X

Belirsizlik, kaos ve gelecek kaygısı üçgeninde, hayat amacımızı yeniden bulabilmek mümkün mü?

Doğal afetler, ekonomik kriz, terör saldırıları, önlenemeyen doğa olayları ve çok daha fazlası… Son yıllarda deneyimlediğimiz ve ne yazık ki toplum olarak deneyimlemeye devam ettiğimiz pek çok travmatik olay yaşadık. Üzüntümüzün ve öfkemizin yanı sıra endişe ve kaygılarımızın da arttığı ve geleceğe dair hayallerimizin, hedeflerimizin neredeyse gerçekliğini yitirdiği bu dönemlerde, pek çoğumuzun başa çıkmakta en çok zorlandığı şeylerden biri de belirsizlik.

Gelecek kaygısıyla baş etmenin yolları: Belirsizlikten neden hoşlanmıyoruz?

Bilinmezlik içinde yaşamımıza devam etmeye çalışmak, dayanıklılık ve sabır gerektiriyor. Aslında hayatın kendisi de bir belirsizlikten ibaret; ne var ki koşullar aynı kalmaya devam ettiğinde planlarımızın işleyeceğini varsayarak adımlar atabiliyoruz. Ancak daha önce hiç karşılaşmadığımız bir tehdit yolumuza çıktığında, belirsizliğin etkilerini de daha derinden hissedebiliyoruz. Peki doğal afetler, pandemiler, global krizler ya da toplumsal travmalar gibi durumların beraberinde getirebileceği pek çok negatif etkinin yarattığı bilinmezlik ve kaos içinde nasıl güçlü kalabiliriz?

Böyle zamanlarda gün içinde sosyal medyada ya da televizyonda gördüğünüz her haberden sonra kalp atışlarınız hızlanıyor ve içinizi bir korku dalgası sarıyorsa, ilk yapmanız gereken gündemden biraz uzaklaşmaya çalışmak olabilir. Değişen koşullara karşı önlem alabilecek kadar gündemin farkında olabilmek ancak bir yandan da bu gündemin yarattığı sıkışmışlık hissinden kurtulabilmek için öncelikle:

  • Güvenilir bir haber kaynağı edinin: Haberleri takip etmek için, “son dakika” gibi ibarelerle sizi endişelendirecek kaynaklardansa, teyit edilmiş bilgilerin paylaşıldığı güvenilir kaynakları takibe alın.
  • Sosyal medyadan biraz uzaklaşın: Anlık gelişmelerin her daim aktığı sosyal medya mecraları sizi hızla içine çekerken, aldığınız haberlerin kaynağını sorgulamaktan da uzaklaştırabilir. Korku ve panik dalgasına kapılmamak için, sosyal medya ile ilişkinizi gözden geçirebilirsiniz.
  • Ara verin: Bu dönemde korku, endişe ve gerginlik hissetmek oldukça normal ve hatta böyle hissetmeniz aklı başında ve mantıklı biri olduğunuzun göstergesi olabilir. Ne var ki dünyanın sonunun geldiğini düşünerek korkuya kapılmak pek de mantıklı bir davranış olmayabilir.
  • Belirsizlikle barışın: Hepimiz geleceğimiz için endişeleniyoruz. Yapmanız gereken kendinizi ve sevdiklerinizi güvence altına aldıktan sonra biraz akışına bırakmak olabilir. Böylelikle belirsizliğin yarattığı endişe hissinden biraz olsun uzaklaşabilirsiniz.
  • Kendinize iyi bakın: Düzenli ve yeterli uyku almayı, sağlıklı beslenmeyi ve hareket etmeyi ihmal etmeyin. Unutmayın, bağışıklığınız ne kadar güçlü olursa, hasta olma ihtimaliniz o kadar düşer.
  • Plan yapın: Kendinizi panik hissinden biraz sıyırıp, objektif bir şekilde geleceğe dair plan yaparak belirsizliğin negatif etkilerini hafifletmeyi de deneyebilirsiniz. Örneğin semptomları hissetmeye başladığınızda ne yapmanız gerektiğini planlamak kafanızı biraz rahatlatabilir.

Rutinlerimizin bozulması, her an cevaplar peşinde koşan beynimizin bilgi açlığını giderme isteği ve gündeme hakim olma ihtiyacı sosyal medyada daha çok vakit geçirmemize; hatta farkına bile varamadan kendimizi sosyal medyada bulmamıza neden olabilir.

Her ne kadar ekranlardan uzak kalmak istiyor olursanız olun bilinçsiz şekilde telefonunuzu her elinize aldığınız anda farkına varmanızı sağlayacak bir yöntem olarak, telefonunuzun ekran koruyucusunu Neden şimdi? Ne için? yazan bir görselle değiştirmeyi deneyebilirsiniz.

Beynimizin hikayeleri, belirsizliğin kırılganlığına karşı

Belirsizlik ve stres ilişkisini incelemek için yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, belirsizlik durumu bizi “kesin bir olumsuzluk” durumuna göre daha çok strese sokuyor. Diğer bir deyişle, ne olacağını bilmediğimiz durumlar, bizi kötü sonuçlanacağını bildiğimiz durumlardan daha çok geriyor. Beynimiz dünyanın işleyişini anlamak için sürekli hikayeler oluşturmaya çalışırken; çevre koşulları hikayemize uymadığında ortaya çıkan belirsizlik, duygu durumumuzu da negatif etkiliyor.

Zihnimizin belirsizliği ortadan kaldırmak için yeni hikayeler peşinde koştuğumuz bu dönem; aynı zamanda dışarıdan gelecek bilgilere de en muhtaç hissettiğimiz dönem olduğundan, bu kırılganlıkla soluğu sosyal medyada ya da haberlerin başında alıyoruz. Bu durum, insanların kriz zamanlarında piyasayı daha sık takip etmesi ya da liderlerin acil kararlar almak zorunda hissetmesi ile örneklendirilebilir.

Belirsizlik dönemlerinin yarattığı kırılganlığın üstesinden daha sağlıklı bir şekilde gelebilmek için öncelikle bizi güçsüz kılacak düşünce ve söylemlerden kaçınmamız gerekiyor. Peki ama nasıl?

  • Anda kalarak duygularınızı anlamaya çalışın: Kaygılanmaya başladığınızda öncelikle vücudunuzun nasıl tepki verdiğini gözlemleyin. Bedeninize odaklandığınızda anda kalmayı daha mümkün kılabilir, tüm problemleri bir anda çözmeye çalışan beyninize nefes aldırabilirsiniz.
  • Tepki vermek yerine yanıt verin: Panikle alınan kararlar genellikle daha kötü sonuçlar yaratır. Neye nasıl tepki vermeniz gerektiğini bilmediğiniz durumlarda, uyaran ve tepki arasındaki süreyi uzatmak en optimal çözüme ulaşmanıza yardımcı olabilir. Derin nefesler alıp tepki vermeden önce durum değerlendirmesi yapmak faydalı olacaktır.
  • Kendinize anlattığınız “hikayeyi” fark edin: Belirsizlik durumuyla başa çıkmak için kendinize anlattığınız hikayenin ve seçtiğiniz kelimelerin farkına varın. Sizi endişeye sürükleyecek negatif bir hikayedense, gerçekçi ancak pozitif bir bakış açısı edinmeye çalışın.
  • Duygularınıza değil gerçeklere odaklanın: Zihninizi tatmin edecek bir hikaye oluşturmaya çalışırken korku gibi duygular yerine gerçeklere ve kanıtlanmış bilgilere odaklanmak daha doğru olacaktır. Hayatınız, içinde bulunduğunuz an ve belirsizlik durumunda dahi değişmeyen gerçeklerden yola çıkarak yeni bir hikaye oluşturabilirsiniz. Örneğin “Hayattayım, nefes alıyorum, çevremde beni destekleyecek kişilerin olduğunu biliyorum…” gibi.
  • Engelleri fırsata çevirin: Evlerimize kapandığımız şu dönemde evden çalışma sistemine geçen pek çok firma belki de daha önce kullanmadığı dijital çözümler keşfetmiş; müşterileriyle yeniden bağ kurmak için farklı yöntemler geliştirmiş olabilir. Unutmayın, karşınıza çıkan engeller aslında kendinizi geliştirmeniz için sunulan fırsatlardır. 

Belirsizlik ortamında hayat amacımızı yeniden bulmak

Peki böyle zamanlarda hayat amacımızı nasıl bulacağız?

Çok satan “The Invisible Leader: Transform Your Life, Work, and Organization with the Power of Authentic Purpose” kitabının yazarı Zach Mercurio’ya göre; kendimizi yaptıklarımız üzerinden tanımlamanın riski tam olarak böyle zamanlarda ortaya çıkıyor. Çünkü pandemi gibi küresel bir gündem, önlenemeyen dış faktörler, doğal afetler ya da toplumsal travmaya yol açabilecek olaylar ortaya çıkıp da yaptığımız şeyi yapamaz hale geldiğimizde, benlik algımız da onunla birlikte yok olabiliyor.

Gündemimiz kontrolsüz bir şekilde değiştiğinde, travmatik olaylar ya da deneyimler yaşadığımızda, haftalar ya da aylar içerisinde pek çoğumuz için hayatımıza anlam kattığını düşündüğümüz şeylerin değişmesi ya da yok olması söz konusu olabiliyor. Ancak zorunlu olarak “durduğumuz” bu dönemde kendimize doğru soruları sorarak daha uzun süreli hedefler ve amaçlar bulmamız da mümkün.

Yaptıklarım, başardıklarım, ürettiklerim bir yana, ben kimim? Gerçek amacım ne?

Kendinize bu soruları sorarken doğru cevapları alabilmek için şu yöntemleri izleyebilirsiniz.

1. Yaptığınız şeyin amacınız değil, sadece bir araç olduğunun farkına varın.

Amacınızın “yaptığınız şey” değil, “yaptığınız şey üzerinden sağladığınız katkı” olduğunun farkına varmanız oldukça önemli. Okulunuz, işiniz ya da gönüllü aktiviteleriniz, aslında amacın kendisi değil, bu etkiyi yaratmak için kullandığınız bir araç. Yaptığınız şey ve yaratmak istediğiniz etki arasındaki fark, amacınızın çevresindeki iş, rol ya da aktivite gibi sınırları ortadan kaldıracak.

Amaçları doğrultusunda hareket eden kişiler yaptıklarına değil, yarattıkları katkıya odaklanırlar; araştırmalara göre bu durum enerjinizi, modunuzu, sağlık durumunuzu ve dayanıklılığınızı da artırıyor.

2. Bakış açınızı değiştirerek olağanın içinde amaç bulmaya odaklanın.

İçinde bulunduğunuz anı nasıl daha anlamlı bir ana dönüştürebilirsiniz? Şu anda kendinize sormanız gereken soru da bu. Çünkü en kötü anımızda bile değişmeyen tek şey, katkı sunabilme olanağı.

Zach Mercurio’nun kişilerin yaptıkları işte “anlam” hissini deneyimlemesi üzerine yaptığı bir araştırmanın sonuçları tek bir noktaya odaklanıyor: En sıradışı kişiler, sıradan şeyleri sıradışı bir bakış açısıyla gerçekleştiren kişilerdir. Diğer yandan araştırmalara göre yaptığınız şeylere olan yaklaşımınız ve bakış açınız, “anlam” hissini işin kendisinden daha çok etkiliyor.

Her gün kendinize şu soruları sorabilirsiniz: “Şu an yaptığım şeyler, başkalarını nasıl etkileyecek?”

Yapmanız gereken şeyleri düşünürken şu soruyu sorabilirsiniz: “Bu diğer insanları nasıl etkileyecek? Bunu yapmam sayesinde mümkün olacak olan şeyler neler? Bu yaptığım şey, gelecekte nasıl bir etki yaratmamı sağlayacak?

Günün sonunda ise şunları sorun: “Bugünün en önemli olayı neydi? Amaç hissini en çok ne zaman hissettim?

Dikkatimizi verdiğimiz şey, düşündüğümüz şeydir. Ve düşündüğümüz şeyler, kim olduğumuzu ortaya çıkarır.

3. Başarıyı yeniden tanımlayın.

Yapılan bir araştırmaya göre, kendisi için başarı odaklı hedefler koyan kişiler, tam da bu nedenle daha stresli, huzursuz ve depresif hissetmeye daha yatkın oluyor.

Yaptığınız iş üzerinden geliştirdiğiniz hedef odaklı bir başarı tanımınız varsa, özellikle şu an içinde bulunduğumuz gündemde, kendinizi asla başarılı hissedememeniz söz konusu olabilir. Çünkü koşulların sizden bağımsız olarak değiştiği bir ortamda, hedeflerinize ulaşmanız imkansızlaşabilir. Bu noktada başarı tanımınızı değiştirmek, gerçek amacınızı yeniden bulmanıza yardımcı olabilir. Örneğin şu an size ihtiyacı olan birileri olabilir. Bazen yalnızca orada olmak, başarının ve amacın ta kendisidir.

Kaynaklar:
Thrive Global
Brooke Taylor Coaching
Jonathan Alpert
Zach Mercurio

İlginizi çekebilir: “Kendiniz için kaliteli zaman”: Ruhunuza, zihninize ve bedeninize nefes aldıracak rutinler

Merve Uvut: Meraklı, detaylara takıntılı, ince işçiliğin hayranı. Merak etmekle kalmıyor; araştırmayı, öğrenmeyi ve öğrendiklerini paylaşmayı seviyor. Uplifers'la birlikte yeni şeyler deneyimlemeye, öğrenmeye ve büyümeye devam ediyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale