X

Bebeğinizin besinlerin dünyasını keşfettiği ilk adım: Parmak gıdalar

Şimdiye kadar beslenmek için sizin yardımınıza ihtiyaç duyan bebeğiniz, kaşıkla onu beslemenize izin vermiyor ve kendi kendine beslenmek istediğini belli ediyorsa ne yapmalı? Artık hem siz hem de bebeğiniz için parmak gıdalarla tanışma vakti!

Parmak gıda nedir?

Parmak ya da lokma boyutunda olan, bebeğinizin kolayca eline alıp tutabileceği, ağzına götürebileceği ve damağıyla kolayca ezebileceği formda olan yiyeceklere denir. 

Parmak gıdaların bebeğiniz için faydaları nelerdir?

Parmak gıdalar, bebeğinizin karnını doyurmaktan çok daha fazlasını yapacaktır. Bebeğinizin besinlerin dünyasını keşfetmek adına attığı ilk adımdır. Ona yediği yemeğe dokunma, onu koklama ve görme imkanı verir. Bunları yaparken birçok duyusunu kullanır ve çok şey öğrenir. O bu dünyayı keşfederken etraf fazlaca kirlenebilir ona vakit tanıyın, sabırlı olun. Mama sandalyesinin altına bir bez sermek iyi fikir olabilir.

Bir besini eliyle kavrayıp ağzına götürebilmek onun için inanılmaz bir mutluluk kaynağı olacaktır. Bir şeyleri kendi kendine yapmayı başardığını görmek kendine olan güvenini arttıracaktır. Parmak gıdalar yemek vakitlerini eğlenceli kılmasının yanı sıra bebeğinizin motor becerilerinin gelişimini de desteklemektedir. Her öğünde el ve göz koordinasyonunun pratiğini yapar.

Araştırmalar tamamlayıcı beslenme döneminde parmak gıdalarla beslenen çocukların, kaşıkla beslenen çocuklara kıyasla şeker ve şekerli besin tercihlerinin daha az olduğunu gösterdi.

Bebeğinizin sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmasına yardımcı olur. Nottingham Üniversitesi‘ndeki bir araştırma, tamamlayıcı beslenme döneminde parmak gıdalarla beslenen çocukların, kaşıkla beslenen çocuklara kıyasla şeker ve şekerli besin tercihlerinin daha az olduğunu gösterdi.

Bebeğinizi parmak gıdalarla ne zaman tanıştırmalısınız?

Aslında bu soru için net bir yanıt yoktur. Bebeğiniz yemek yerken size kendi kendine beslenmeye hazır olduğunun belirtilerini vermeye başlar. Kaşıkla beslenmeyi reddedebilir veya siz onu beslerken kaşığı tutmaya çalışabilir. Tüm bunlar miniğinizin parmak gıdalara hazır olduğunun göstergesidir. Parmak gıdaların tanıtılmasında dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri bebeğinizin desteksiz oturmaya başlamış olmasıdır. Ortalama olarak 6. ve 8. aylar başlangıç için uygundur. İlk denemelerde bebeğiniz yiyecekleri  düzgün şekilde tutamayabilir. Fakat zaman geçtikçe kıskaç hareketi dediğimiz başparmak ve işaret parmağını kullanarak nesneleri tutmaya başlayacak ve parmak gıdaları kolayca kavrayıp ağzına götürecektir. Kıskaç hareketini yapmaya henüz başlamadı ise yiyecekleri avucu ile kavrayıp, ağzına götürmeye çalışacaktır.

Bu yaklaşımı duyduğunuzda aklınıza şu soru gelebilir: “Henüz dişleri çıkmadı ağzına aldığı besini nasıl çiğneyebilir, boğulmaz mı?” Parmak gıdalara başlamak için dişlerin çıkmış olması gerekmez. Çünkü 6. aydan itibaren bebekler, besinleri ağız içinde döndürür, dil ve damak arasında ezerek parçalarlar. Bazı bebeklerde dişler çıkmaya başlamış olabilir ama çıkmış dişler büyük olasılıkla önde olacağından çiğneme durumuna katkı sağlamaz sadece besinin ağız içine alımında kesme aşamasında görev yapar. Parmak gıdaları uygun şekilde, yumuşaklıkta ve bebeğiniz mama sandalyesinde dik pozisyonda otururken verdiğinizde boğulma tehlikesi olmayacaktır.

Bebeğinize parmak gıdaları nasıl vermelisiniz?

Bebeğinize yiyecekleri kırılmaz bir tabakta, parmak şeklinde, ince uzun 4-5  parçaya bölerek veya lokma şeklinde verin. Bebeğiniz bunları tükettikçe önüne daha çok parça koyabilirsiniz. Parmak gıdaları mutlaka mama sandalyesinde sunun. Böylece bebeğiniz yemek yemesi gereken yeri öğrenecek ve de yiyeceklerin boğazına kaçma ihtimalini en aza indirmiş olacaksınız.

Neler parmak gıda olabilir?

İdeal parmak gıda, bebeğinizin ayına uygun, eliyle kolayca kavrayabileceği boyutlarda, dil ve damağı arasında ezebileceği yumuşaklıkta, ağızda dağılması kolay olan her besin olabilir. 

Miniğinize parmak gıda sunmadan önce siz deneyin ve kendinize şu soruları sorun:

  • Ağızda erir mi?  (kraker gibi yiyecekler ağızda eriyecektir)
  • İyi pişmiş mi? (İyi pişmiş sebzeler ve meyveler)
  • Doğal olarak yumuşak mı? (Ekmek, peynir yapı olarak kendiliğinden yumuşaktır)
  • Tam olarak olgunlaşmış mı? (Muz, şeftali, avokado gibi)
Parmak gıdalara alışma süreci biraz zorlu geçebilir. Sabırlı olun ve ona zaman tanıyın.

Yeterince küçük mü?

Bebeğinize vereceğiniz parmak gıdaları vitamin ve mineraller yönünden zengin, besleyici değeri yüksek olanlardan seçin. İşte parmak gıda olabilecek besinlerin listesi:

  • Çok iyi pişmiş, lokma veya parmak büyüklüğünde havuç, kabak, patates, tatlı patates gibi sebzeler
  • Çok iyi pişmiş ve küçük parçalara bölünmüş brokoli, karnabahar gibi sebzeler
  • Küçük parçalara bölünmüş olgunlaşmış muz, şeftali, avokado veya kavun, karpuz gibi meyveler
  • Çok iyi pişmiş makarnalar
  • Lokma büyüklüğünde çok iyi pişmiş et, tavuk, balık
  • Küçük parçalar halinde yumuşak peynirler

Parmak gıda olmaması gereken yiyecekler neler?

  • Çiğ sebzeler ve sert meyveler
  • Kuru meyveler
  • Üzüm gibi yuvarlak besinler
  • Patlamış mısır, fındık, ceviz gibi damağıyla eritemeyeceği sert besinler
  • Beyaz ekmek gibi tükrük ile birleşip büyük parça haline gelebilecek besinler

Parmak gıdalara alışma süreci biraz zorlu geçebilir. Sabırlı olun ve ona zaman tanıyın. Bir süre sonra bu konuda nasıl uzmanlaştığını göreceksiniz. Kendi kendine beslenmeyi başarmak ona büyük bir mutluluk verecektir, siz de onun bu mutluluğunun keyfini çıkarın.

İlginizi çekebilir: Yemek seçen çocuklar: Picky eaters

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Işkın Akçam: Trakya Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden mezun oldu. 2015 yılında Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde Master eğitimine başladı. Üniversite eğitimi sonrası İzmir’de özel bir poliklinikte iki yıl boyunca kilo verme, kilo alma, sporcu beslenmesi, hastalıklarda tıbbi beslenme tedavisi alanlarında bireysel ve kurumsal beslenme danışmanlığı verdi. 2016 yılında Dr. Bülent Serçin Muayenehanesi’nde Anne Çocuk Diyetisyeni olarak bireysel beslenme eğitimleri ile emziklilik döneminde annelerin, 0-18 yaş aralığındaki bebek ve çocukların beslenme takibini yapmaktadır. Hipokrat’ın “Besinler ilacınız, ilacınız besinler olsun” sözüne inanarak mesleğini sürdürüyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale