X

Bedenine ihtiyacı olanı ver: Bedeninin sesini duyabilmek için ne yapabilirsin?

“Belirli bir görünüme sahip olarak çevresindekiler tarafından kabullenilme arzusu ile kendi mutluluklarını ve sıklıkla da sağlıklarını kurban eden kişilerin arasında buldum kendimi.”
Kathryn Budig (yazar, konuşmacı, yoga eğitmeni)

Yaşamımın yarısına yakın kısmını her zaman ilham aldığım Kathryn Budig’in bahsettiği o kişiler arasında yer alarak geçirdim. Kendi kendimi bedenimin kurbanı yaparak yemek yedim, hareket ettim, spor yaptım, uyudum, nefes aldım ve nefesimi verdim.

Bedenimle ilişkim belki de mühendislik eğitimimin yansıması analitik bir yaklaşım getirerek sayılarla ve dışardakinden aldığım onaylanmalarla gerçekleşti. Her gün belirli adım attım, belirli süre yoga yaptım, belirli kalp ritmine ulaşacağım şekilde fitness yaptım. Ne kadar hasta, uykusuz, yorgun olsam da yaptım. Kimi zaman işimi bitirmek için uykumdan fedakarlık ettim, kimi zaman da uyumam gereken saati tamamlamak için zorlayarak kendimi sosyal hayatımdan vazgeçtim.

Haftalarca kalorilerin veya karbonhidratların hesabını yapan sıkı diyetleri uyguladım, açlığımın midemde yarattığı ağrıları ve gurultuları yok sayarak. Gastrit olsam da o istediğim bedene kavuşmak için yine bedenimin çığlıklarını duymadım, duymak istemedim.

Onu dinlemek yerine istediğim kadar güçlü olmadığı, uzun olmadığı, zayıf olmadığı, esnek olmadığı, çevremdeki erkeklerin beğendiğine inandığım kadınların bedenleri gibi olamadığı için ondan utandım, onu suçladım. Hedeflerime ulaşamadığım her zaman kendimi başarısız, eksik ve yetersiz hissettim.

Yazdıklarımın belki de bazıları sana tanıdık geliyor. Sen de acıya rağmen egzersiz yapmaya devam ediyorsun, nefes nefese kalacak kadar kendini yoruyorsun, yediklerin seni yorgun, şişmiş veya hasta hissettiriyor. İsteksizsin ve aynaya bakmak sana zor geliyor.

Ve sonra bedenime fısıldadım; “Senin arkadaşın olmak istiyorum.” Derin bir nefes aldı ve bana “Tüm yaşamım boyunca ben de bunu bekledim” dedi.

Yogaya başlamamın ilk yılının sonuna doğru işte böyle bir konuşma geçti aramızda. Onu tanımaya başlamıştım, onu duymaya, hissetmeye başlamıştım fakat gerçekten onu sevmeye, onunla arkadaş olmaya niyetim yoga ile beraber meditasyon yapmaya başladığım zaman gerçekleşti.

Ve tüm yazdıklarım, saymalar, acı çektirmeler, mutsuzluklar; kısacası kurban olduğum durumdan adım adım çıktım. Öyle bir gün geldi ki öğrencilerimin ve çevremdekilerin “Yoga dışında ne yapıyorsunuz da bu kadar kaslı, güçlü, ve esneklikle beraber biçimli bir vücut formuna sahipsiniz?” sorularına cevabım hiçbir şey, sadece yoga ve meditasyon oldu.

Çünkü anladım ki tüm o geçmişteki kurban durumum bedenimin hatası değil. Benim onunla ilişki kuramayışım ve onu işitmememmiş. Onu sağlıklı, rahat, mutlu ve konforlu yaşatacak ne varsa hepsini bana dile getiriyormuş fakat ben onu dinlemek yerine onu yargılıyor, eleştiriyor ve biçimlendirmeye çabalıyormuşum.

Çocukken size de şunu yemelisin, bu saatte yemek yenmeli, o yemeği bitirmezsen arkandan ağlar gibi yönlendirici veya manipüle edici cümleler sarf edildi mi? Çoğu korumacı annelerin iyiliğimizi istemelerinden kaynaklı yediklerimiz, uyku saatlerimiz, oyun saatlerimiz, her şeyimiz yönlendirildi. Nasıl görünmeliyiz, nasıl davranmalıyız, nasıl topluma uyum sağlamalıyız formları zihnimize kazındı. Biz de sonuç olarak kendimizi yargılamayı, uyumsuz olan bir şey varsa da onunla mutsuz olmayı seçtik, seçtirildik. Ve burada bedenlerimizle ilişkilerimiz de koptu.

Yoga yapmaya başladıktan sonra hiçbir şey için geç olmadığını anladım. Denediğim ve uyguladıkça dönüştürmeme yardımcı olan bazı küçük önerilerimi de paylaşmak istedim.

Bedeninin bilgeliğine güvenip gerçekten onu sağlıklı ve güçlü tutmak istersen…

Ona saygı duy

Ondan sevgi ve saygıyla bahset.

”Bedenim; Seni olduğun gibi seviyorum,
İyileşme bilgeliğine sahip olduğun için teşekkürler,
Benimle ilgilendiğin için teşekkürler,
Beni bu dünya üzerinde var ettiğin için teşekkürler… ”

Negatif bir düşünce oluştuğu zaman şu anki halin için şükret. Yanından sakat biri geçerken veya bir kör ile karşılaşma zamanlarını beklemek yerine şu an nasılsa bedeninde her şey, olana şükret. Bacakların çarpıkmış, belin 60 cm olamamış, kolların çok kalınmış, boyun kısaymış… Bunların önemsizliğini hastalandığında fark etmek yerine sağlığın yerindeyken fark edip şükret.

Her şükür, her teşekkür sevgini ve saygını göstermen için bulunmaz bir fırsat.

Zihnini ve bedenini bir araya getir

Yoganın araç olduklarından biri zihin ve bedeni bir araya getirmesi. Hangi tarz veya uzunlukta yoga yaptığın değil, o yoganın sonunda bedeninle zihninin kurduğu bağı keşfetmen önemli. Belki ilk derste anlamayabilirsin, emin ol zamanla o bağı keşfedecek ve derinleştirebileceksin.

Yoga yapamıyorsan veya yapsan bile henüz o iletişimi, bağı kuramadıysan o zaman dikkatini nefesine getirici bir çalışma yapabilirsin.

Elini kalbinin üzerine koy ve elinin altında kalbinin atışlarına dikkatini getir. Nefes alış verişlerini izle ve göğüs kafesine alıp verdiğin nefeslerin yarattığı etkiyi gözlemle. Bir şeyi değiştirmeden olduğu hali ile izleyicisi olarak kal. Şimdi karnına doğru derin nefes al, burada bir an nefesi tut ve yumuşak bir şekilde hatta olabildiğince sessizce boşalt.

Nefes alış verişin derinleştikçe seslerine dikkatini getir.

Ve şimdi gözlemlemeye başla. Bedenin nasıl? Yargılamadan, bir şey değiştirmeden, açıklıkla izle. Gergin misin? Rahat mısın? Dinlenmiş misin? Yorgun musun? Bir yerin ağrıyor mu? Gerginlik var mı? Bu zamanı kendini dinleyerek geçir.

Bedeninin neye ihtiyacı varsa onunla tamamla

Bedeninde şu andan ne farklı olsa kendini daha iyi hisseder? Cevabı verdiğinde onun ihtiyacını karşılayarak onurlandır.

  • Açım: Ertelemeden besle. Yemek saatleri ihmale gelmez çünkü bedeninin yaşam kalitesini yediklerin belirliyor.
  • Susadım: Su içir.
  • Gerginim: Omuzlarını nefes alırken kulaklarına doğru çek ve bir anda dudaklarından üfleyerek havayı aşağı bırak. Bunu birkaç kez tekrarla.
  • Ağrım var: Şefkat göster, her şey gibi onun da geçici olduğunu söyle.
  • Yorgunum: Dinlendir.
  • Ödemim var: Ilık su içir, detoks yap.
  • Esnemem lazım: Yoga yap.

Peki bedeninin gelecek için istekleri neler?

  • Bedeninin uzun dönem sağlıklı olması için neye ihtiyacı var?
  • Gücün ve esnekliğin için Yogaya devam etmeli miyim?
  • Gece atıştırmalarını bırakmam gerekir mi?
  • Dişlerimi her yemekten sonra fırçalayarak dişlerimin sağlığına önem vermeye devam etmeli miyim?
  • Bazı sabahlar alarm kurmadan kendiliğinden uyanman için özgür bırakmam nasıl olur?
  • Belki daha sık doğada yürüyüşlere çıkmamı istersin?
  • Geceleri daha rahat uyumak için yatağını değiştirmeli miyim?
  • Gece yatmadan önce televizyon izlemek yerine nefes ve meditasyon çalışması yapmak daha mı iyi gelecek?
  • Abur cuburları azaltsam, hatta belki de tamamıyla çıkartsam miden için daha mı iyi olur?
  • Ev işlerinde yardıma ihtiyacın var mı?
  • Ayda bir kez masaja giderek gerginliğini rahatlatmak ister misin?
  • Sabah evden kahvaltı yaparak çıkmak daha mı iyi hissettirecek?
  • Sabah ve akşam meditasyon yaparak seni zihinle buluştursam ve ilişkiniz süreklilik kazansa nasıl olur?
  • Biraz daha fazla kahkaha atsam, ciddiyeti kenara bıraksam belki de?
  • Yemek saatlerini atlamadan her acıktığında seni beslemem gerekir mi?
  • Tatillere daha sık mı gitmeye ihtiyacın var?
  • Seni sevdiğimi her gün söylesem ve seni onurlandırsam nasıl olur?

Uzun dönemli sağlığında iyileşme ve iyi olma isteğin için bir adım seç. Sadece tek bir adımı seçmen ve ona kendini disiplinle adaman yeterli. Bir sonraki gün başka bir adım seç ve ta ki bu alışkanlığa dönüşene kadar…

Bedenini dinle, o sana yolu gösterecek. Ona iyi davran, ona iyi bak çünkü bu dünyada var olduğun tek yer orası.

İlginizi çekebilir: Omuz ağrısı mı çekiyorsunuz: Nedeni stres ve duygusal gerginlikler olabilir

Meltem Fakabasmaz: İstanbul’da doğdum. Anaokulundan lise sona kadar okuduğum FMV Işık Lisesi’ni tamamlayarak Endüstri mühendisliği okumak için rotamı Kıbrıs’a çevirdim. 4 sene sonunda okul ikincisi olarak tamamladığım mühendislik eğitimimi yaşamda uygulama serüvenim başlamadan bitti. Dönemin ekonomik krizi ile kendimi medya alanında buldum. Dergilerle başlayan medya ilişkim Sinema-TV master ile sinema sektörüne doğru kaydı. 5 yıla yakın filmlerle yaşadığım yakın ilişki zamanla televizyon reklam prodüktörlüğüne doğru yöneltti. Gece ve gündüzün birbirine karıştığı, tatil günlerinin sayısının giderek azaldığı bir süreç içinde yogayı keşfettim. Aktif ve düzenli spor yapan biri olmama rağmen çalıştığım işin derin etkisi ile sırt, bel, diz, ve kalça ağrılarına, uykusuz gecelere ve depresif bir ruh haline geçiş yapmıştım. Yoga bir ilaç gibi, başta fibromiyaj defterini kapatmama yardımcı oldu. Yaşadığım tüm olumsuzluklara birebir yardımcı oluşunu keşfettikçe başkaları ile paylaşmak istedim ve 2015’te almaya başladığım yoga eğitimlerim Şimdiye kadar 1000 saate ulaştı. Öğretmek kadar öğrenci ruhumu da korumayı ve keyfini çıkarmayı seviyorum. RYT® 500 Yoga Alliance sertifikamla beraber Yoga Terapi, Nefes ve Meditasyon ile ilgili ayrı uzmanlık sertifikalarım var. İstanbul’da 4 ayrı stüdyoda derslerimle beraber Youtube kanalım ve yogauni sitesinden evde yogasını yapmaya devam edenlerle buluşmaya çalışıyorum. Farkındalık, Sağlıklı Yaş Alma ve Yoga yazılarımın içeriklerinde karşınıza sıklıkla çıkacak olanlar.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale