Bebeğin olunca hayatın bitmez
Bu aralar ne yana baksam bebek haberleri geliyor etraftan. Glamour dergisinde bile çocuk sahibi olmak ya da olmamak tartışılmış. Kimi kadın çok sayıda çocuk istiyor, kimi çocuk yapmak için henüz hazır olmadığını söylüyor. Sürpriz bir çoğunluk ise, “Yüzde yüz çocuğum olmayacak.” diyenlerden oluşmakta.
Çocuk sahibi olmayı istememek hala normal sayılmıyor. Belki yakında o da daha çok kabul görecek. Ne de olsa günümüzde 40 yaşında anne olmak, babasız çocuk büyütmek ve hatta eşcinsel çiftlerin bile çocuk sahibi olması giderek yaygınlaşıyor. Üreme özgürlüğü denilen şey de bu olmalı.
Bazı insanlar ise çocuk sahibi olunca hayatlarını durduruyorlar. Benim anlamadığım da bu. Çünkü çocuklarla hayat zaten çok hızlı geçiyor. Geçen yaz Alaçatı’da 4-5 yaşlarındaki çocuklarıyla önümden yürüyen ailenin babası eşine dönüp “Bak herkes bebeğiyle geziyor, biz sokağa adım atamadık velet büyüyene dek.” dedi. Çocuk sahibi olunca hayatınızı durdurmanıza gerek yok, bazı uykusuz geceler hariç.
Bazı kadınlar çocuk yapmak yerine kariyerine odaklanmak istiyor
Kimi kadınlar da “Çocuk sahibi olmak istemiyorum; çünkü kariyerime odaklanıp zirveye çıkmak istiyorum veya seyahat etmek istiyorum.” diyebiliyorlar. Saygım var; ama hem kariyer hem çocuk yapan birçok örnek anne var etrafta. Ya da çocuklarıyla seyahat eden anneler. Kariyer kısmını başaramasam da ki o da benim tercihim, 2 küçük çocukla seyahat eden bir aile olduğumuzdan bu açıdan kendimle övünebilirim.
Sen hem anne olup, hem kariyer yapıp hem de seyahat edebilirsin. Hatta şanslıysan arada bazı akşamlar dışarı çıkabilir, haftada bir spor salonuna bile gidebilirsin. İngilizce ’de bir deyim var: “You can’t have your cake and eat it too” (Ya pastan vardır, ya da yersin ve artık pastan olmaz). İkisini birden elde edemezsin ama gerçekte çocuk peşinde koşarken ekstra enerji için bir değil, iki pasta bile yiyebilirsin.
Devir değişti. 40’ı çıkmadan evden dışarı çıkmayan anneler, geçmişte kaldı. Oğlum henüz 2,5 aylıkken ülkeler arası seyahat etmeye başladık. İlk yaşında, 3 kıtada 56 bin kilometre yolculuk yapmıştık. Hayatımızı 4 sene boyunca askıya almadık ve önümüzdeki 3-4 sene de eve kapanmayı düşünmüyorum. Çünkü şimdi o 4,5 yaşında, kızım da 1 yaşında ve Avrupa’nın göbeğinde bulunmanın şansıyla daha sık seyahat edebiliyoruz, hatta tren ve araba sayesinde uçağa da bağımlı kalmıyoruz.
The 4-Hour Work Week diye bir kitap var, okudunuz mu? Henüz her önerisini uygulayamadım; ama anneliğin hediyesi, aynı anda birçok işi yapma (multitasking) yeteneği ile birleşince 5 günlük işi 2 günde bitirmek mümkün. Kariyere odaklanan çalışkan annelere öneririm.
Elbette çocuk sahibi olmak pembelerle dolu bir masal değil her zaman. Bazı akşamlar yemek yer yemez gözlerim kapanıyor ve yatmaya gidiyorum. Bazen karı-koca iki çift laf edemediğimiz oluyor. Arada bir çok güzel seyahat opsiyonlarını, çocukları yanımda götüremeyeceğimden -sağlık ve hijyen sebebiyle- ertelemek durumunda kalıyoruz. Fakat en güzeli, bazen her şeyi aynı anda yapamasam da, çoğu şeyi çocuklarımla da yapabiliyor olmam.
Seyahat etmeyi ve kariyerlerini seven ve ileride bir gün çocuk sahibi olmayı isteyen hemcinslerim… O gün belki 10 yıl sonrasıdır; ama emin olun hepsi bir arada olabilir. Bebeğiniz olunca siz istemedikçe hayatınız bitmez.
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Mutluluğun formülü: Ailecek çıkılan tatiller
Gezgin anneden tavsiyeler: Çocuğunuzla seyahate nasıl hazırlanabilirsiniz?