Harvard Üniversitesi’nde sosyal psikoloji üzerine çalışmalar yürüten akademisyen ve yazar Bella DePaulo, kendisi gibi diğer akademisyenlerin yıllardır bekarlar ve çiftler üzerine yaptıkları araştırmalarda kullandıkları en genel metodolojiyi şöyle anlatıyor:
“İnsanlarla ilgili özet niteliğinde biyografik taslaklar oluştururuz. Bu taslaklarda tarif edilen kişiler bekar veya çift olmak üzere ikiye ayrılır. Daha sonra katılımcılara bu profilleri okumaları ve izlenimlerini aktarmalarını söylediğimizde, bazıları bekar olan profiller, bazıları da çift olan profillerle daha çok ilgilenir. Ancak asıl önemlisi, katılımcıların evli ve çift olan kişilere bakış açısıdır. İnsanlar genellikle bekarları, çift olanlara göre daha negatif değerlendirme eğiliminde oluyor. Bu da aslında insanların tek tipleştirme çabalarının bir göstergesi.”
Ancak bu sefer bir başka araştırmacı olan Tobias Greitemeyer, bu metodolojiye önemli bir ekleme yaptı ve söz konusu profilleri sıralaması için bekar ve çift olan kişilerden oluşan katılımcılar buldu. Araştırmada, bekar ve çift olan kişilerin verdikleri puanlamaların bu kişlerin karakterlerine ve hayattan tatmin olma seviyelerine göre değişip değişmediğini tespit etmeye çalıştı.
İlgili yazı: Evlilik ve bekarlıkla ilgili ilginç araştırma sonuçları
Greitemeyer orta yaşlardaki Alman katılımcılarla yaptığı 4 araştırmadan oluşan bu çalışmada, birçok araştırmadan farklı olarak üniversite çağlarındaki tipik bekar katılımcıları dahil etmedi. Ayrıca, her bir araştırmada en az bir defa bekarlar ve çiftler arasında bir kıyaslama yapıldı. Araştırmadaki çiftler de hali hazırda çift olan ve bunu sürdüren kişiler arasından seçildi. Yeni çift olmuş, partnerini veya ilişkisini sevmeyen ve daha sonra ayrılan çiftler araştırmaya dahil edilmedi.
Greitemeyer’in bir dizi araştırmadan oluşan çalışmasından elde edilen sonuca göre, insanlar her koşulda bekar insanları daha olumsuz değerlendiriyor. Ancak bekar insanlarla çift olanlar arasındaki gerçek farklara bakıldığında, arada ciddi bir fark olduğunu söylemek mümkün değil.
Bekar insanlarla ilgili önyargılar
Greitemeyer’in de araştırmasında olduğu gibi bekar insanlar, çiftlere göre daha negatif şekilde değerlendiriliyor. Araştırmalardan elde edilen bulgulara göre bekarlarla ilgili bazı önyargılar şöyle:
– Özgüveni düşük
– Hayattan aldığı tatmini daha az
– Daha az uzlaşmacı
– Daha az özenli
– Fiziksel olarak daha az çekici
– Daha evhamlı
– İlişki durumundan memnuniyet seviyesi düşük
– İlişki durumunu değiştirmeye daha hevesli
– Daha yalnız
– Sosyal becerileri daha az
Bekarlar ve bekar olmayanlar arasındaki gerçek farklar
Greitemeyer, 4 araştırmadan oluşan çalışmasında bekarlar ve çiftler arasındaki farkları belirlemek için üç yöntem kullandı. Bunlardan ilki, hem bekar hem de çift olanlar kendilerini, oylamaları için gösterilen profillerdeki kişilerin değerlerine göre oyladı. İkinci olarak, araştırmayı yürüten uzmanlar, katılımcıların bekar veya çift olduklarını bilmeden bu kişilerle ilgili izlenimlerini bildirdi. Son olarak da araştırmanın bir aşamasında katılımcılar önce birbirleriyle vakit geçirdiler ve daha sonra birbirlerini oyladılar.
İlgili yazı: Evliliğe hazır olduğunuzu nasıl anlarsınız?
Yapılan bu çalışmalardan sonra, işte bekarlarla çiftler arasında fark olmayan şeyler:
– Özgüven
– Hayattan tatmin
– Uzlaşmacı yön
– Özen
– Fiziksel çekicilik
– Evham
– Sosyal beceriler
Bekarlarla çiftler arasındaki farklara gelirsek; bekarlar ilişki durumlarından daha az memnun, ilişki durumlarını değiştirmek için daha istekli ve daha yalnız kişiler. Ancak bekar insanların bu şekilde hissetmesi pek de şaşırtıcı bir durum değil. Greitemeyer, yalnızlık konusunda ise şunları söylüyor:
“Elde edilen bu sonuçlar, bekar insanların bekar oldukları için kendilerini acınası bir durumda hissettikleri anlamına gelmiyor. Ayrıca, çiftlerin sadece çift oldukları için daha az yalnız olduklarını söyleyemeyiz. Nitekim, yalnızlıkla ilgili başka araştırmalar da bekar ve çift olan kişiler arasında her zaman bir fark olmayacağını söylüyor.”
Kaynak:
Psychology Today