Bedenine ihtiyacı olanı ver: Bedeninin sesini duyabilmek için ne yapabilirsin?
“Belirli bir görünüme sahip olarak çevresindekiler tarafından kabullenilme arzusu ile kendi mutluluklarını ve sıklıkla da sağlıklarını kurban eden kişilerin arasında buldum kendimi.”
Kathryn Budig (yazar, konuşmacı, yoga eğitmeni)
Yaşamımın yarısına yakın kısmını her zaman ilham aldığım Kathryn Budig’in bahsettiği o kişiler arasında yer alarak geçirdim. Kendi kendimi bedenimin kurbanı yaparak yemek yedim, hareket ettim, spor yaptım, uyudum, nefes aldım ve nefesimi verdim.
Bedenimle ilişkim belki de mühendislik eğitimimin yansıması analitik bir yaklaşım getirerek sayılarla ve dışardakinden aldığım onaylanmalarla gerçekleşti. Her gün belirli adım attım, belirli süre yoga yaptım, belirli kalp ritmine ulaşacağım şekilde fitness yaptım. Ne kadar hasta, uykusuz, yorgun olsam da yaptım. Kimi zaman işimi bitirmek için uykumdan fedakarlık ettim, kimi zaman da uyumam gereken saati tamamlamak için zorlayarak kendimi sosyal hayatımdan vazgeçtim.
Haftalarca kalorilerin veya karbonhidratların hesabını yapan sıkı diyetleri uyguladım, açlığımın midemde yarattığı ağrıları ve gurultuları yok sayarak. Gastrit olsam da o istediğim bedene kavuşmak için yine bedenimin çığlıklarını duymadım, duymak istemedim.
Onu dinlemek yerine istediğim kadar güçlü olmadığı, uzun olmadığı, zayıf olmadığı, esnek olmadığı, çevremdeki erkeklerin beğendiğine inandığım kadınların bedenleri gibi olamadığı için ondan utandım, onu suçladım. Hedeflerime ulaşamadığım her zaman kendimi başarısız, eksik ve yetersiz hissettim.
Yazdıklarımın belki de bazıları sana tanıdık geliyor. Sen de acıya rağmen egzersiz yapmaya devam ediyorsun, nefes nefese kalacak kadar kendini yoruyorsun, yediklerin seni yorgun, şişmiş veya hasta hissettiriyor. İsteksizsin ve aynaya bakmak sana zor geliyor.
Ve sonra bedenime fısıldadım; “Senin arkadaşın olmak istiyorum.” Derin bir nefes aldı ve bana “Tüm yaşamım boyunca ben de bunu bekledim” dedi.
Yogaya başlamamın ilk yılının sonuna doğru işte böyle bir konuşma geçti aramızda. Onu tanımaya başlamıştım, onu duymaya, hissetmeye başlamıştım fakat gerçekten onu sevmeye, onunla arkadaş olmaya niyetim yoga ile beraber meditasyon yapmaya başladığım zaman gerçekleşti.
Ve tüm yazdıklarım, saymalar, acı çektirmeler, mutsuzluklar; kısacası kurban olduğum durumdan adım adım çıktım. Öyle bir gün geldi ki öğrencilerimin ve çevremdekilerin “Yoga dışında ne yapıyorsunuz da bu kadar kaslı, güçlü, ve esneklikle beraber biçimli bir vücut formuna sahipsiniz?” sorularına cevabım hiçbir şey, sadece yoga ve meditasyon oldu.
Çünkü anladım ki tüm o geçmişteki kurban durumum bedenimin hatası değil. Benim onunla ilişki kuramayışım ve onu işitmememmiş. Onu sağlıklı, rahat, mutlu ve konforlu yaşatacak ne varsa hepsini bana dile getiriyormuş fakat ben onu dinlemek yerine onu yargılıyor, eleştiriyor ve biçimlendirmeye çabalıyormuşum.
Çocukken size de şunu yemelisin, bu saatte yemek yenmeli, o yemeği bitirmezsen arkandan ağlar gibi yönlendirici veya manipüle edici cümleler sarf edildi mi? Çoğu korumacı annelerin iyiliğimizi istemelerinden kaynaklı yediklerimiz, uyku saatlerimiz, oyun saatlerimiz, her şeyimiz yönlendirildi. Nasıl görünmeliyiz, nasıl davranmalıyız, nasıl topluma uyum sağlamalıyız formları zihnimize kazındı. Biz de sonuç olarak kendimizi yargılamayı, uyumsuz olan bir şey varsa da onunla mutsuz olmayı seçtik, seçtirildik. Ve burada bedenlerimizle ilişkilerimiz de koptu.
Yoga yapmaya başladıktan sonra hiçbir şey için geç olmadığını anladım. Denediğim ve uyguladıkça dönüştürmeme yardımcı olan bazı küçük önerilerimi de paylaşmak istedim.
Bedeninin bilgeliğine güvenip gerçekten onu sağlıklı ve güçlü tutmak istersen…
Ona saygı duy
Ondan sevgi ve saygıyla bahset.
”Bedenim; Seni olduğun gibi seviyorum,
İyileşme bilgeliğine sahip olduğun için teşekkürler,
Benimle ilgilendiğin için teşekkürler,
Beni bu dünya üzerinde var ettiğin için teşekkürler… ”
Negatif bir düşünce oluştuğu zaman şu anki halin için şükret. Yanından sakat biri geçerken veya bir kör ile karşılaşma zamanlarını beklemek yerine şu an nasılsa bedeninde her şey, olana şükret. Bacakların çarpıkmış, belin 60 cm olamamış, kolların çok kalınmış, boyun kısaymış… Bunların önemsizliğini hastalandığında fark etmek yerine sağlığın yerindeyken fark edip şükret.
Her şükür, her teşekkür sevgini ve saygını göstermen için bulunmaz bir fırsat.
Zihnini ve bedenini bir araya getir
Yoganın araç olduklarından biri zihin ve bedeni bir araya getirmesi. Hangi tarz veya uzunlukta yoga yaptığın değil, o yoganın sonunda bedeninle zihninin kurduğu bağı keşfetmen önemli. Belki ilk derste anlamayabilirsin, emin ol zamanla o bağı keşfedecek ve derinleştirebileceksin.
Yoga yapamıyorsan veya yapsan bile henüz o iletişimi, bağı kuramadıysan o zaman dikkatini nefesine getirici bir çalışma yapabilirsin.
Elini kalbinin üzerine koy ve elinin altında kalbinin atışlarına dikkatini getir. Nefes alış verişlerini izle ve göğüs kafesine alıp verdiğin nefeslerin yarattığı etkiyi gözlemle. Bir şeyi değiştirmeden olduğu hali ile izleyicisi olarak kal. Şimdi karnına doğru derin nefes al, burada bir an nefesi tut ve yumuşak bir şekilde hatta olabildiğince sessizce boşalt.
Nefes alış verişin derinleştikçe seslerine dikkatini getir.
Ve şimdi gözlemlemeye başla. Bedenin nasıl? Yargılamadan, bir şey değiştirmeden, açıklıkla izle. Gergin misin? Rahat mısın? Dinlenmiş misin? Yorgun musun? Bir yerin ağrıyor mu? Gerginlik var mı? Bu zamanı kendini dinleyerek geçir.
Bedeninin neye ihtiyacı varsa onunla tamamla
Bedeninde şu andan ne farklı olsa kendini daha iyi hisseder? Cevabı verdiğinde onun ihtiyacını karşılayarak onurlandır.
- Açım: Ertelemeden besle. Yemek saatleri ihmale gelmez çünkü bedeninin yaşam kalitesini yediklerin belirliyor.
- Susadım: Su içir.
- Gerginim: Omuzlarını nefes alırken kulaklarına doğru çek ve bir anda dudaklarından üfleyerek havayı aşağı bırak. Bunu birkaç kez tekrarla.
- Ağrım var: Şefkat göster, her şey gibi onun da geçici olduğunu söyle.
- Yorgunum: Dinlendir.
- Ödemim var: Ilık su içir, detoks yap.
- Esnemem lazım: Yoga yap.
Peki bedeninin gelecek için istekleri neler?
- Bedeninin uzun dönem sağlıklı olması için neye ihtiyacı var?
- Gücün ve esnekliğin için Yogaya devam etmeli miyim?
- Gece atıştırmalarını bırakmam gerekir mi?
- Dişlerimi her yemekten sonra fırçalayarak dişlerimin sağlığına önem vermeye devam etmeli miyim?
- Bazı sabahlar alarm kurmadan kendiliğinden uyanman için özgür bırakmam nasıl olur?
- Belki daha sık doğada yürüyüşlere çıkmamı istersin?
- Geceleri daha rahat uyumak için yatağını değiştirmeli miyim?
- Gece yatmadan önce televizyon izlemek yerine nefes ve meditasyon çalışması yapmak daha mı iyi gelecek?
- Abur cuburları azaltsam, hatta belki de tamamıyla çıkartsam miden için daha mı iyi olur?
- Ev işlerinde yardıma ihtiyacın var mı?
- Ayda bir kez masaja giderek gerginliğini rahatlatmak ister misin?
- Sabah evden kahvaltı yaparak çıkmak daha mı iyi hissettirecek?
- Sabah ve akşam meditasyon yaparak seni zihinle buluştursam ve ilişkiniz süreklilik kazansa nasıl olur?
- Biraz daha fazla kahkaha atsam, ciddiyeti kenara bıraksam belki de?
- Yemek saatlerini atlamadan her acıktığında seni beslemem gerekir mi?
- Tatillere daha sık mı gitmeye ihtiyacın var?
- Seni sevdiğimi her gün söylesem ve seni onurlandırsam nasıl olur?
Uzun dönemli sağlığında iyileşme ve iyi olma isteğin için bir adım seç. Sadece tek bir adımı seçmen ve ona kendini disiplinle adaman yeterli. Bir sonraki gün başka bir adım seç ve ta ki bu alışkanlığa dönüşene kadar…
Bedenini dinle, o sana yolu gösterecek. Ona iyi davran, ona iyi bak çünkü bu dünyada var olduğun tek yer orası.
İlginizi çekebilir: Omuz ağrısı mı çekiyorsunuz: Nedeni stres ve duygusal gerginlikler olabilir