X

‘Ben’ değerine bağımlılık ve ‘ben’ algımızın hayatımıza etkisi

Bağımlılık hayatlarımızın farklı şekillerde içerisinde. Çok sık gerçekleştirdiğiniz ve vazgeçemediğiniz size iyi veya kötü gelen, size görünürde etkisi olmayıp çevrenize olumlu olumsuz yansıyan alışkanlıklarını bir düşünün. Size iyi geldiği için ısrar ettiğiniz konuların bazılarının belki de bağımlılık olduğunu bile fark etmiyor olabilirsiniz. Özellikle “kendine” bağımlılık konusu çok farkında olmadan kişinin kendine belki de biraz zarar verdiği, üzerinde farkındalık kazandıkça gelişebilen değişebilen bir konu. Bunun örnekleri üzerine konuşmadan aslında bağımlılığın temelinde neler var ve nasıl değişebilir, birlikte bakalım.

Bağımlılığı en iyi açıklayan bağımlı kişilik bozukluğu, beyindeki birden çok bölümün eş zaman işlevinin bozulması kaynaklı. Genetik faktörler, yetiştirilme tarzı, çevre, sosyokültürel ve ekonomik etmenlerle de birleşince kalıcılığı artıyor. Dürtüsel ani hareket etme, özgünlük arayışı, izole bir yaşamı tercih etme bağımlı kişilik bozukluğu olan kişilerin sıklıkla deneyimledikleri özellikler. Negatif duyguları sıklıkla yşayıp  agresyon gösterebilirler. Hatta üzerine gidilmediği durumlarda narsisizm ile dahi ilişkilendirildiğini görebiliriz. (Narcissistic Personality Disorder (NPD), Drug Abuse & Alcoholism (recovery.org)(Narcissistic Personality Disorder (NPD), Drug Abuse & Tabiki bu özelliklere sahip herkesin bağımlı olduğunu söyleyemeyiz ama gerekli desteği almaz ise bazı eğilimlerimiz bağımlılığa dönüşebilir.

Yaşadıkları her şeyi “ben” kaynaklı düşünerek olayların, durumların merkezini “ben” olarak tanımlayan kişilerin de benzer şekilde bağımlılık eğiliminde olduğunu görebiliriz. Merkeze koyduğunuz “ben” ile ilgili algınız 2 farklı şekilde olabilir. “Ben” algısı daha az olumlu olan biri, kötü olayları kendine yorma, durumların olumsuzluğundan kendini sorumlu tutma gibi yaklaşımlar sergileyebilir. Biri tarafından beğenilmediğinde kimsenin kendilerini bir daha beğenmeyeceğini düşünebilir. Topluluk önünde konuşurken yaptığı bir hatayı “ben” hep kötü sunum yaparım diye genelleyebilir. Daha iyisini yaptığı sayısız örnek de olsa olumsuza takılabilir. Örneğin, iş hayatında biri geliştirici geri bildirimi olumsuz alıp yöneticisinin kendisini beğenmediğini, terfisine engel olacağını düşünebilir. Hatta genelde bu kişilere “konuyu kişisel algılama” geri bildirimi de verilir fakat o anki bakış açısı ister istemez onun üzülmesinin önüne geçemeyecektir. Kendi “ben”ine duyduğu düşkünlük dolayısıyla olayı kendi benliğine bir yorum olarak algılaması çok olasıdır. Onlar için başkalarının kendileri hakkında iyi düşünmeleri, beğenilmek çok önemlidir. Hatta kendilerine çok da doğru gelmeyen bazı durumları sırf başkasının hoşuna gidiyor diye yapma eğilimindedir veya beğenilmeme tedirginliğiyle fikrini söylemekten kaçınıp istemediği halde sessiz kalabilirler.

“Ben” algısı daha olumlu olan kişilerin muhtemel ilk algı yanılgıları ise kendilerinin her konuda iyi ve kötüyü düşünmelidir. Çevresindeki kişileri daha az iyi veya kötü olarak değerlendirebilirler. Geri bildirim almaktan kaçınabilirler, ya da aldıkları geri bildirimi geliştirici bir adım olarak görmek yerine umursamayabilirler. Biraz daha kendi bildikleri yoldan ilerleme eğilimi gösterebilirler. Kendi “ben “algılarını düşürebilecek bir hata yapmaktan korkarlar, ideal “ben”lerine bir tehdit olarak algılayabilirler. Yeni deneyimlere açıklık konusunda diğer kişilere kıyasla daha tedbirli davranabilirler. Kendi doğrularına uymayan her yenilik bir tehdittir.

Her iki uçta da aslında hayatı olumsuz etkileyecek, sosyal ilişkilere zarar verecek ve en önemlisi kişinin kendisine çok da iyi gelmeyecek durumlar deneyimlemesi olası. Bunun çözüm yolları ise birden çok ve emek istiyor. Öncelikle düşünsel süreçlerini geliştirmekle başlıyor her şey. İyi kötü, doğru yanlış, faydalı zararlı her ne ise algı kalıplarını düzenli sorgulamak, hata yapabilme kapasiteni farkında olmak ve bunun aslında kötü bir şey olmadığını bilmek belki ilk adım. Hiç denemediğiniz ama sadece kendinizle ilgili “yapamam” algısına sahip olduğunuz bir işe “evet, yapabilirim” diye başlayıp deneyebilirsiniz örneğin. Motivasyonunu dışsal faktörden alan kişilerin özellikle bir de kendisiyle ilgili kötü bir “ben” algısı varsa dışarıdan gelecek en ufak bir yorum onun duygusal bir çöküşüne sebep olabilir. Bu sebeple yapılacak ikinci şey motivasyonu içten alabilecek alanlar yaratabilmek ve bunun üzerine gitmek olabilir. Başkalarını memnun ederek kendileriyle ilgili algıyı maksimize ederken aslında kendisine zulüm gibi gelen aksiyonlar alan kişiler biraz daha fazla hayır diyebilir.

Siz kendinizi memnun etmeyen bir şeyi başkası için yaptığınızda günün sonunda kimse memnun olmuyor. Sırf ailemiz istiyor diye planlı bir akşam yemeğine katılmak, istemediğimiz bir arkadaş grubu buluşmasında sırf dışarıda kalmayayım diye yer almak zaman zaman hepimizin başına gelmiştir. Bunlara katılmayarak aslında kendiniz için atacağınız ilk olumlu adımı atabilirsiniz. Bugünkü doğrular, yarın için doğru olmayabilir, bu düşünce yapısıyla etrafınızdaki öğrenme fırsatlarını yakalayın. Bu hem kalıpların dışına çıkmaya hem de çevreniz tarafından daha olumlu algılanmanıza fırsat verecektir. Adım atmadan önce her seçeneği görmek istemek, en iyi sonuca varmak istemek özellikle olumlu “ben” algısı olan ve mükemmeliyetçi kişilerin sıklıkla yaşadığı bir algı yanılgısı. Her konuya her an hakim olamayabiliriz, karar alıp ilerlememiz gerekebilir. Mümkün olan en iyi olasılığı değerlendirip karar vermek, bazı şeyleri süreç içerisinde görebilmek için fırsat vermek önemli.

“Ben” algımızın nasıl olduğu hayatımızı çok etkiliyor. Kendi hayatımda da büyük bir yük olan ve farkına vardığımda büyük bir rahatlama yaşadığım bu konuda bir farkındalık kazanmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Umarım sizlere de bir parça dokunur ve daha huzurlu, mutlu ve en önemlisi kendiniz için daha güzel bir hayat sürmenize ufacık bir katkısı olur:)

İlginizi çekebilir: Dünyanın Kıyısındaki Kafe: Hayatınızın sorumluluğunu almanız için 3 soru

Didem Sümer Tiryaki: Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji lisans eğitimi ardından Galatasaray Üniversitesi'nde işletme yüksek lisansını tamamladı. Yaklaşık 10 senedir özel sektörde İnsan Kaynakları alanında çalışıyor. Kadın Girişimciler Derneği'nin Geleceğin Kadın Liderleri programından 2013 yılında mezun oldu. Kagider ve Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği'nde öğrenci veya yeni mezun kadınlara mentorluk yaptı. BÜMED'in yürüttüğü Next-Gen programında mentorluk çalışmalarına devam ediyor. Deneyimsel oyun terapisi eğitimleri ardından supervizyonlarını tamamladı ve Oyun Terapisi Uygulayıcısı oldu, son iki senedir gönüllü olarak 2-11 yaş arası çocukları destekliyor. Öğrenmeyi, gezerek/okuyarak veya deneyimlerek yeni bilgiler keşfetmeyi, bu öğrenme ve keşiflerinden insan doğasına dair çıkarımlar yapmayı ve bunları yazmayı seviyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale