X

Beden diliyle flörtün püf noktalarını keşfedin

İletişimin yüzde yetmişinin beden diliyle yapıldığını, birebir iletişimde söylediklerimizin çoğunun tek başına bir anlamı olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu işte uzman olmasak dahi, bilinçaltımız bize karşımızdaki kişinin duruşundan, jestlerinden ve mimiklerinden yola çıkarak o kişinin gerçekten ne hissettiğiyle ilgili bir fikir verebiliyor. En klasik olan “kolları kavuşturmak iletişime kapalı olunduğunun ifadesidir” gibi.

Flörtün beden dili ise ise başlı başına bir derya ve bu konuda yazılıp çizilmiş epeyce kaynak var. Sadece insanlar için de değil, hayvanların kur ritüellerini ortaya koyan araştırma makaleleri de bunlara dahil. Sonuçta, evrimsel olarak hepimiz birbirimize bağlıyız ve bazı davranışlarımız, özellikle de istemsiz olanlar, hayvanların davranışları ile temelde benzerlik gösteriyor. Yani, flört hareketleriyle ilgili kuşlardan bile öğreneceğimiz çok şey var!

Hoşlandığınız kişiyleyken kimya ve fizik değişiyor

Quasi-courtship behaviour in psychotherapy (Psikoterapide flört benzeri hareketler) başlıklı makalesinde Dr. Albert Scheflen karşı cinsten birinin yanına gelindiğinde belli fizyolojik değişimlerin olduğunu belirtiyor. Scheflen’a göre, cinsel çekimle dolu bir karşılaşma için kas tonu artıyor, yüz ve gözlerde torbalanma azalıyor, göğüs ileriye çıkarken karın içeri çekiliyor, dik bir duruşa geçiliyor ve kişi daha genç, daha dinç görünüyor. Bunlar genelde fark etmeden yaptığımız hareketler oluyor. Ya bilerek yapacaklarımız?

Hoşlandığınız kişiye beden dilinizle doğru sinyalleri verebilmenin püf noktalarını sizler için derledik.

Karşınızdakine doğru eğilmek

İlgi duyduğumuz bir kişi ya da konuya doğru eğilme belirtisi gösteririz. Bir koltukta otururken arkaya yaslanmak, uzanmak, yani bedeninizin yanınızdaki kişiye dönük olmaması, ona kendisiyle ilgilenmediğinize dair yanlış bir fikir verir. Umursamaz görünmek istiyorsanız, o başka.

Herkesin çevresinde, bedeninden yaklaşık bir kulaç uzaklığa kadar uzanan hayali bir kişisel alanı vardır. Bu kişisel alanı, karşınızdaki kişi sizi davet etmedikçe çiğnemek rahatsız edici olabilir. Bu sınırlara uymaya özen göstererek ama karşınızdakine ilginizi de belli ederek, konuşurken ve dinlerken ona doğru hafifçe eğilebilirsiniz.

Bedeninizi o kişiye doğru döndürmek

Ayakta dururken ayak uçlarının gösterdiği yer genelde olmak istediğiniz yerdir. Bedeniniz kapıya doğruysa bir an önce çıkıp gitmek istediğiniz düşünülür, bir kişiye doğruysa o kişiye ve anlattıklarına ilgi duyduğumuza… Bunu yaparken aynı zamanda onun beden dilini taklit etmek de işe yarayabilir. O size doğru eğildiğinde eğilmek, jestlerine benzer hareketlerle karşılık vermek gibi.

Konuşurken gözlere, dinlerken ise ağza bakmak

Bir kişinin gözünün içine bakarak konuşmak, anlattıklarına gerçekten önem verdiğinizi gösterir. Bu da onlara karşı -her zaman cinsel olmayan- bir ilgiyi ifade eder. Karşınızdaki kişi konuşurken onun ağzına bakmak ise biraz daha yakın bir ilginin göstergesi olarak yorumlanır. Dikkat ederseniz, dudaklarına gözünüzün takıldığı kişilerin genelde öpmek istediğiniz kişiler olduğunu görürsünüz.

Kadınlarda ve erkeklerde farklılaşan flört hareketleri

Allan Pease, Beden Dili adlı kitabında kadınların erkeklere nazaran çok daha çeşitli flört hareketlerine sahip olduğunu belirtiyor. Bu, erkeklerin daha kolay dağılabilir olan ilgisini canlı tutmak için kadınların daha çok taktiğe ihtiyaç duymalarıyla açıklanabilir.

Erkeklerin beden diliyle flört ettikleri şu hareketlerden anlaşılabilir:

  • Kravatını ya da yakasını düzeltmek
  • Omuzlarından hayali tozları silkelemek
  • Elini saçına götürmek
  • Mahrem bakışı kullanmak
  • Elleri kalçalarında olarak durmak
  • Bacaklarını açarak oturmak
  • Başparmaklarını kemere sokarak cinsel organı vurgulamak (bu, en saldırgan cinsel gösterilerden biridir)

Kadınların flört hareketlerinden bazıları ise şunlardır:

  • Kendi saçına dokunmak, saçıyla oynamak
  • Saçı geriye, yüzden uzağa atmak
  • Giysilerini düzeltmek
  • Kemer, çanta ya da cebe elini sokmak ve tek başparmağını dışarıda bırakmak (erkek hareketine benzer şekilde)
  • Bilek içini gösterecek şekilde durmak
  • Oturur pozisyonda ya da ayaktayken bacakları normalden fazla açmak
  • Kalça yuvarlayarak yürümek
  • Dudakları sık sık ıslatmak
  • Çekici bir renkte ruj sürmek (tahrik olan kadınların cinsel organları, göğüsleri ve dudakları kanla dolarak daha kırmızı olur; ruj bu etkiyi taklit etmek için yaratılmıştır)
  • Bacak bacak üstüne atarken dizin ilgi duyulan kişiyi göstermesi
  • Ayakkabıyı hafifçe çıkarıp ayak ucunda sallamak
  • Bacakların hafifçe bitiştirilip ayrılması

İlginizi çekebilir: https://www.uplifers.com/goz-temasina-dair-bilmeniz-gereken-her-sey/

Kaynaklar:
Huffington Post 
Beden Dili (Allan Pease, Rota Yay. 2003)
Düşündüğünüzden Daha Fazlasını Söylüyorsunuz (Janine Driver, Butik Yay. 2010)

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale