X

Beynin mağaraları: Bilinçdışı dürtüler ve bilinçdışı zihin

Bilinçdışı zihin, vücudumuzun kontrol edemediği noktalara ulaşır ve yaşamımızı farkında olmadığımız bir şekilde etkiler. Bir arkadaşımızla sohbet ettiğimizi düşünelim. Kelimelerin nasıl bir hızla ağzımızdan döküldüğü ve karşı tarafın konuşmalarını nasıl bir hızla anladığımız hayret vericidir. Zihnin bilinçli bölümünün tüm kelimeleri, cümle kurulumlarını veya fiil çekimlerini aynı hızda yapması mümkün değildir. Bunu anlamak için ilk defa yeni bir dili konuşmaya çalıştığınız halinizi hatırlamaya çalışın. Devreye giren bilinçli zihin yeni dili otomatik olarak kullanmakta zorlanırken, daha önceden öğrenilmiş ve zaman içinde nöronlara işlenmiş olan ana dilimizi hızla ve dikkat verme gereği duymadan kullanabiliriz. Çünkü bilinçdışı zihin tüm bu görevleri bizim adımıza tamamlamaktadır.

Bizi bilinçdışı zihnimiz mi yönetiyor?

Bilinçdışı zihin, fikirler içinde aynı ölçüde iş başındadır. “Aklıma bir fikir geldi!” dediğimizde bu fikir saatler, aylar, yıllar veya çağlar öncesinden bilinçli zihine ulaşmak için çoktan yola çıkmıştır. Biz “Aklıma bir fikir geldi!” dediğimizde ise bu fikiri iç rahatlığıyla kendimize yontarız, halbuki nöronların uzun bir yolculuk sonrasında tamamladığı ve bilinçli zihne ulaştırdığından en geç bizim haberimiz olur.

Freud’un çıkarımının gündelik hayatımız hakkında söylediği en önemli noktalardan biri yapmış olduğumuz seçimlerin çoğunlukla farkında olmadığımız çevresel koşullardan etkilendiğidir

Bilinçdışı zihnin insan hareketlerini yönettiğine dair ilk savı ortaya koyan Sigmund Freud, 1873’te Viyana’da tıp okumaya başlamış ve sonrasında nöroloji alanında uzmanlaşmıştı. Psikolojik bozuklukları tedavi etmek amacıyla bir klinik açarak, çalıştığı danışanların davranışlarının farkında olmadıkları bir kaynaktan geldiğini öne sürdü. Freud’un bu savı psikiyatriyi dönüşüme uğratan bir çağın başlangıcı oldu. Freud’dan önce psikolojik bozukluklar şeytan çarpması veya kötü ruhların bedene girmesi olarak adlandırılırken, bu çalışmalarla birlikte bilinçli zihnin sadece buzdağının görünen kısmı olduğu ve asıl mekanizmanın gözlerden ırak olduğu kanıtlandı.

Freud’un çıkarımının gündelik hayatımız hakkında söylediği en önemli noktalardan biri yapmış olduğumuz seçimlerin çoğunlukla farkında olmadığımız çevresel koşullardan etkilendiğidir. Bu noktada verilebilecek en iyi örnek “hazırlama” (priming) adı verilen, koşulun algıyı etkileyebilme durumudur.

Elimizde sıcak bir içecek varken arkadaşımızla ilgili konuşmalarımızda daha yapıcı ve barışçıl, soğuk bir içecek tutarken daha katı ve yargılayıcı konuşabiliriz. Peki bu nasıl mümkün olabilir? Aslında açıklama çok basittir: İlişkilerdeki sıcaklığı tanımlayan mekanizmaların fiziksel sıcaklık mekanizmalarıyla çakışması ve böylece birbirini etkileyebilmesidir. Benzer bir şekilde sert bir koltuğa oturduğunuzda daha sıkı pazarlık yaparken, kötü kokulu bir ortamda daha katı ahlaki yargılarda bulunuruz.

Şaşırtıcı kısımı ise bilinçdışı zihnin bu faktörlerden etkilenmesi ama bizim bundan haberimizin olmamasıdır. Başka bir deyişle, beynimiz sürekli halde çevresel faktörler tarafından dürtülmekte ve toplanan dürtülmeler bir bilgi olarak depolanarak fikir ve davranışlarımızı etkilemektedir.

Araştırmalar bilinçdışı dürtülerin beyni yumuşak bir biçimde yönlendirmesinden dolayı bu dürtmelerin daha üstün geldiğini gösteriyor.
Peki, bilinçli zorlama mı yoksa bilinçdışı dürtmeler mi daha güçlüdür?

Araştırmalar bilinçdışı dürtülerin beyni yumuşak bir biçimde yönlendirmesinden dolayı bu dürtmelerin daha üstün geldiğini gösteriyor. Tabi ki bu durum, hem bireysel hayatımızda hem de toplumsal yaşamda edinmeye çalıştığımız olumlu değişikliklere de göz kırpıyor.

Süpermarketlerde sağlıklı gıdaların göz hizasına yerleştirilmesi insanları sağlıklı seçimler yapma konusunda dürter. Havalimanlarında pisuvarlara yerleştirilen sinek resmi erkekleri daha iyi nişan almaları konusunda dürter. Çalışanları istedikleri zaman çıkabilecekleri otomatik emeklilik planlarına yönlendirmek daha iyi tasarruf yapılmasını sağlar. “Yumuşak paternalizm” adı verilen bu dürtme yöntemi çoğu şeyi değiştirmek ve iyileştirmek adına hayatımızda yeni bir kapı aralamaktadır.

İlginizi çekebilir: Kaygılarımız ve nevrozlar: Bilinçaltımız bize neler söylüyor?

Yazarın diğer yazıları için tıklayın. Yazarın diğer yazıları için tıklayın. 

Psikolog & Nörobilim Uzmanı Güliz Altınbaşak: Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümünden tam burslu olarak mezun oldu. Şu anda Dialectical Behavior Therapy (DBT) Turkey Danışmanlık Merkezi’nde Program Koordinatörü ve The Life-Co Wellbeing Merkezi’nde Mental Wellness Program Koordinatörü olarak çalışmaktadır. The LifeCo Wellbeing merkezi bünyesinde meditasyon odaklı olmak üzere mindfulness (farkındalık), duygu regülasyonu, stres yönetimi ve kişilerarası iletişim becerileri üzerine eğitim kampları düzenlemektedir. Ayrıca, savaş mağdurlarına yönelik mesleki eğitim, savaş sonrası travma ve formal eğitim projeleri yürütmektedir. Davranış Bilimleri Enstitüsü Yetişkin ve Aile Danışmanlık Merkezi’nde EMDR odaklı projelerde çalıştı. TOÇEV Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı’nda Psikolog ve Eğitmen olarak görev aldı. “Doğudaki Ebeveyn ve Çocukları Bilinçlendirme Projesi” kapsamında birçok ilde araştırma yaptı ve eğitimler verdi. Norveç, Azerbaycan, Slovenya ve İspanya’da “Dezavantajlı Grupların Bilinçlendirilmesi ve Hayat Şartlarının Yükseltilmesi” konusundaki projelerde Ülke Koordinatörlüğü yaptı. Maltepe Kapalı İnfaz Ceza Kurumu’nda hükümlülerle çalıştı. Aynı dönemde Avrupa Şafak Hastanesi’nde bağımlılık üzerine çalışmalar yaptı. Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı’nda gönüllü olarak görev alarak suça eğilimli çocuklar için çalışmalar düzenledi. “Erkek Homoseksüeller ve Heteroseksüellerin Suçluluk Utanç ve Kaygı Düzeylerinin Karşılaştırılması” üzerine yaptığı araştırmayı 17. Ulusal Psikoloji Kongresi’nde, “Kanser Hastaları için Mindfulness Odaklı Mental Wellness” çalışmasını “VIII Ibero American Congress of Clinical and Health Psychology Congress” Porto Riko’da sundu.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale