X

Bedeninizle aranızda sevgi dolu bir iletişim inşa etmenin yolları

Bedeninizle aranızdaki ilişkiyi nasıl tanımlıyorsunuz? Mutlu bir birliktelik mi yaşadığınız yoksa çatışmalarla mı dolu? Kendinizi sürekli fazla kilolarınızdan şikayet ederken mi buluyorsunuz yoksa tüm benliğinizi sevgiyle, şefkatle kucaklarken mi? Eğer, bedeninizle aranızda bir nevi toksik bir iletişim olduğunu düşünüyorsanız bu yazı olumlu bir dönüşümü başlatmak için iyi bir fırsat olabilir. Hem bedeninizi hem de bedeniniz hakkındaki düşüncelerinizi sadece fiziksel gücünüzü kullanarak değil zihin gücünüzden faydalanarak da iyileştirebilirsiniz. Nasıl mı? Çeşitli zihinsel egzersizlerle. Bu yazımızda bedeninizle daha iyi ilişki kurmak için zihninizde cevaplamanız gereken soruları, görselleştirmenin (visualisation) ve olumlamaların gücünü keşfedebilirsiniz.

Kendinize sorular sorun

Kabul edelim ki birçoğumuz fiziksel benliklerimizle güçlü bir sevgi bağına sahip değiliz. Bunun yerine, bedenlerimize bütünümüzün bir parçası değilmiş gibi yaklaşma eğilimi gösterebiliyoruz. Hem davranışlarımızla hem de bedenimiz hakkında sahip olduğumuz olumsuz düşüncelerimizle onunla aramızdaki bağı giderek zayıflatabiliyoruz. Bu durum da zaman içinde hem fiziksel hem zihinsel mutsuzluğu beraberinde getirebiliyor. Bedenimize pozitif yaklaşmadıkça, onunla sağlıklı bir ilişki kuramadıkça bedensel memnuniyeti daha da uzağa itebiliyoruz.

Ünlü terapist ve yazar Martha Kauppi, danışanlarına bedenleriyle aralarındaki ilişkiyi geliştirebilecekleri bir dizi egzersiz önerdiğini paylaşıyor ve bu egzersizler sayesinde hem çok daha iyi hissettiklerine hem de zihinsel, duygusal ve bedensel bir bütünlük içinde olabildiklerine dikkat çekiyor. Aşağıdaki sorulara cevap vererek herkesin kolayca bedeniyle sağlıklı bir bağ kurmaya başlayabileceğini söylüyor:

Şu anda bedeninizle ne tür bir ilişkiniz var?
Bedeninizle nasıl bir ilişkiye sahip olmak isterdiniz?
Bedeninizle olan ilişkiniz için hedefleriniz neler ve bu hedefler sizden ne kadar uzakta?
Bedeniniz, zihninizin bu günlerde bedeninizle ilgili kararları ele alış şeklinden memnun mu?
Bedeninize nasıl daha nazik davranabilirsiniz?

Kauupi, bunlar ve benzeri sorular yardımıyla bedeninizle konuştuğunuzda, aynaya baktığınızda, zihninizin bedeniniz hakkında neler söylediğini fark ettiğinizde bir şeyleri değiştirebileceğinize vurgu yapıyor. Sahip olduğunuz düşüncelerin, verdiğiniz mesajların bedeninizin içinde olmayı isteme hissini destekleyip desteklemediğini bulduğunuzda değişim için hazır olduğunuzu söylüyor. Ona göre beden, hala gizemini koruyan bir dizi mucizeden ibaret. Bunu fark ederek ona neyin iyi neyin kötü geleceğini bulmak mümkün.

Martha Kauppi, beden ve beynin tamamen iç içe olduğunu, birbirinden farklı güçler olmadığına da dikkat çekiyor ve şunları ekliyor: “Kendinize dürüstçe vücudunuz hakkında olumlu şeyler söylemeyi öğrenmek, iyileşmenin (ve aynı zamanda uyarılmanın) gerçekleştiği “dinlen-ve-yenile” parasempatik sinir sistemine dokunmanıza izin verir. Bunların hepsi vücudunuz için harika gelişmelerdir. Ruh sağlığınız ve fiziksel sağlığınız birbirinden ayrı değildir. Derin nefes alın, gevşeyin ve kendinizi sevin.” Ek olarak bedeninizle nasıl bir ilişki kurmak istediğinize yalnız siz karar verirsiniz diyerek ilham verici bir değişimin herkes için mümkün olduğuna ışık yakıyor.

Görselleştirme (visualisation) ile bedensel gücünüzü artırın

Fitness eğitmenlerinin, bireysel spor koçlarının görselleştirmenin önemini ne sıklıkla dile getirdiğini hiç fark ettiniz mi? Potansiyel fiziksel başarınıza zihninizin gözünden tanık olmak, odaklanmayı artırmaya ve öz güveni geliştirmeye yardımcı oluyor; ayrıca gerçek anlamda kaslarınızın güçlenmesini de sağlıyor. Evet, şaşırtıcı ama gerçek. Zihninizde yapacağınız canlandırmalar, gerçekten fiziksel bir egzersiz yapmışçasına kaslarınıza iyi geliyor.

Ohio Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yürütülen 2014 tarihli bir çalışma, zihinsel imgeleme egzersizlerinin, bir kası hareket ettirmeden bile fiziksel kas zayıflığını önleyebildiğini ortaya çıkarıyor. Yani, kendinizi egzersiz yaparken hayal etmek daha güçlü bir bedene erişmenizi sağlayabiliyor. Düşünce gücünün gerçekten bu kadar etkili olabileceğini tahmin edebilir miydiniz?

Peki, zihinsel imgeleme yani görselleştirme, kasları nasıl güçlendiriyor? Yapılan bu araştırmada dört hafta boyunca bazı katılımcıların bileklerinin etrafına kasların hareketini engellemesi için alçı sarılıyor. Bir gruba her gün 11 dakika boyunca kol kaslarını esnettiklerini görselleştirmeleri söylenirken, diğer gruba herhangi bir talimat verilmiyor. Dört haftanın sonunda zihinsel güçlerini kullanarak yani sadece görselleştirme ile kol kaslarını çalıştırdıklarını düşünenlerin, diğer katılımcılardan iki kat daha fazla fiziksel güce sahip olduğu ortaya çıkıyor.  

Araştırmayı yürüten ve Ohio Üniversitesi’nde fizyoloji ve sinirbilim profesörü olan Brian Clark, “Çalışmamızın önerdiği şey, bir sağlık sorunu kişinin hareketliliğini kısıtladığında kasların zayıflamasını önlemek veya yavaşlatmak için görüntü egzersizleri etkili bir araç olabilir.” diyerek zihin gücü ile bedensel gücü artırmanın mümkün olduğuna dikkat çekiyor.

Diğer yandan, New Jersey’deki Hudson Premier Fizik Tedavi ve Spor’un kurucusu ve rehabilitasyon dünyasında çok tecrübeli bir fizyoterapist olan Sandra Gail Frayna bu araştırmanın sonucunu ve Brian Clark’ın sözlerini destekleyici yorumlarda bulunuyor:

“Zihinsel imgeleme egzersizleri, genellikle rahatlamak ve daha iyi bir zihin alanına girmek isteyen insanlar için kullanılan görselleştirme tekniklerine nörobilişsel bir yaklaşımdır ve burada uyarıcıyı önceden almadan zihinlerinde duyusal bilgilerle deneyimler yaratırlar.”

Birçok uzmana ve araştırmaya göre, görselleştirme sadece sporla uğraşanlar ya da fiziksel sakatlanmalar yaşayanlar için değil; bedenini güçlendirmek ve bu konuda zihinsel gücünden faydalanmak isteyen herkes için benzer etkiyi yaratabilir.

Sporcular genellikle bu yaklaşımı vücutlarını aşırı zorlamadan yarışmalara hazırlamak için kullansalar da fiziksel bir eforun mümkün olmadığı durumlarla karşılaştığınızda -tıpkı bilekleri alçıya alınmış katılımcılar gibi- ya da daha güçlü, daha sağlıklı bir beden için tüm imkanlarınızı değerlendirmek istediğinizde siz de zihinsel egzersizle fiziksel egzersiz etkisi yaratabilirsiniz. Zihinsel gücünüzü kullanmayı, bedeniniz için daha fazla iyilik yapmayı istediğinizde görselleştirmenin yanı sıra bedensel olumlamaları da bu sürece katabilirsiniz.

Olumlamalardan faydalanın

Sağlıklı beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak elbette ki fazla kilolardan kurtulmak ve ideal kiloyu korumak için gerekli en önemli iki unsur. Ancak, bazen daha fazlasını yapmak da fayda sağlayabilir. Kilo verme sürecinizi desteklemenin yanı sıra bedeninizle aranızdaki olumlu ilişkiyi daha da derinleştirmek için olumlamalardan faydalanabilirsiniz.

Günlük olarak tekrarladığınızda kendinize olan güveninizi, motivasyonunuzu, öz saygı ve öz sevginizi artırmaya yardımcı olacak; zihninizdeki olumsuz düşüncelerden oluşan engelleri kaldırmanızı sağlayacak olumlamaları, bedeninizle ilgili iyileştirmeler yapmak için kullanabilirsiniz. Özellikle kilo verme sürecinizde işler zorlaşmaya başladığında motivasyonunuzu yeniden aktive edebilirsiniz. Olumlamalarla bilinçaltınıza yediğiniz yiyecekleri egzersiz, sağlık ve diyetle ilgili olumlu inançların kaynağına nasıl dönüştürebileceğinizi öğretebilir; bedeniniz hakkındaki olumsuz düşüncelerinizi dönüştürebilir; sağlıklı ve güçlü bir beden algısı geliştirebilirsiniz.

Bedeninizi sevmenize yardımcı olacak olumlamalar

Olumlamaları tekrarladıkça daha doğru gelmeye başladığını ve zihninizde yerleştiklerini hissedebilirsiniz. İşte sağlıklı beden algısı, sağlıklı beslenme, ideal kilo, güçlü beden gibi farklı konular için tekrarlayabileceğiniz olumlamalar:

Her gün daha da güçleniyorum.
Ben, kafama koyduğum her şeyi başarabilecek güçlü, kararlı bir insanım.
Kendimin en iyi versiyonu oluyorum.
Kilo verme yeteneğine sahibim.
Kendime iyi bakmaya kararlıyım.
Kilo verme yolculuğumda başarılı olacağımdan eminim.
Kilo verme yeteneğime güveniyorum.
Daha sağlıklı bir yaşam süreceğim için heyecanlıyım.
Abur cubur yerine sağlıklı gıdaları yiyerek, fazla kilolarımdan kurtulacağım.
Sağlıklı bir vücuda ve zihne sahip olduğum için şanslıyım.
Verdiğim kilolara şükrediyorum.
Sağlıklı ve fitim.
Sağlıklı yiyecekler yiyorum çünkü ideal kiloma ulaşabiliyorum.
Yediklerim bedenimi ve zihnimi besler.
Vücudumun kontrolü bende ve kilo vermem bunun kanıtı.
Kendimi ve vücudumu sevmeyi öğreniyorum.
Sağlıklı bir hayat yaşıyorum.
Kilo veriyorum ve sağlıklı bir yaşam yolculuğuna başlıyorum.
Yağları eritiyorum, yediklerimi değiştiriyorum.
Vücudumla gurur duyuyorum.
Olumsuz kendi kendine konuşma, abur cubur ve duygusal yeme alışkanlıkları artık geçmişte kaldı.
Hissettiğim mutluluğu ve sağlığı hak ediyorum.
Mutlu ve sağlıklı olmayı hak ediyorum ve kilo vermek oraya ulaşmanın bir yolu.
Sevilmeyi ve olduğum gibi kabul edilmeyi hak ediyorum.
Kilo verme sürecim sağlıklı yiyeceklere ve daha sağlıklı bir yaşam tarzına bağlı.
Hayatımı değiştirecek güce sahibim.
Sağlıklı yeni yaşam tarzıma uyan dengeli bir vücut ağırlığı oluşturacağım.
Bedenime uygun kıyafetlerde iyi görünüyorum.
Besleyici gıdalara ve sağlıklı alışkanlıklara dayalı sağlıklı bir yaşam tarzı yaratıyorum.
Bedenime saygı duyduğum için kilo vereceğim ve ideal kilomu koruyacağım.
Hayatımda bir denge bulacağım, devam edeceğim ve asla pes etmeyeceğim.
Vücudum için sağlıklı seçimler yapacağım.
Kalbim belimden daha büyük ve kilom kim olduğumu belirlemez.
Kilo vermeye çalışmak, harcadığım zamana ve çabaya değer.

Tüm bu adımları takip ettiğinizde siz de bedeninizle aranızdaki bağı güçlendirebilir, sevgi, şefkat ve zihinsel gücünüzle ideal kilonuzda ve fiziksel gücünüzde olabilirsiniz.

Kaynak: psychologytoday, wellandgood, psychnewsdaily

İlginizi çekebilir: Bedenini sevmek ve olduğu gibi kabul etmek isteyenler için ipuçları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale