de böyle hissediyorsanız, evi düzenli tutmaya çalışmanızda fayda var.
5. Meditasyon zihninizi canlandırır. Kısacık bir meditasyon seansı bile zihninizi açmaya ve sorunların üstesinden daha rahat gelmenize yardımcı olabilir. Ne yazık ki faydalarına rağmen, meditasyon da ihmal edilen bir alışkanlık olabiliyor.
6. Yaratıcı işler her zaman yapılabilir. İlham gelmese bile, yaratıcı bir şeyler üretmek her zaman mümkün olabilir.
7. Olmak istediğiniz gibi davranmak işe yarayabilir. Bir toplantıya girmeden önce kendinizi mutsuz ve huysuz hissediyorsunuz, ancak bu durumdan çıkmanız mı lazım? Bir süreliğine de olsa “mutluluğu” taklit etmeyi deneyebilirsiniz. Bu sayede moralinizin kısa sürede yükselmesine yardımcı olabilirsiniz.
8. Mutluluk basittir. Mutluluğun %95’inin, bir eve, sağlıklı bir vücuda ve yiyecek bir şeylere sahip olmaktan geçtiğini söylemek mümkün. Aslında bu üç şeye sahip olmanın, mutluluğun büyük bir kısmını oluşturduğunu zaman zaman hepimiz gözden kaçırabiliriz. Ve geri kalan yüzde beşlik dilimde işler iyi gitmediği için, kendimizi üzebilir, mutsuz hissedebiliriz.
9. Her şeyin fazlası zarar. Günümüzün modern dünyasında, fazlasına sahip olmak ve fazlasını yapmak, gözümüze daha çekici görünebilir. Fakat düşündüğümüzde, az eşyamız olursa, olan eşyalarımızdan daha çok faydalanabiliriz. Az görevimiz ve hedefimiz olursa, bu görevleri çok daha özenli yapabiliriz.
10. Gelişmek için zorlanın. Kişisel gelişimimizde bize en fayda sağlayacak şey, zorlandığımız ve sürekli yapmaktan kaçındığımız şeyleri yapmak olabilir. Bu sayede güvenli bölgemizin dışına çıkabilir, sınırlarımızı zorlayabiliriz.
11. İlk adımı atın. Sürekli ertelenen işleri yapabilmek için, ilk etapta, başlayacak cesareti bulmayı deneyebiliriz. Bir kere işi yapmaya başladığımızda, devamı muhtemelen daha kolay gelecektir. Başarısız olursanız da üzülmeyin. İşi tamamlayana kadar “başlamaya” devam edin.
12. Aslında kişiye değil, duruma sinirlenmiş olabilirsiniz. Bizden yeni şeylerin beklendiği bir duruma girdiğimizde, bu değişikliğin sorumlusu olarak bir başkasını görme eğiliminde olabiliriz. Oysa ki sinirlendiğimiz şey, bizden daha fazlasını talep eden bu yeni durumdur.
13. Uzun vadede iyi ilişkiler, sağlık, ekonomik özgürlük ve kişisel gelişim önemlidir. Bu dört madde, uzun dönem mutluluğunuza geri kalan her şeyden daha fazla katkı sağlıyor olabilir. Bunların dışında kalan şeyler, büyük ihtimalle kısa sürede çözülecek ve uzun dönem mutluluğunuza zarar vermeyecektir.
Kaynak:
Raptitude