X

Ben de kendi yolumda mıy(d)ım acaba?

Hafta sonu, Netflix’te yayınlanan Athena Gökhan yapımı filmi izledim. Filmin adı ‘Kendi Yolumda’.

Son yıllarda, bana göre, kesinlikle en iyi Netflix Türkiye yapımı olduğunu söyleyebilirim inanın. Geçen haftaki yazımda bahsettiğim ütopik Türkiye’dense, bize gerçek Türkiye’yi göstermiş olması bunun belki de en önemli sebebiydi.

Gördük ki, çıplaklık olmadan, her dakika sevişme olmadan, manken gibi erkekler olmadan da bir yapım cazip olabiliyormuş.

Mesela nedir Türkiye’nin gerçekleri? Şarkıcı olmak isteyen bir gence ne yazık ki ailesinin karşı gelmesi… Ya da Adana’ya hiç gitmemiş olsam da, benim bile Adana’daki bir sokak kavgasına bütün mahallenin karışma potansiyelinin olduğunu biliyor olmam. Kassız erkekler, sokak yemekleri, kendi halinde aileler, işsiz erkeklerin toplanıp bütün günlerini geçirdiği kahvehaneler, kurnaz mahalleli, tamirci dükkanı ve fazlası…

Bunların her birinin hayatımda yer aldığını elbette söyleyemem. Ancak gerçek hayatta görmemiş olmam, bunların hepsinin Türkiye’nin gerçekleri olduğunu değiştirmiyor sanırım…

Geçen hafta Tuba Büyüküstün’ü ne kadar beğendiğimi söyleyerek bitirmiştim yazımı. E şimdi de yazıma Gökçe Bahadır’ı ne kadar beğendiğimi söyleyerek başlayayım o zaman 🙂

Benim için Gökçe Bahadır’ın en iyi performansı ‘Kayıp Şehir’ dizisindeki oyunculuğu olmuştu. Aranızda diziyi izlememiş olanlar varsa rica ediyorum listelerine eklesinler. Dizinin Türkiye yapımı diziler arasında benim ilk 10’umda olduğunu da belirtmek isterim.

Kendi Yolumda filmine geri dönecek olursak, filmden ne sonuç çıkarttım ya da bana neyi fark ettirdi biliyor musunuz? Gökhan’ın, yani dizinin Ali Ömer’inin tüm zorluklara rağmen kendi yolundan gitmiş olması diyebilirim. Peki, ben hayatım boyunca kendi yolumdan gitmeyi ne kadar başarmıştım acaba? İşte filmin bende yarattığı en büyük etki bunu sorgulamam oldu. Ara ara kendime bu gibi sorular yöneltiyorum yöneltmesine de, ciddi anlamda ne kadar cevap arıyor ya da buluyorum işte orası tartışılır…

Tam da bu sebeple şimdi sizlerin de önünde soruyorum kendime. Hayallerinin ne kadar peşinden gittin sen Gizem? Yıllar yıllar önce moda sektörü ile başladığın çalışma hayatında bir düşünsene nasıl hedeflerin, ne güzel hayallerin vardı…

İnanır mısınız çalıştığım o kadar sektör içerisinde beni en heyecanlandıranı ve en çok eğlendiğim, moda sektörü olmuştu. Aman kaç sektör gördün ki demeyin hemen lütfen. Turizm, emlak, akademi ve ticaret sektörlerinde çalışmış biri yazıyor şu an bu satırları. Sizce de yeterli değil mi? 🙂

İşte o hayallerimin hepsi toz olup uçtu ve ben bunun için ne yazık ki hiçbir adım atmadım ya da atamadım. Ve bu filmi izledikten sonra, bu durumu ilk defa bu kadar derinden hissettim sanırım. Ali Ömer’in bile, yaşadığı dünyaya rağmen, hedeflerine öyle ya da böyle ulaşıyor olması ne kadar etkileyiciydi. İsteyen ve sadece istemekle kalmayıp aynı zamanda da çaba sarf eden ‘yüreği güzel’ insanların hedeflerine ulaşması ne büyük bir mutluluk.

Elbette onlarca, yüzlerce film izledim ben de başarıya ulaşmış hikayeleri anlatan. Bu filmin bende bu denli etki yaratmış olmasının ise iki sebebi olduğunu düşünüyorum. İlki, artık zamanının geldiğini hissetmiş olmam olsa gerek. Onca sarsıcı, çarpıcı, etkileyici hikayeye rağmen, hiçbirinde adım atmaya kendimi hazır hissetmemiş olup, tam da şu son dönemde ‘Hadi artık vaktidir!’ demiş olmam…

İkincisi ise, son zamanlarda dijitale veya televizyona yapılan tüm Türkiye yapımlarının yalnızca 3-4 konu etrafında dönüyor olması olsa gerek.

Ve böylece bir karar verdim pazar günü. Okumayı, yazmayı ve içerik üretmeyi bu kadar seven ben, hayalini kurduğum o hayata ulaşmak için artık yalnızca lafta değil, aynı zamanda fiilen de gerekenleri uygulamaya.

Bununla ilgili ufak da olsa başladığım bir iki adım var ama şimdilik o da bana kalsın…

Son olarak, filmin sonunda Hakan ve Gökhan’ın babalarını ne çok özlediklerini söylemeleri beni nasıl duygulandırdı ah bir bilseniz.

Annemle olan bağımızı ve onu dünyadaki her şeyden çok özlediğimi bizi tanıyan herkes biliyor bilmesine de, filmde o cümleyi duyunca öyle bir iç çektim ki, öyle bir  ‘Ben de!’ dedim ki, babamı bir ayrı özlediğimi fark ettim…

Bu satırları okuyanlara sesleniyorum…

Bazen ailelerinizle aranıza uçurumlar giriyor gibi gelse de, bazen onlara tahammül edemiyor gibi hissetseniz de, onlara her fırsatta sarılmaktan siz siz olun vazgeçmeyin. Çünkü en çok özleyeceğiniz şey sarılmak oluyor inanın.

Sevdiklerinizin değerini bildiğiniz sağlıkla huzurla geçireceğiniz günlere. Ha bir de hayallerinize ve hedeflerinize en güzel akış ile ulaşacağınız günlere…

İlginizi çekebilir: Netflix mi, nettiniz mi?

Gizem Okut: 1986 yılında İstanbul'da doğdum ve Kıbrıslı'yım. 2010 yılında DAÜ'de Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra Londra'da moda yazarlığı da dahil olmak üzere moda ile ilgili kurslara katıldım. Bir buçuk senelik bir Londra macerasının ardından tatil için gittiğim İstanbul'da ailemle kalmaya karar verdim ve İstanbul'da çeşitli firmalarda Stil Editörlüğü, Sosyal Medya Yönetimi, Müşteri İlişkileri gibi farklı pozisyonlarda çalıştım. 2016'da Kıbrıs'a geri dönmem ile birlikte üniversite yıllarımda staj yaptığım ve ülkenin en eski otellerinden olan Dome Hotel'de Misafir İlişkileri ve Sosyal Medya Yönetimi pozisyonlarında 2 yıl çalıştım. Daha sonra turizm sektörüne ait olmadığıma karar vererek ani bir kararla birbirinden tamamen farklı sektörlerde, birbirinden farklı işlerde çalıştım ve çalışmaya da devam ediyorum. Yazı yazmak, kitap okumak, müzik dinlemek, plajda vakit geçirmek gibi vazgeçemeyeceğim hobilerimin yanı sıra, seramik objeler yaratmak, bahçe ile uğraşmak, farklı tarifler denemek gibi hobilerim de mevcut. Şu hayattan istediğim üç şey; sağlık, barış, huzur.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale