X

Beynimizden ruhumuza uzanan köprü: İnandıklarımız bizi ruh halimize bağlar

İnandıklarımız bizi kendi içimizdeki ruh haline bağlar. O ağızda tanıdık bir his, tanıdık bir tat bırakan, kendimizden bir adım öteye gitmemizi engelleyen halin içinde tutar. Neye inandığımızı bilirsek, onu sorgulayabilir hale geliriz. Neye inandığımızı bulmak bir iştir, bunun için çalışmak gerekir. Söylediğimiz sözlere, durumlar karşısında tanıdık gelen ruh hallerine, tanıdık hareketlere dikkatlice bakmamızı gerektirir. Uyanıklığı şart koşar. Kendine uyanık olmaya!

İçeriden dışarıya bakmaya alışık olan gözü, içeriden içeriye bakmaya çevirmek gerekir. Dışımızdakileri gözlemlemek değil, içimizdekileri gözlemlemeye… İçeride neler oluyor?

Sıkıştığın, mutlu olduğun, üzüldüğün zamanlarda kendine neler diyorsun? Öfkelendiğin zaman kendine ne telkinlerde bulunuyorsun ya da nasıl cezalandırıyorsun kendini?
Otomatik verdiğin cevaplar neler?
İnançlar ile travmalar farklıdır. Kabul ettiğimiz, satın aldığımız, görüp öğrendiklerimiz, kesin çıkarımda bulunup birkaç sözcükle tanımladıklarımızdır inançlar. İlişkilerimiz, hayat, bedenimiz, sosyal konumlandırmalarımız vb… Hep inanç barındırır içlerinde.
Yani yaşadığımız travmalardan, bizi pozitif veya negatif etkileyen olaylardan edindiğimiz kesin çıkarımlar inançları oluşturur.

Örneğin bizi çok yoran ilişkimizden edindiğimiz tecrübe, “Özgürlüğüm elimden gitti” ise, akıl bunu “İlişkiler özgürlüğümü elimden alır” şeklinde kaydeder.

İç dünyamızın basın toplantısında, büyük puntolarla manşetler atılır ve artık konunun sebebi, oraya nasıl geldiği, sonraki tecrübelerin içeriğine bakılmaksızın bu manşet bizim kutsal metnimiz olur.

Her ilişki kapıya dayandığında, bu manşet yanar döner ışıklarıyla aklımızı andan uzaklaştırıp eski anının kucağına atıverir. İşte yine başladığımız noktada yada bıraktığımız yerdeyiz dir. Artık önümüzde bize özgürlük meşalesi yaksalar onu görecek olan gözlerimiz yanar döner manşet ışıklarından kör olduğundan hiçbir şey göremeyiz!

İşte tam burada, “Beni yine zamanın bu kısmına geri getiren nedir?” diye sormalıyız. Oysa biz bu soru yerine “Yine aynı şeyler başıma geliyor, neden ben!?” diyoruz. Bir inanç trenine binip hızla zamanda geçmişe bir yolculuk yaptığımıza uyanık olmalıyız. Kendimize soru sorma biçimimiz, uyanıklık derecemizi de gösterir..
Beni zamanın bu kısmına geri getiren nedir?
Özgürlüğümü alıyorlar.
Cevap veren, tecrübeni manşete taşımış olan heyecanlı gazeteci parçandır…

Bu doğru mu?” diye sormalısın. Özgürlüğünü gerçekten alıyorlar mı? Yoksa o zaman şartlarındaki sen, buna yavaş yavaş izin mi verdin? Belki de maruz kaldın ve elinden başka hiçbir şey gelmedi.. Yine de, izin verdin. Ve bunda bir sıkıntı yok. Bazen sadece o kadar yapabiliriz ve bu da başarısızlık değildir. Doğaldır. Öğreniriz, minik minik de olsa öğreniriz, yapmamayı, karşı koyabilmeyi, ses çıkarabilmeyi…

Ve tekrar sorun kendinize,
Özgürlüğünüzü elinizden alan şey ilişkiler mi?
Özgürlüğünüzü elinizden alan şey, ilişkileri yaşama biçiminiz, ilişkiden anladığınız şey ile yaşadığınız hayatı aynı potada eritemiyor olmanız, kendinizi olduğunuz gibi ifade edemiyor olmanız vb. olabilir.
Bu durumda, “ilişkiler siz kendinizi olduğunuz gibi ifade edebiliyor ve yaşayabiliyor olduğunuzda sizi kısıtlayan olmaktan çıkar.”
Hatta sizi çoğaltan, genişleten olurlar.
İnancın tam tersinden, yani “İlişkiler beni çoğaltır, genişletir”den yaklaşırsanız… Sizi bu önermeyi dillendirirken rahatsız eden bir şey var mı bakmalısınız.

Buna inanmıyor olmanın yanı sıra daha ince bir bakışla, sizin bundan rahatsız olma sebebiniz nedir?
“Bunun aksini duymamış olmanız”, “etrafınızda hem kendi olup hem de ilişkisini özgürce yaşayan bir örnek bulunmuyor olması”, “olumlu yönünü düşlemenin hiç aklınıza gelmemiş olması” olabilir.

Ali Şeriati’nin İnsanın Dört Zindanı isimli kitabında kısaca anlatıldığı gibi; insanı insan yapan özelliklerden biri sorgulaması, biri yaratıcılığı, biri de seçim yapabilmesidir. “Bunlar olmadığında, insanı kamil olunmaz” der ve tamamıyla katılırım.

Tecrübelerin o koordinatlarda yaşanan birer noktacık olduklarını ve koordinatlar değiştikçe deneyimin değiştiğini, dolayısıyla sabit olmayan bilincin bir durumu sabitlemesinin yegane sebebi “sorgulama” eksiğidir.
Olan şey aynı şey midir?
Seçim yapma kısmına geldiğimizde, kendimize tekrar bakıp, “Seçim mi yapıyoruz, yoksa önümüzde bize dayatılanı mı kabul ediyoruz?” diye sormalıyız.
Çünkü inanç dediğimiz şey, bir düşünce manipülasyonudur.
Eğer seçim yapabilmemiz için ikinci veya üçüncü seçenekler yok ise, burada da durup “sorgulamalıyız.” Çünkü sonsuz olasılıklar içinde, bir şeyi tek seçenek olarak görüyorsak orada ya illüzyon vardır ya da biz bir düşünce kalıbının içine sıkışmışızdır.
Ve son olarak da yaratıcılık… Bildiğinizin dışındaki yerlere kapılarınızı açmak. Düşüncenizi çeşitlendirin, seçenekler yaratın. İnandığının tam tersine yol almak, düşlemek ve düş için adım atmak…
İlişkiler benim özgürlüğümün şahididir.
İlişkiler özgürlük alanımı genişletir.
Nasıl mı?
Çünkü siz, hiç kimse değilsiniz. Bütün dünya güneye gidiyor olabilir, siz kuzeye gidin! Herkes bir inancın kölesi olmuş, bunu onaylamak için ömrünü harcıyor olabilir, siz risk alın ve bağımsızlığı seçin!
Seçim yapın! İnsan gibi…

Bir deneyim, genelleme olmasın. Deneyim, denendiği noktada, o koordinatta kalsın.
Tüm Türkler Müslüman değildir, tüm almanlar mühendis değildir, tüm erkekler duyarsız değildir, tüm kadınlar dırdırcı değildir, tüm zenginler züppe, tüm fakirler mağdur değildir… Ve genellemeye uyanlar da var ise, bu bir problem değildir! Bunun kötü, tü-kaka olduğuna dair inancı genelleyip, kabul etmeyi bırakmalıyız. Genellemeler bizi köleleştirir.
İnançlarımız genellemelerden gelir.

Ne kendinizi ne de başkalarını genellemeyin. Böylelikle sürprizlere, değişimlere, her anın ışıltısına yer açın. Gözünüzdeki “zaten…” ile başlayan gözlüğü çıkarın. Hatta “zaten” kelimesini sözlükten silin. Her şey, her an yeni ve hep yepyeni!
Aynı insanla ikinci, ellinci buluşma da yeni ve yepyeni! Her ilişki yeni, siz her seferinde yenisiniz, karşınızdaki de yeni ve yepyeni!
Yeniye yer açın.
Her şeyden bağımsız ve hür olun!

İlginizi çekebilir: Yaşamın sorumluluğunu almak: Bu sorumluluk yük değil, bir kutlamadır

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale