Beslenme dünyasının her yıl yenilenen trendleri wellness sektörüne dinamik bir dönüşüm yaşatıyor. Bu dönüşüm esnasında dengeli ve düzenli beslenme anlayışına yönelik ilgi çekici eğilimlerle karşılaşıyoruz. 2025 yılı da pek çok insanı etkisi altına alacak beslenme trendlerine ev sahipliği yapacak. Yeni yılda bireysel sağlık anlayışı derinleşecek ve sürdürülebilirlikle birlikte teknoloji de ön planda olacak. Kısacası, bu yıl sadece ne yediğimiz değil, tükettiklerimizin bedenimize, zihnimize ve gezegenimize dokunuş şekli de önem kazanacak. Bu yazımızda, beslenmede öne çıkan 2025 wellness trendlerini derinlemesine inceliyoruz.
Sürdürülebilirlik beslenme düzenleriyle harmanlanıyor
Küresel ısınma ve iklim değişikliği gelecek nesillere bırakmak istediğimiz yeşil gezegeni negatif bir şekilde etkiliyor. Bu nedenle, pek çok insan sürdürülebilir bir yaşam tarzı benimseyerek içinde bulunduğumuz dünyayı korumaya çalışıyor. Çeşitli sektörlerde de sürdürülebilirlik vurgusuna rastlıyoruz ve beslenmede de bu vurgunun giderek güçlendiğine şahit oluyoruz.
Dünyanın farklı bölgelerinde pek çok restoran, bu yıl sürdürülebilirliğe bağlı kalarak yerel kaynaklara odaklanmayı amaçlıyor. Restoranların bu yaklaşımı sayesinde karbon ayak izi azaltılıyor ve toplum temelli gıda sistemleri de destekleniyor. Yerel ve organik gıdalara yönelişe ek olarak, sürdürülebilir ve döngüsel tarım uygulamaları da popülerleşiyor.
Mantar, tariflerin yıldızı oluyor
Birçok çeşidi bulunan mantar, kalp sağlığına destek oluyor, kan basıncını düzenliyor ve hafızayı güçlendiriyor. Hem insan sağlığına hem de doğaya pek çok yarar sunan bu besinin 2025 menülerinde önemli bir oyuncu olacağı öngörülüyor.
Fonksiyonel mantarlar kategorisinde yer alan mantar çeşitleri, çok yönlülükleri sayesinde restoran şefleri tarafından tercih ediliyor. Bu mantarlar temelde makarna ve omlet gibi tuzlu öğünlerde yer alsa da bu yıl bu besine şekerli gıdalarda da yer veriliyor. İçinde bulunduğumuz dönemde kahve infüzyonundan çeşitli tatlılara kadar mantara rastlıyoruz.
Fonksiyonel gıdalar ve yüksek lifli besinler ön plana çıkıyor
Fonksiyonel gıdalar, temel beslenmenin ötesinde konumlanıp çeşitli hastalıkların riskini azaltıyor ve pek çok fizyolojik yarar sunuyor. Meyveler, sebzeler, takviye edici gıdalar ve tahıllar fonksiyonel gıda olarak karşımıza çıkıyor. Yüksek lifli besinler de kabızlığın önlenmesinden kilo verme sürecinin desteklenmesine kadar birçok faydayla karşımıza çıkıyor. Tam buğday, kinoa, arpa, chia tohumu, çavdar, brüksel lahanası, brokoli, bezelye ve havuç gibi gıdalar yüksek lif barındırıyor.
Fonksiyonel gıda ve yüksek lifli besin tüketimi, bu yıl artışa geçiyor. Tüketiciler, yüksek stres seviyelerini azaltmak ve sindirim sağlıklarını iyileştirmek amacıyla probiyotiklere, adaptojenlere ve yüksek proteinli gıdalara yöneliyor. 2025’te chia tohumunun, spirulinanın ve yaban mersininin popülaritesi artırıyor.
Bitki bazlı proteinler popülerleşiyor
Bitki bazlı proteinler, insan vücudunun ihtiyaç duyduğu temel amino asitleri içeren gıdalar olarak karşımıza çıkıyor. Soya, esmer pirinç, nohut, kinoa, chia tohumu, kabak çekirdeği, tofu, badem, yeşil mercimek ve bezelye bu gıdalar arasında dikkat çekiyor.
Tüketiciler, et ve süt ürünlerinin yerini alabilecek bitki bazlı proteinlerin arayışına giriyorlar. Temelde vejetaryenleri ve veganları merkeze alan bu trend neticesinde bitkisel sütlerin, et muadillerinin ve vegan ürünlerin çeşitliliği artırıyor. Ayrıca, bu eğilim sayesinde çevre dostu bir beslenme anlayışı açığa çıkarılıyor.
Kişisel beslenme uygulamaları yaygınlaşıyor
Teknoloji dünyası geliştikçe mobil aplikasyonlara olan ilgi de artırıyor. Bu ilgi doğrultusunda kişisel beslenme uygulamaları da ön plana çıkıyor. Bu uygulamalar, genetik verileri ve sağlık hedeflerini analiz ederek özelleştirilmiş diyet planları sunuyor.
Tüketicilerin sağlıklı seçimler yapmasını kolaylaştıran kişisel beslenme uygulamaları, bu yıl yaygınlaşıyor. Bu uygulamalar aracılığıyla pratik yemek tariflerine ulaşılıyor, kalori sayılıyor, egzersiz takibi yapılıyor ve besin değerleri hesaplanıyor. Çok yönlü bir yapıya sahip bu aplikasyonlar, hem kilo alma hem de kilo verme sürecinde kritik bir rol oynuyor.
Soğuk demleme tekniği içecek sahnesine hakim olmaya devam ediyor
Cold brew olarak bilinen soğuk demleme tekniği, kahvenin soğuk suyla demlenmesini ya da demlenmiş kahvenin soğutulmasını baz alıyor. Bu teknik sayesinde elde edilen kahve, düşük asidite seviyesine sahip olup temelde mide hassasiyeti olan kişilere hitap ediyor; reflü veya gastrit gibi rahatsızlıklara sahip kişiler cold brew kahve tüketerek rahat bir sindirim deneyimleyebiliyorlar.
Hem enerji verici etkisi bulunan hem de yumuşak içimli kahve arayanlar, bu yıl da cold brewe yöneliyor. Bu teknikle yapılan kahvelerin her zamankinden daha havalı bir statüye ulaşacağı öngörülüyor. Bu trend, aromatik lezzetlerin değişen damak zevkleriyle yakaladığı mükemmel uyumu somutlaştırıyor.
Yukarıdaki trendlerle birlikte, bu yıl pek çok insanın şeker tüketimini sınırlandıracağı düşünülüyor. Beslenme düzeni ve gıda sektörüne yönelik yapılan araştırmalar, şeker tüketiminin obezite, diyabet ve diş çürüğü gibi rahatsızlıklara yol açtığını kanıtlıyor. Bu araştırmalara göz atan bireyler de şeker tüketimini azaltmaya hazırlanıyor. Son olarak, Kourtney Kardashian ve Jimmy Kimmel gibi ünlülerden övgüler alan aralıklı oruç pratiğinin beslenme düzenlerini bu yıl da şekillendireceğini belirtmek istiyoruz. Sizler de sağlıklı bir beslenme rutini oluşturmak için bahsetmiş olduğumuz 2025 trendlerine dahil olabilirsiniz.
Kaynak: Food Business News, The Economic Times, Innova Market Insights, The Food Institute, No Shoes Nutrition, Food & Wine
İlginizi çekebilir: Sağlıklı beslenme ve yemek planlamasında öne çıkan yenilikçi girişimler