X

Beyaz çay tüketmeniz için 10 neden

Siyah çay ve yeşil çay gibi beyaz çay da Camelia Sinensis bitkisinin yapraklarından üretilmiştir. Farklı tada ve etkilere sahip olmalarının nedeni; işlenme yöntemleridir. Bu üç çay içerisinden en yüksek antioksidan etkiye sahip olan çay türü beyaz çaydır. Bunun nedeni bu üç çay içinden en az işlenen çay türü olmasıdır. Pek çok çalışmada sağlığa oldukça fazla olumlu etkisi belirtilen beyaz çayın 10 önemli faydasını sizler için derledik, keyifli okumalar diliyoruz…

Antioksidan özelliği yüksektir

Polifenol türlerinden olan kateşinler, beyaz çay içerisinde oldukça fazla miktarda bulunmaktadır. Bunlar vücudumuza zararlı serbest radikallerin atılmasına yardımcı olmakta ve kansere yakalanma riskimizi azaltmaktadırlar. Yapılan bir çalışma sonucunda özellikle sinir hürelerinde biriken serbest radikallerin atılmasını kolaylaştırdığı saptanmıştır. Yeşil çayda da benzer özelliklerin olduğunu unutmayıp günlük beslenmenizde bu çaylara yer verebilirsiniz. 

Kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltmaya yardımcıdır

Kalp hastalıkları önde gelen ölüm sebeplerindendir. Yapılan araştırma sonuçları; düzenli beyaz çay tüketiminin, kandaki kötü huylu olarak bilinen LDL kolestrol düzeylerinde iyileşme sağladığını göstermiştir. Bir başka çalışma sonucuna göre; düzenli olarak günde 3 fincan ve daha fazla beyaz çay tüketiminin kalp hastalıklarına yakalanma riskini düşürdüğü görülmüştür.
Bu nedenle günlük düzenli olarak beyaz çay tüketmek ve bu tüketimi sağlıklı beslenme, yeterli sıvı alımı ve sebze-meyve tüketimi ile desteklemek kalp hastalıkları açısından vücudumuza fayda sağlayacaktır.

Kilo kaybetmeye yardımcıdır

Yeşil çay ve beyaz çayda bulunan EGCG yani epigallokateşingallat ismini verdiğimiz flavonoid madde; vücuttaki yağ yakımını hızlandırmaktadır. Aynı zamanda vücutta yeni yağ hücrelerinin oluşmasını engellemeye yardımcı olamaktadır. Bunlar göz önüne alındığında düzenli ve dengeli bir beslenme programına ek olarak gün içinde beyaz çay ya da yeşil çay tüketmek; hızlı yağ yakmamıza yardımcı olabilmektedir.

Diş sağlığı için faydalıdır

Beyaz çayın içeriğinde florür, kateşin ve tanen bulunmaktadır. Florür; dişin dış tabakasını koruyarak biriken bakteri plaklarını önlemeye yardımcı olmaktadır. Bu sayede diş çürükleri oluşumu engellenebilmektedir.

Kansere karşı korunmamıza yardımcı olur

En önemli ölüm nedenlerinden birisi de kanserdir. Yapılan çalışmalar; beyaz çayın içeriğindeki fitokimyasal besin öğelerinin özellikle akciğer ve kolon kanseri gelişimini engellemeye yardımcı olduğunu göstermiştir. Antikanser özellikte kabul edilen bu çayı beslenmemize eklememiz için bir güzel sebep daha!

İnsülin direncini düşürmeye yardımcıdır

İnsülin; kan şekerimizin dengelenmesini sağlayan önemli bir hormondur. Yüksek şeker tüketimi, düzensiz ve sağlıksız bir yaşam ve beslenme şekli ve daha pek çok neden sonucunda vücudumuzda insülin metabolizması sarsılabilir ve vücudumuz insülin hormonuna yanıtsız kalabilir. Bu durum insülin direnci olarak tanımlanmaktadır. Beyaz çayın içerdiği ECGC, yani epigallokateşingallat bileşenleri; insülin direnci üzerinde olumlu etkilidir.

Osteoporoz hastalığından korunmaya yardımcıdır

Osteoporoz hastalığı; özellikle yaş ilerledikçe görülme sıklığı artan, kemiklerin güçsüzleştiği, iç yapılarının boşluklu bir hal aldığı bir sağlık sorunudur. Sıklıkla 50 yaş ve üzerinde rastladığımız bu hastalığın önlenmesinde beyaz çay tüketimi etkili bulunmuştur.
Beyaz çay; yapılan araştırma sonuçlarına göre, içerdiği kateşinler sayesinde kemikleri yıkıma sürükleyen hücreleri durdurmaya yardımcı olmaktadır.

Yaşlanmayı geciktirir

Cilt yaşlanması 2 türlü gerçekleşmektedir. İç yaşlanma ve dış yaşlanma. Dış yaşlanma dediğimiz tür; UV ışınlar, kullanılan kozmetik ürünler, kesik-çizik gibi dış hasarlar nedeniyle oluşmaktadır. İç yaşlanma ise; tükettiğimiz besinler, ilaçlar gibi faktörlerden etkilenmektedir. Beyaz çay tüketimi cildimiz için önemli olan elastin ve kolajen dengesinin sağlanmasına yardım etmektedir. İçerdiği polifenoller sayesinde hem iç, hem de dış yaşlanma karşıtı bir çaydır diyebiliriz. Düzenli su tüketimi ile birlikte günlük beslenmemize eklememiz cildimiz için oldukça faydalıdır.

Parkinson ve Alzheimer hastalıklarından korunmamıza yardımcıdır

Beyaz çayın serbest radikallerin vücuttan kolay atılmasını sağladığından bahsetmiştik. Vücuttan atılan bu serbest radikaller sayesinde sinir hücrelerinde birikim yaşanmaz ve nörodejeneratif dediğimiz bu hastalıkların gelişimi engellenmiş olur. Yani vücutta inflamasyon sorunu oldukça azalır. Bu nedenle beyaz çay tüketimi Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların gelişmesini engellemeye yardımcı olmaktadır.

  • Faydası oldukça fazla olan beyaz çayın yapımı da bir o kadar kolaydır. Demleme yöntemi ile 75-80 derecedeki suya çay yaprakalarını ilave edin ve 3-4 dk demlendirin.
  • Dilerseniz poşet çay da kullanabilirsiniz. Bu da yine aynı şekilde 75-80 derecelik suya poşet çayın atılıp 3-4 dk demlenmesi ile kolayca hazırlanabilmektedir.

İlginizi çekebilir: Hayalinizdeki saçlara sahip olabilirsiniz: Sağlıklı saçlar için tüketmeniz gereken 7 besin

Diyetisyen Müge Bozok: 2008 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden başarı ile mezun oldu. Türkiye’nin ilk Tıp Merkezi İntermed’de kariyerine başladı, bu merkezde çeşitli branşlarda doktorlar ile hastalıklarda beslenme tedavisi, sağlıklı beslenme, obezite tedavisi, adölesan çağı beslenme eğitimleri, hamile ve emzirme döneminde beslenme gibi birçok alanda çalıştı. 2011 - 2017 yılları arasında Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’nun kurucusu olduğu Yaşasın Hayat! Kliniğinde mesleğine devam etti. Diyetisyenlik mesleğinin yanı sıra sağlıklı yaşamın yapıtaşları olan beslenmenin ve egzersizin vazgeçilmez olduğunu düşünerek, uluslararası çeşitli eğitimlerden geçerek profesyonel olarak pilates eğitmeni oldu. 4 senelik profesyonel pilates eğitmenliğinin yanı sıra çok sevdiği yoga seanslarının ileri seviyesine giderek çeşitli yoga eğitimlerinde katılıp “Yoga Alliance” sertifikasını almaya hak kazandı. 2017 yılında ise mesleki bilgi ve tecrübesiyle danışanlarına ve öğrencilerine daha kapsamlı hizmet verebilmek için “Revita” isimli kendi beslenme danışmanlık ve pilates - yoga stüdyosu yaşam merkezini kurmuştur.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale