Beyin ile ilgili çok fazla bilgi kirliliği olduğunu biliyorum. Ben çok araştırdım ve çok buldum. Sizi sıkmadan, tıbbi terimlere girmeden, kısa ve anlaşılır mesajlar vereceğim, korkmayın…
Amacım sizi bu yazının sonunda bir kaç rivayetten kurtarmak. Tabii kimse öyle kolay kolay beyin uzmanı olamaz ama birçok yanlış bilgiyi doğrularla düzeltmiş olacağız.
Beynimizin sadece belirli bir yüzdesini kullanıyor olmamız en yaygın rivayetlerden birisidir. Hemen sokağa çıkın ve sorun: ”Sizce beynimizin ne kadarını kullanıyoruz?” diye. Alacağınız cevaplar %2 ile %10 arası olacaktır. Bir diğer rivayet beynimizin rengi ile ilgilidir.
Beynimiz gerçekten gri midir sizce?
Ve yine çok sevilen konulardan bir tanesi beynimizin sağ ve sol beyin olarak ayrılmasıdır. Bu da açıklığa kavuşması gerekenler arasında bence en ön sırada.
Şimdi ve bundan sonra siz siz olun ve gerçekleri bilin!
Hazır mısınız?
Hemen başlayalım mı?
1. Rivayet: Beynimizin sadece %10’unu kullanıyoruz
Beynimizin sadece belirli bir yüzdesini kullandığımız çok yaygın bir inançtır. Ancak bu yanlıştır, hem de çok yanlış. Beynimiz her an “aralıksız” çalışır, yani komple aktiftir. Hiçbir bölgesi boşta kalmaz. Biz hiçbir şey yapmıyor olsak da, düşünmüyor olsak da beyin hücreleri ve sinirleri aktiftir.
Beyin hücrelerimiz ve sinapslarımız hayatta kalması için çalışıyor olmalı, çalışmayı durdurduğunda ölürler. Sinapslar sürekli aktif tutularak gelişir.
Yani beynin bölgesel olarak durma gibi bir lüksü yoktur.
Şöyle düşünün 10 çift ayakkabımız var, bazılarını kışın giyiniriz ve yazlık olanları kaldırırız. Yazın tam tersi yazlıklar çıkar tekrar ve kışlıkları bir kenara kaldırırız. Beynimizin farklı bölgeleri vardır, ancak 1 bölgeyi hiç çalıştırmamak ve kenara koymak gibi bir şeyi yoktur.
Beyin kullanmadıklarını atar. Yani neye benzer ayakkabı örneğinde: Kışlık botlarımıza ihtiyaç duymadığımız an çöpe atmaya…
Aslında bir adım ileriye gidip beynimizin %100’den fazla çalıştığını söyleyebiliriz. Beyin kendi kendini geliştirebilen ve büyütebilen tek organımızdır.
Bu mucizevi organımızla ilgi rivayetlerin oluşması çok doğaldır. Çözülememiş ve açıklanamamış birçok işlevi olsa da bilim dünyası tüm hızınla çözmeye çalışıyor ama daha çok çalışmaya ihtiyaç var.
Evet, beyninizin yüzde yüz çalışmasına şükrederek bir sonraki rivayete geçelim.
2. Rivayet: Beynimizin rengi gridir
Sinir hücrelerinden oluşan beynimizin rengi gri değildir. Daha çok renksiz, aslında şeffaftır.
Beynin bütünü gri gibi algılanır çünkü hücreler bir kütleye sıkıştırılmıştır.
Bir de biyoloji laboratuarında kavanoz içinde görülebilen beyinler de hep gridir. Bu da burada kullanılan konserve sıvılarıyla ilgilidir. Ama beyin içersinde gerçekten bir renk vardır. O da siyahtır. Bu hücreler melanin oluştururlar, oldukça koyu renktedirler.
Şimdi yine çok tartışılan bir konuya daha girelim..
3. Rivayet: Sağ ve sol beyin ayrımı keskindir
Yıllardır eğitim-öğretim hayatımızda sol beyin ağırlıklı geliştirildiğimizi ancak iş hayatında daha çok sağ beyin faaliyetlerine ihtiyaç duyduğumuzu dinlemek zorunda kaldık.
Bu ayrım gerçekten bu kadar keskin mi? Matematik çözerken sol beyin çalışır da, resim yaparken sağ beyin mi?
Araştırmalar ne diyor bir bakalım:
İki yarım küre var, evet bu doğru. Her iki tarafın da ayrı görevleri var, bu da doğru. Ancak hiçbir zaman birbirinden tamamen bağımsız çalışmazlar.
Beynimiz her zaman bir bütün olarak çalışır, hep bir takımdır, mükemmel bir takım. Ayrıca kaptanı da olmayan bir takımdır. Bütün bölgeler tamamen birbirine bağlıdır ve aralarında mükemmel bir iletişim vardır. Tüm bağlantıları tek bir ip olarak düşünürseniz, dünyayı 4 sefer bağlayabilirsiniz. Bu uzunluğa rağmen aksaklık yaşanmaz. Sağ beyin sol beyin ayrımı yapmak beyin anatomisine ve işleyişine aslında nerdeyse ayıptır.
Yani yıllardır bu iki yarım küreyi eğitimlerle, kitaplarla zorla ayırmaya çalışsak da olmadı.
Kendinize ve gri olmayan beyinlerinize çooook iyi bakın. Bir sonraki yazımda sizi birkaç rivayetten daha kurtaracağım.
Bu konuda desteğe ihtiyacınız varsa bana www.ilknurustunucar.com/tr/ adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlıkla ve sevgiyle kalın.
İlginizi çekebilir: Hayatın tadını çıkarmanın en güzel yolu: Savoring