X

Bedenine iyi bakmak: Beslenme düzeninden günlük bakıma, her gün yenilenmek

Doğada her şeyde bir denge olduğu gibi vücudumuzda da mevcut. Bu dengeyi oluşturan üç ana unsur var: Beden-zihin-ruh. Bu üçü dengede olduğunda sağlıklı, huzurlu oluyoruz; en az birisi dengesizleştiğinde ise fiziksel ya da psikolojik rahatsızlıklar duymaya başlıyoruz. Bu sebeple bütüncül tedavide hedef sadece bedeni değil, üç parçanın da iyileşmesini sağlayarak şifalanmayı gerçekleştirmek.

Zihin ve ruhu dengeye getirme yollarından dönüşüm sürecimi anlatmaya başladığım ve daha önceki haftalarda paylaştığım nefes, meditasyon, kendini olduğu gibi göstermek ve iyiye odaklanmak ile ilgili yazılarımda konuştuk. (Dönüşüm yolculuğunu birlikte yaşayalım: Bütüncül tedavinin getirdiği farkındalıklar) Bugün de sıra bedende…

Bedenimiz yediklerimizle enerji üretiyor ve yeni hücreler bu gıdaların yapıtaşları ile oluşturuluyor. O yüzden aslında bedenimiz yediklerimiz demek oluyor. Biz ne kadar sağlıklı, doğal, ihtiyacımıza yönelik beslenirsek, vücudumuz da o kadar sağlıkla içerideki işleri devam ettiriyor. Egzama tedavisi sürecinde paketli yiyecekleri, gluteni, mayayı, bana iyi gelmeyen gıdaları doktorumun kontrolünde diyetimden çıkardım. Her gün meyve ve farklı renklerde sebze yemeyi hayatımın olmazsa olmazı haline getirdim. Açıkçası alışkanlıklardan kurtulmak hiç kolay olmadı.

Bu alışkanlıkların içinde bana iyi gelenler ve kötü gelenler vardı. Paketli gıdalar, hazır yemekler zaman açısından beni çok rahatlatırdı mesela. O gün yorgunsam, yemek hazırlayacak gerekli malzemelerin hepsi evde yoksa, evdeki paketli gıdalardan ısıtır veya pizza gibi fastfood yemeklerden söylerdim. Yeni uygulamaya başladığım beslenme alışkanlığındaysa böyle bir kolaylığa yer yoktu. 3 öğünümü de kendim hazırlıyordum.

Başta zorlansam da, sonradan fark ettim ki eskiden zaman bulamıyorum diye hazır yiyeceklere yöneliyorken aslında bedenimi geri plana atıyormuşum. Kendime öğün aksatmadan yemek hazırladıkça, aslında bu zamanı ne kadar da hak ettiğimi görmüş oldum. Gün içinde kendim dışında birçok şey için zaman harcıyorken, bu zamanın bir kısmını kendime yönlendirmek psikolojik olarak da iyi geldi. Bedenime önem verdiğimi artık kendime de gösteriyordum.

Bu beslenme düzenim ile iyileşme süreci paralel olarak ilerledi. Bana iyi gelmeyen, kaşıntılarımı tetikleyen besinleri artık tüketmediğim için ellerim daha kolay iyileşiyordu. Beslenme değişikliğine ek olarak testler sonucu vücudumda eksik görünen vitaminlerden de bu süreçte takviye aldım tabii. Her takviyenin bireysel vücut değerlerine bakılarak alınması gerektiği için, detaylarını paylaşmam doğru olmaz. Ama hem beslenmede hem de takviye vitaminlerde ortak amacımız, vücuttaki inflamasyonu atmak ve dengesi bozulan bağışıklık sistemimi düzenleyerek iyileşme sürecini desteklemekti.

Ben egzama tedavisinin parçası olarak beslenme düzenimi değiştirince ilk başta vücutta büyük bir detoksifikasyon dönemi oldu. Bu ne demek? Vücudumda eski düzenim sebebiyle aylarca, hatta yıllarca biriken toksinler artık atılıyordu. Bu atılım aynı zamanda cildimde gerçekleşti ve sadece ellerim değil, yüzüm, kulaklarım da dahil, tüm vücudumda döküntüler çıktı. Bana hem fiziksel hem de psikolojik olarak zor zamanlar yaşattığını söyleyebilirim. (Psikolojik olarak bu süreci nasıl atlattığımla ilgili yazım: Hayatı deneyimleme biçimimizi algılarımız belirliyor: İyiye odaklanmak için 2 öneri)

Döküntüler sebebiyle cildimi düzenli olarak nemlendirmem gerekliydi. Günde minimum 2 kez nemlendirici sürüyor, kulaklarıma ilk başlarda neredeyse 2 saatte bir rahatlatıcı krem uyguluyordum. Hem beslenme hem nemlendirmeyi birlikte düşününce, gün içinde kendime ayıracağım zaman o kadar fazlaydı ki, diğer işlerimle birlikte nasıl yetiştireceğimi düşünerek bu sürece başladım. İyileşmek için kendime ayırdığım zaman ve özen ile cildimin uzun süredir böyle parlamadığını gördüm.

Çok acayiptir ki her yılbaşı öncesi kendi kendime hazırladığım yeni alışkanlıklar listeme evde daha çok yemek yapmak, düzenli cilt bakımı gibi rutinleri yazsam da üşenir ve bir şekilde ertelerdim. Ya da birkaç hafta uygular, sonra canım sıkıldı bahanesiyle rutinden çıkar ve daha seyrek uygulardım. Egzama bana bir kez daha gösterdi ki vücudumuz ona iyi bakmadığımız, gereken özeni göstermediğimiz zaman bize uyarılar gönderiyor ve biz onları görene/duyana kadar şiddetini artırarak bu sinyalleri göndermeye devam ediyor. (Bedeni dinlemek ile ilgili yazım: Vücudunuzla gerçek bir iletişim kurmak için: Yoga) Egzama, yıllardır isteyip bir türlü alışkanlık haline getiremediğim bedenime iyi bakma rutinlerimi zorlayarak da olsa bana kazandırdı!

Tam da yılbaşı öncesi size önerim, 2021 yılında kendinize iyi bakma rutinlerinizi oluşturmak olacaktır. Süreçle ilgili sorunuz, yorumunuz olursa bana sibelokan83@gmail.com adresimden veya @sibelsibel Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sağlıkla kalın.

İlginizi çekebilir: Dönüşüm için ilk adımı atın: Düzenli nefes ve meditasyon çalışması

Sibel Okan - moment by Sibel: Merhaba ben Sibel. Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunuyum. Daha önce özel sektörde pazarlama alanında çalıştım. Mühendislik eğitiminin bana katmış olduğu analitik düşünce yapısı ve süreç yönetimi bilgisinin yanı sıra, Hamburg'da 5 ay boyunca yaşama fırsatı bulduğum Erasmus programı ve yelkencilik deneyimi okulumun bana verdiği en keyifli hediyeler. Üniversite hayatından özel sektördeki iş hayatına geçtiğim ilk yıllarda, mutluluğu arama yolunda tanıştığım enerji dengeleme deneyimi, farkındalığımın artmasına ve içimdeki yaratma gücünü daha derinden tanımama vesile oldu. Çıktığım bu yoldaki tüm deneyimlerimde ortak öğreti "anda yaşamak" oldu. Daha mutlu bir Sibel'e dönüşmek için anda yaşamanın yollarını keşfederken edindiğim bilgileri olabildiğince çok kişiyle paylaşarak herkesin kendi yaşamına uygulayabileceğini göstermek ve ilham olmak isteğiyle farklı bir yolda ilerlemeye karar verdim. Mindfulness temelli yoga ve meditasyon eğitmeni, mindfulness koçu olarak; tüm servislerimi tek bir çatı altında topladığım moment by Sibel markamla anda yaşamak için farklı yollar keşfetmenize alan açıyorum!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale