X

Benzer benzeri çeker: Aşkın tuttuğu aynada kendi özüne bakmaya hazır mısın?

Bu konu çok fazla soru aldığım konulardan yine bir tanesi… “Neden ben hep aynı tip ilişkileri yaşıyorum? Ben bunu bitirdiğimi sanıyordum fakat yine aynı şeyi yaşadım, neden burada yine istemediğim şekilde bunu yaşamak durumunda kalıyorum? Neden benim karşıma çıkan tüm güçler tüm olasılıklar tüm örnekler bu şekilde?

Kendimizi sevmiyorsak ilişkilerimizde tam olarak bunu bize yaşatacak kişileri deneyimliyoruz; ta ki gerçekten bir gün ben kendimi çok ama çok seviyorum, hayatta en değerli kavram benim diyebilinceye kadar…

İşte bu sorularımıza cevaplarımızı sizlerle birlikte birçok yazımızda aramıştık. Fakat bu konu öyle sadece birkaç yazıyla değiştirebileceğimiz derinliğini anlatabileceğimiz bir konu değil. O yüzden biraz daha parçalara ve noktalara bölerek, detaylarına inerek inceleyelim istiyorum.  

İlişkilerimizi bizim “dışımızda” gelişen olaylar olarak nitelendiriyoruz. Fakat öncelikle anlamamız gerekiyor ki evrende gerçekten bir “çekim yasası” mevcut. Zıt kutupların birbirini çekmesi gibi düşüncelerimiz, durumumuz, titreşimimiz neyi yansıtıyorsa aynı frekansla karşılaşıyoruz.

Kendimizi sevmiyorsak ilişkilerimizde tam olarak bunu bize yaşatacak kişileri deneyimliyoruz; ta ki gerçekten bir gün ben kendimi çok ama çok seviyorum, hayatta en değerli kavram benim diyebilinceye kadar… İlişkilerimizde emeklerimizin değersiz olduğunu düşünüyorsak aynı şekilde bunu bize yansıtacak kız veya erkek arkadaşlarımız oluyor, dünyayı önlerine seriyoruz. Fakat yine de bir teşekkür veya değer göremiyoruz. Çünkü kendi kendimizin değerini “henüz” anlayamamış oluyoruz.

Zıt kutupların birbirini çekmesi gibi düşüncelerimiz, durumumuz, titreşimimiz neyi yansıtıyorsa aynı frekansla karşılaşıyoruz.

Bir de şöyle bakalım korkuyoruz değil mi? Kaybetmekten korkuyoruz… İşte tam olarak çok ama çok sevip aniden kaybedeceğimiz bir ilişki yaşıyoruz. Dünyam yıkılır diye düşünüyoruz fakat öyle bir yıkım olmuyor yine de bir şekilde hayata devam ediyoruz. Sonra en önemli örneklerimizden biri güven var, güvenemiyoruz, bir türlü, şöyle bir düşünceyle yaklaşıyoruz aşklarımıza “nasıl olsa güvenimi boşa çıkaracak” veya “umarım güvenimi boşa çıkarmaz”… Evet, işte tam da karşımıza “korktuğumuz” çıkıyor, aldatılıyoruz değil mi, o muhteşem güvenimiz “boşa” çıkıveriyor işte… Titreşimimizde neyi barındırıyorsak dünyamıza onu çekiyoruz adeta ışığa çekilen kelebekler gibi birbirimizi buluyoruz…

Hemen kendimden bir örnek ile açıklamak istiyorum (Şubat ayı benim için en zor ay oluyor çünkü aşk ile ilgili yazdığım bu yazılarımda kendi kendime daha önce yüzleşemediğim birçok şeye de ayna tutmam gerekiyor !). Güven konusunda örnek vermiştim, evet aldatılmak ertesinde güven konusu yıllarca üzerinde çalışmam gereken bir konu oldu. Sonrasında kendimi kapattığım, ertesinde açtım diye düşünsem de bir türlü açmayı başaramadığım kısacası beni hem günlük ilişkilerim de hem de olası aşk ilişkilerimde (ve hatta bir kişi ile kahve içmeye bile cesaret edemeyecek kadar çok !) zorlayan bir kavram oldu…

Çok yakın bir zamana kadar bunu aştığımı düşünmekteydim fakat öyle bir örnekle karşılaştım ki… Uzun süre sonra çekim hissettiğim bir kişi ile duvarlarımı kaldırıp yoluma devam etmeye karar vermişken, birden bazı gerçekleri öğrendim. Bu gerçekler adeta yüzüme tokat gibi vurdu…  “İşte yine tam tahmin ettiğim gibi” dedirtecek, hayatta bir erkeğin sadece bir kadın ile olup olamayacağını bana yeniden yeniden sorgulattı… Adeta bu kadar “uç” bir örnek ile (o kadar fazla milyon farklı olasılık var iken !) neden bu örneğin “gelip beni bulduğunu” tekrar tekrar sormamı sağlayacak bir öğrenim süreci oldu…

Titreşimimizde neyi barındırıyorsak dünyamıza onu çekiyoruz adeta ışığa çekilen kelebekler gibi birbirimizi buluyoruz…

O anda yeniden anladım ki, o benim “attım” gitti dediğim korkum hala kalbimde yankılanmaya devam ediyordu; “yeniden aldatılacağım” “yeniden kalbim kırılacak” “yeniden aynı şeyi yaşayacağım” “hiçbir adam güvenilebilecek kadar güvenilir değildir”… Bu mesajlar aklımda içimde düşüncemde bilincimde dolaşırken ne yaşamayı bekliyordum? Bu örnekten sonra tekrar tekrar kendime sordum; hayatta ne istiyorum diye? Verdiğim cevapların hiç birine “olmamak” yani “aldatılmamak” gibi bir kavram “koymamaya” bu kelimeyi kullanmamaya karar verdim (bu yazımda sadece örnek olsun diye kullanıyorum gerçekten mümkün olduğunda ilişki ve bu kavramı aynı noktada birleştirmemeye çalışıyorum !)…

Bakın sevgili Mustafa Kartal “İzin Ver Olsun” isimli eserinde benzerin benzeri çekmesi kavramını nasıl açıklıyor:

…Kişilerin birbirlerine çekilmesinin sebebi çekim yasasıdır. Her koşul ve her olay onun bir sonucudur. Titreşimsel olarak birbirlerine benzeyen düşünceler, çekim yasası ile birbirlerine çekilir. Benzer şeyler hisseden insanlar, manyetik bir şekilde birbirlerine çekilirler. Birbirlerine çok benzeyen düşünceler, çok küçük, belirsiz ve pek de güçlü değilken, siz ona odaklandığınızda daha güçlü olmak için birbirlerine çekilirler. Kişiler, çekim yasası ile hissettikleri enerji titreşiminde olanları, güçlü birer mıknatıs gibi kendilerine çekerler.

Bugün “birbirimize” çekilen bizler, bu yazımı okuyorsanız aşk konusundaki inançlarınıza aşka olan güveninize düşüncelerinize tecrübelerinizden edindiğiniz “değişmezlerinize” tarafsız olarak bakmanızı dilerim; bir aşktan bir ilişkiden bir evlilikten bir kız veya erkek arkadaştan istediğiniz nedir, karşınıza çıkmasını düşlediğiniz nedir, bugün yaşamak isteyip de hayatınızda tezahür etmeyen nedir? Korkularınız nelerdir; ilişkilerinizde huzuru bulamıyorsanız “dışarıda” aradığınız nedir, kendinize sormanız gerekip de yüzleşmeye korktuklarınız nelerdir?

Aşk işte tüm bu soruların yanıtlarına “ayna” tutmak için tam da karşınızda duracaktır; bu aynaya cesaretle bakabilmeye gönüllü müsünüz?

 

İlginizi çekebilir: Her ilişki farklıdır: Yeni bir aşk için yeni bir “sen” olmaya hazır mısın?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale