Geçtiğimiz günlerde bir iş arkadaşım evliliğinden, daha doğrusu eşinden yakınmaya başladı. Eşinin yapmasını beklediği ama senelerdir bir türlü göremediği davranışları bir bir sıraladı ve bana bakıp bir çözüm bulmamı istedi. “Evlendiğinizde tüm bunları yapıyordu ve yapmayı mı bıraktı?” diye sordum. Bu soru onu biraz şaşırttı, belli ki benden eşini değiştirecek sihirli sözcükler bekliyordu. Biraz durdu: “Hayır, ama değişmesini bekliyordum” dedi. Bunun üzerine, marketten aldığı elmanın portakala dönüşmesini umup ummadığını sordum. Sanırım bu sorunun yarattığı etki ile beklentisinin gerçekçi olmadığını fark etti.
Partnerimizle birlikte olmaya başladığımızda onun iyi özelliklerini ön plana çıkarır, kötü olanların üzerinde fazla durmayız. Zaten başlangıç heyecanı sis bulutuyla birlikte gelir ve olumsuz olanları gölgeler; ancak süre ilerledikçe sis perdesi kalkar ve partnerimizin hoşumuza gitmeyen davranışlarıyla yüzleşmek durumunda kalırız. İşte tam bu dönemeçteki kilit kelime “kabullenmek”tir. Karşı tarafın değişmesini, hatta karşı tarafı değiştirmeyi beklerseniz bir süre sonra karşılanmayan beklentilerinizin sizi yıpratmaya başladığını ve mutsuz olduğunuzu görürsünüz. Karşı tarafı değiştiremediğiniz için kendinizi yetersiz görürsünüz. “Sizin için kendini değiştirmeye çalışmayan” partneriniz ise size kendinizi değersiz hissettirir.
Partner seçerken nelere dikkat ediyoruz?
Pazara gittiğimizde hepimiz çürük olanları ayıklar, hem taze hem de uygun fiyatlı olanları alırız. Partnerimizde bu arayış neden daha farklı olsun? İlişkinin ilerleyen sürecinde büyük bir değişiklik olabileceğini ya da buz dağının görünmeyen bir kısmı olabileceğini düşünmeden kriterlerimizi en çok karşılayan kişiyi partnerimiz olarak seçiyoruz. Yaptığımız seçimin yanlış olabileceğini, karşımızdakinin olumsuz taraflarının olumlulardan daha fazla olduğunu itiraf etmek zor geliyor ve ilişkiyi bitirmek gereken yerlerde daha fazla çabalamayı seçiyoruz; ancak bu itirafı ilişkinin başında yapmazsak ilerleyen süreçlerde durum içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
Peki, partnerimiz değişmez mi? Tabii ki değişir; çünkü değişim kaçınılmazdır ama değişiklikler istediğimiz yönde olmayabilir. Her tarafın geri adım attığı noktalar ve törpülediği davranışlar vardır ve birçok konuda uzlaşma bu şekilde sağlanır, ama dediğim gibi öncelikle karşı tarafı olduğu gibi kabul etmek gerekir. Eşler birbirlerini oldukları gibi kabullenemezlerse sağlıklı bir ilişki oturtmaları ve yaşadıkları ilişkinin keyfini sürmeleri pek mümkün olmaz.
Taraflar ilişkiyi devam ettirmek istiyor, ancak birbirlerini nasıl kabullenecekleri konusunda tıkanıyorlarsa bir çift terapistinden yardım alabilirler. Her zaman vurguladığım gibi çift terapisi ilişki çıkmaza girdiğinde değil, sistem ilk oluşmaya başladığında faydalı olan bir süreçtir. Temeliniz ne kadar sağlam olursa yaşadığınız ilişki o kadar tatminkar ve uzun soluklu olur.