X

Beyniniz durmadan hikaye anlatır: Anılar, bellek ve zaman ilişkisi

“Psikoterapi, belleğin yeniden dokunduğu bir tezgahtır.”
Hilal Bebek

Anılar beyninizde nasıl biriktirilir, hiç düşündünüz mü? Sinirbilimin bellekle ilgili çalışmalarda kat ettiği yol olağanüstü. Ancak belleğin anıya dönüşümü başka bir düzeyde işliyor. Gün içerisinde beyninize ulaşan duyumların sadece bir kısmı bellekte tutuluyor, bunlar bazı filtrelerden geçiriliyor ve az bir kısmı kayıt altına alınabiliyor. Kayıt altına alınan bu kısım geri çağrılabiliyor. Beyniniz anılarınızı oluştururken dış dünyayı olduğu gibi kaydedemiyor ama bunları çok sayıda bilgi parçasından oluşan bütünlükte ve belirli bir zamandaki birlikteliğiyle algılıyor ve onun nöronal temsilini (beyinde oluşan sinirsel bağlar) oluşturuyor. Bu temsilin bir kısmı bellekte tutuluyor ve hipokampüs vasıtası ile bellekten bilince geri çağrılıyor.

Hipokampüs beynin hafıza ve yön bulmayla ilgili olan önemli bir bölgesi. Bütün anılarınız bulunduğunuz yere, zamana ve “size” bağlı olarak kaydediliyor, buna “otobiyografik bellek” deniyor. Hipokampüs olmadan otobiyografik bellek de olmuyor. Örneğin sinirbilim tarihine giren H.M. isimli vaka, hipokampüsü alındığı için sürekli aynı günü yaşıyor. H.M. için anı yok, dün yok, sadece şimdi var. Onun bir otobiyografisi, yani hikayesi yok.

Dış dünyadan gelen bilgiler önce kısa süreli bellekte tutuluyor ve bu bilgilerin kaderi burada belirleniyor: Bunlar ya uzun süreli belleğe aktarılacak ya da kayıttan silinecek. Zihninizdeki nesne ve temsillere dilsel ve bilişsel özellikler de katılıyor. Kısa süreli bellekteki bilginin uzun süreli belleğe aktarılabilmesi için üzerinde çalışılması ve yinelenmesi gerekiyor. Bu üzerinde çalışma işlemi ise “anlamlaştırma.” Bir bilginin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe geçmesi için anlamlandırılması lazım. Anlamlandırma ise sizin geçmiş deneyimlerinizle, o andaki tutumunuzla ve beklentilerinizle doğrudan ilişkili.

Bir şeyin sizin anınız haline gelmesi için illa yinelenmesi de gerekmiyor. Bazı anlar adeta beyninize çakılır gibi iz bırakıyor. İz bırakan bu anı da hiç olmadık yerlerde önünüze çıkıveriyor. Anı dediğimiz şey dümdüz bir film sahnesinden ziyade, bizzat deneyimlediğiniz ve duygularla kimyası değişmiş, kendi kendinize anlattığınız bir öykü aslında. Belleğin duygusal kısmında saklanan anıların görsel, işitsel, kokusal, tatsal veya dokunsal bilgisi ile sizde uyandırdığı hisler, düşünceler ve anlam bağıntıları güçlü bir şekilde kurularak uzun süreli belleğin derinlerinde korunuyor. İleride benzer bir duyguyu yaşadığınızda o anın istemsizce zihninizde belirmesi işte kayıtların duygularla mühürlenerek tutulmasından kaynaklanıyor.

Bellek ve anıların oluşmasında zaman kavramı çok önemli. Zaman yoksa bellek de olmuyor. Kendi varlığınızı tanımlarken geçmişinizden, yani zamandan bağımsız olmanız mümkün değil. İşte kendinize anlattığınız hikaye olan otobiyografik bellek geçmişe takılmayı seviyor. Otobiyografik belleğin kendine has şöyle bir özelliği var: Çocukluğa ilişkin anlara ve acıya bağımlı olması. Bu bellek acı veren ve gurur kırıcı anıları ısrarla saklıyor ve sık sık hatırlatıyor. Çeşitli çağrışımlar otobiyografik bellekte nöbet tutan ne varsa ortaya çıkartıyor.

“İnsan anıları tarafından yaratılmış bir bilinç değildir. Anılarını yaratan olarak kendi gerçekliğini yeniden inşa edebilir.”
Hilal Bebek

Buraya kadar anlattıklarımdan da anlayacağınız gibi hiçbir şeyi olduğu gibi kaydedip, tıpkısının aynısı hatırlamıyorsunuz. Hatırladığınız, yani kayıtlarınızdan şu ana geri çağırdığınız her anı, aslında beyniniz tarafından yeniden yapılandırılıyor. Çünkü beyininiz sürekli bir hikaye anlatıyor. O andaki “sizin” duyguları, tutumları, inançları, değerleri, anlamları her ne ise, beyin de hikayeyi buna göre baştan yazıyor. Yani hatırlama, yorumdan bağımsız değil. Her hatırlama bir yeniden hikayeleştirme eylemi.

Şimdi ve burada geçmişi hatırlarken veya gelecekle ilgili plan yaparken aslında onları yapılandırıyorsunuz. Hikaye ettiğiniz olaylar aynı olsa da, anılar bu olayların anlamlandırılmış hali. Yani olay aynı olsa da geri çağrılan anı, artık başka bir şey. İki kişinin aynı olayı depolaması bu nedenle farklı. Kimi için “kurban” olma başlığı ile hatırlanan bir hikaye, bir başkası tarafından “hayatta kalma” olarak yorumlanabiliyor. Böylece aynı olay farklı kişilerde farklı hikaye edilmiş oluyor. Bu nedenle geçmiş değişebiliyor, değiştirilebiliyor.

Sonuç olarak, şu anda olduğunuz kişi beyninizin anlattığı hikaye ile doğrudan ilişkili. Beyninizin size anlattığı hikaye ne diyor? Bu hikaye ne kadar başarısız, şanssız, beceriksiz, yetersiz, önemsiz olduğunuzla mı ilgili, yoksa bundan başka bir şey mi anlatıyor? İşte beynininizin anlattığı hikayeyi yeniden ele almak, bunu fark etmek ve bu hikayeyi yeniden şekillendirmek için psikolojik danışmanlık çok etkili bir yöntem. Bir psikolojik danışmanla online görüşme yapmak ve süreçle ilgili bilgi almak isterseniz ayselkeskin2004@yahoo.com e-posta adresine yazabilirsiniz. Yazımı aşağıdaki alıntıyla bitiriyorum. Sağlık ve sevgi ile kalın.

“Yaşam kontrolümüzde olmayan malzemeler sunar bize. Çevre, mizaç, anne-baba özellikleri, erken yaşantılar vs. Bu malzeme ile nasıl bir kompozisyon çıkaracağımız malzemenin ne olduğu kadar önemlidir. Anılar, benim onları örme biçimimle şekillenecektir. Bu durumda ne hatırladığım kadar nasıl hatırladığım önemlidir.”
Hilal Bebek

Kaynaklar:
Eriz R. Kandel, “Belleğin Peşinde-Yeni Bir Zihin Biliminin Doğuşu”, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 2016.
Hilal Bebek, “Doktor Geçmişimi Değiştir”, Psikeart Dergisi, sayı:73, Ocak-Şubat 2021.
Hilmi Uysal, “Bellek ve Anı”, Psikeart Dergisi, sayı:73, Ocak-Şubat 2021.

İlginizi çekebilir: Geri Çağırma Terapisi nedir: Bellek yeniden yapılandırılabilir mi?

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale