“Belirsizlik, endişe, korku… Bir psikolog olarak yetişkinlerle, gençlerle, hatta çocuklarla bile yaptığım görüşmelerde en çok ortaya çıkan üç kavram bunlar. Konuşmalar bir dönem başkanlık seçimleri hakkındaydı, sonra seçimin kazananı, şimdi de geleceğin belirsizliği hakkında… Göçmenler ne olacak? Ticaret anlaşmaları ne olacak? Seçme özgürlüğü kaybolacak mı? Eşcinsel evlilikleri yeniden imkansız mı olacak? Rusya’yla ilişkiler ne olacak?”
Bu cümleler Amerikalı psikolog ve Huffington Post için blog yazıları yazan Dr. Dan Peters’a ait. Peters, kendi kişisel yaşamında da bu sorularla ve belirsizlikle mücadele etmeye çalıştığını ve psikolojide belirsizliğin anksiyeteyi doğurduğunu söylüyor. Soğuk Savaş döneminde geçen çocukluğundaki korkularını anlatan Peters, şu soruları soruyor:
“Bugün eşimle birlikte 3 çocuk büyütüyoruz ve kendime şu soruyu sormadan edemiyorum: Acaba çocuklarım gelecekle ilgili ne kadar korku ve kaygı taşıyorlar? Anne ve babasının bu duyguları anlayabileceklerini düşündükleri için mi bu kadar sessizler? Yoksa korkularını bana anlatmak istemedikleri için mi bu kadar sessizler?”
İlgili yazı: Belirsizliklerin hakim olduğu günümüzde verimliliğin sırları
Dünyanın çalkantılı bir dönemden geçtiği bir gerçek. Neredeyse dünyanın her bir köşesinde büyük değişimler yaşanıyor, bu süreçte sancılı dönemler geçiriliyor. Böyle belirsizlik dönemlerinde anne babaların endişe içinde çocuk yetiştirmeleri her zaman pek de kolay olmuyor. İşte Dr. Dan Peters’ın bu belirsizlik içinde huzurlu bir çocuk yetiştirmek için verdiği öneriler:
1. Gelecek her zaman belirsiz
İnsan, güvende hissetmek için kendi kendini çok kolay kandırıyor. Kontrolün elimizde olduğunu, kötü şeylerin olmayacağına inanmak istiyoruz. Bu tür düşünceler de bizleri mutlu ediyor. Ne var ki belirsizliğin hakim olduğu dönemler, bu stratejiyi zora sokuyor. Peki bu korkuların üstesinden gelmek ve huzuru bulmak için ne yapabiliriz? Dr. Peters, belirsizliği kabullenmemiz gerektiğini söylüyor. İyi veya kötü sonuçlara odaklanmak yerine hayatın her zaman değişim içinde olduğunu ve belirsizliklerin her zaman var olduğunu zihnimizde kabul etmemiz gerekiyor.
2. Tarih, insanın adaptasyon ve hayatta kalma becerisini kanıtlıyor
İnsan çok uzun bir süredir değişiyor, adapte oluyor ve hayatta kalmayı başarıyor. Bu bizim DNA’mızda var. Atalarımız gibi bizler de sosyal, çevresel ve siyasi şartlarla mücadele edebiliriz. Dünya tarihi bu hikayelerle dolu.
3. Var olan tek şey şimdi, şu an
Sahip olduğumuz tek şey, yaşadığımız an, şimdi. Bu belki size klişe gibi geliyor olabilir ancak doğruluğu su götürmez. Tüm endişeler ve korkular, henüz gerçekleşmemiş bir geleceğe ait. Gelecekle ilgili ne kadar endişelenmek istediğinize karar verecek olan sizsiniz. Ancak elinizdeki tek şeyin şimdiki zaman olduğunu unutmayın.
İlgili yazı: Farkındalığın genişleme özelliği: ‘An’ın gücü ve dünya barışı
4. İnsanların içinde iyilik her zaman vardır
İnsanların ve insan ruhunun içinde iyilik olduğuna inanmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyin. Kendi değerlerini paylaşan, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışan, etrafına sevgi ve huzur veren sayısız insan yaşıyor. Üstelik, insanlar bu değerler için mücadele etmeye devam edecek.
5. Her gün, olabileceğiniz en iyi insan olmaya çalışın
Aslında her birimiz dünyanın daha iyi bir yer olması için çabalayabiliriz. Her sabah uyandığınızda, o gün elinizden gelenin en iyisini yapacağınıza ve olabileceğiniz en iyi insan olmaya çalışacağınıza söz verebilirsiniz. Sevdiğiniz insanlara, ailenize, arkadaşlarınıza, işinize karşı kibar, sevgi dolu ve problem çözücü bir ruhla yaklaşın. Sizin de mükemmel olmadığınızı, hata yapabildiğinizi unutmayın.
Kaynak:
Thrive Global