Benlik konusu Yunan Felsefesinde ortaya çıkmış ve o zamandan beri insanların önem verdiği bir konu olarak devam ediyor. Bütün kuşaklar benliğin doğası üzerine sorular soruyorlar. Mesela Descartes benliği zihnin oluşturduğunu ve bunun beyin ile bedenden farklı olarak spesifik bir fiziksel cisim sayesinde sürdürülebildiğini iddia ediyor. Günümüzde ise, sadece beynin olduğunu ve bu şekilde bir benliğin olmadığını söyleyenler bulunuyor. Filozof Thomas Metzinger’e göre, benlik bir illüzyondan ibaret. Bu doğru olabilir mi? İşte tam bu noktada felsefi tartışmalardan bilimsel açıklamalar geçme ihtiyacı duyuyoruz.
Benlik ne demek?
Benlik sıfatları gibi sizin kendi kişiliğinizi ön plana çıkaran uyarıcıların beyindeki kortikal orta çizgi yapısının bulunduğu bölgede gerçekleşen aktiviteler ile yakından ilişkisi olduğunu biliyoruz. Buna göre, beyin ve beynin sinirsel aktiviteleri, benlikle alakalı durumlara karşı çok hassas olduğunu söyleyebiliriz. Böylece deneysel kanıtlar, benlikle beynin sinirsel aktivitesi arasında bir bağlantı olmadığına dair görüşlere karşı çıkmış oluyor. Bu yüzden günümüz filozoflarının düşündüğü gibi, kişiliğin bir illüzyon olmadığını söyleyebiliriz. Hatta benlik bizim için hiç yoksa bile, beynimiz ve onun sinirsel çalışmaları için bir anlam ifade ediyor.
Peki bu, benliğin beynin bir bölgesinde bulunduğu anlamına gelir mi?
Hayır, sadece beynin bu bölgesinin sinirsel aktivitelerinin özellikle kişilikle alakalı konularda duyarlı olduğu anlamına gelir. Beynin diğer bölgeleri de bu aktivitelere katılabilir ancak bunlar diğeri kadar benliğe karşı hassas değiller. Peki, neden sinirsel aktivite sadece orta hat bölgesinde olunca kişiliğe duyarlı oluyor? Şimdilik bunu bilmiyoruz. Belki de bazı psikolojik özellikler bu bölgenin diğerlerinde farklı olmasını sağlıyordur ve bu bölgeyi kişisel konularla alakalı hale getiriyordur.
Bazı çalışmalar uyarı öncesi beynin durağan hallerinin, bir uyarıcı alıp almadığımızı tahmin edebildiğini gösteriyor. Bunlar, duygusal resim ve yüksek ya da düşük seviyede kişilikle alakalı olabilir. Bu nasıl mümkün olabilir? Bunun olabilmesi için, beyin durağan haldeyken ya da sürekli çalışırken, benlikle alakalı kodları da barındırabilmesi gerektiği anlamına geliyor. Mesela, bir kişiyle alakalı olarak, kişisel olan ya da benliğiyle alakalı kodların bulunması gerekir. Buradan hareketle beynin kendi sahibinin benliğiyle alakalı olarak bir takım bilgilere sahip olduğunu iddia edebiliriz.
Benlik beynin durağa hallerine ya da sürekli çalıştığı hallerine nasıl girebiliyor? Belki de benlik beyne dünyayı ortaya çıkararak dahil oluyordur. Eğer böyleyse benlik, beyin ve dünya ilişkisinden bağımsız soyut açıklamalardan değil de, beyin ve dünya arasındaki çok temel, somut ve basit ilişkiler ağından oluşuyordur.
Eğer, benliği ve onun temelini daha iyi anlamak istiyorsak, beynin sürekli aktivitelerini ve bunların bizim hareketlerimiz, duygularımız ve düşüncelerimiz üzerindeki etkilerini daha iyi anlamamız gerekiyor.
Kaynak: psychologytoday
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Gerçeklik olgusu ve benlik: Yaşadıklarınız zihninizdeki görünümünüzün bir yansıması olabilir mi?