Leylekler zarif ve narin kuşlar olmalarına rağmen 30 yıldır hayattadırlar; çünkü onlar aynı zamanda kavgacı bir ruha da sahiptirler. Yeni bir araştırmaya göre, Avrasya’dan göç eden bazı becerikli kuşlar eski göç yollarına adapte olup çöplerden de beslenmektedirler.
Söz konusu olan beyaz leylekler (ciconia ciconia) çoğunlukla Avrupa ve Afrika arasında göç eden yaygın bir türdür. Onlar insanların kayıtlarını tuttuğu süreden belki de daha fazla yıldır bunu yapıyorlar; ama şu an durum biraz farklı. Birçok leylek artık göç yollarını değiştirmeye başladı ve insan kaynaklı balık çiftliklerinden ve katı atık depolarından faydalanmaya başladılar.
Araştırmacılar Ermenistan, Almanya, Yunanistan, Polonya, Rusya, İspanya, Tunus ve Özbekistan’dan oluşan 8 ülkede doğmuş beyaz leyleklere GPRS bantları bağladılar. Bu sayede araştırmacılar göç rotalarını ve zamanlamalarını ölçtüler ve çıkan sonuçlar bir önceki raporlara göre farklıydı. Yunanistan, Polonya ve Rusya’dan göç eden kuşlar yine geleneksel rotayı izlemişlerdi; ancak Almanya, İspanya ve Tunus’tan göç eden leyleklerin atalarının kışın gittikleri yerin haricinde bir yere göç ettikleri gözlendi. Ermeni leylekler nispeten kısa geziler yaptılar ve Özbek leylekleri ise normalde Afganistan ve Pakistan’da kışı geçirmelerine rağmen hiç göç etmediler.
Beyaz leyleklerin göç etmesi genellikle yemek aramak içindir; çünkü Avrupa’da kışları bulup beslenebilecekleri böceklerin, kurbağaların ve balıkların sayısı azalmaktadır. Avrupa’dan Afrika’ya göç ettikleri yol aslında tehlikelidir. Bu yüzden bu yırtıcı kuşlar, medeniyetin içine girmek zorunda kalsalar bile, daha iyi olanaklar bulmak için göç sırasında etraflarını da kontrol ederler. Araştırmalar İber Yarımadası’na kışları geçirmek için göç eden beyaz leylek sayısı önceki yıllara göre artış olduğunu göstermektdir. İspanyol leyleklerin yavruları olduğu halde Sahra Çölü’nün Sahel bölgesine göç etmelerine rağmen, Almanya’dakiler kolay yemek bulmaya karşı koyamıyorlar. Alman leylekleri doğa değişimlerinden fazlasıyla etkilendikleri için Sahra çölünün Sahel bölgesine göç etmek yerine, Fas’ın kuzeyindeki çöplüklerin üzerinde yaşamayı tercih etmişlerdi ve onlar bu insan kaynaklı değişimlere ayak uydurabildikleri için beyaz leyleklerin 6 taneden 4 tanesi en az 5 ay boyunca hayatta kalabilecek güçteydiler.
Yine araştırmacılara göre Özbek leylekleri ülkenin tarımsal gelişime ayak uydurmayı başarmışlar ve ülkedeki kaynaklardan beslenmeyi öğrenmişlerdir. Ayrıca araştırmacılar, balık çiftlikleri gibi beslenme kaynaklarının Özbek leyleklerinin göç davranışlarının üzerinde de etki oluşturduğunu ekliyorlar.
Araştırmacılara göre bu durum leylekler için faydalı olabilir; çünkü insan kökenli yerlerden beslendiklerinde daha az göç yolu kat edecekler ve harcadıkları günlük enerji miktarları azalacaktır. Bu değişiklikler belki de onların daha uzun süre hayatta kalmalarını sağlayacak ve göç yollarında hızlı değişimlere sebep olacaktır.
Genel olarak farklı göç yolları, kuşları zorluklara ve türlerin ekosistemin içinde yayılma ihtimaline kaşı korur. Türlerin her kış küçük alanlarda kalması, leyleklerin doğal değişimlere uyum sağlayabilmelerinden daha zordur ve onları daha güçsüz hale getirir. Aslında bir araştırmaya göre de kısmi göç eden kuşlar hiç göç etmeyenlere ve sürekli göç edenlere göre daha zayıf olmaktadırlar.
Doğu Anglia Üniversitesi’nden James Gilroy’un araştırmasına göre nar bülbülü ve karatavuk gibi türler de dahil olmak üzere birçok tür bu göç stratejilerini benimsemiştir ve hatta görünen o ki insan etkisine daha dayanıklı hale gelmişlerdir. Onlar artık mevsim değişikliklerine bile ayak uydurabiliyor, bir önceki senelere tarihsel olarak kayma gösteren baharın gelişine göre adapte olabiliyorlar ve bu tür iklim değişikliklerine de kolaylıkla uyum sağlayabiliyorlar. Bu durum antik türlerin sadece medeniyete uyum sağlamalarını, değil aynı zaman gelişip büyümelerini de sağlamak için onları cesaretlendiriyor. Buna ek olarak araştırmacı yazarın araştırmalarından edindiklerine göre, beyaz leyleklerin ve diğer göçmen kuşların kendi ekosistemlerinde ve kışları geçirmek için göç ettikleri güney bölgelerde de öngörülmeyen dalgalanmalar olabilir.
Göçmen hayvanların ekosistemin, tarımsal böcek mücadelesinin ve tozlaşmanın değişmesinde ya da bulaşıcı hastalıkların yayılmasında, göç yollarını değiştirmelerinden dolayı temel etkileri olabilir. İnsan eylemleri göçmen kuşların sadece göç yollarını değiştirmesinde değil, ekosistemin sürekliliğinde ve çeşitliliğin korunmasında da anahtar olabilir.
Kaynak:
mnn.com