İnsanoğlunun kendini geliştirip hayatının bir sonraki aşamalarında istediği noktaya gelebilmesi ve başarılı olması için, doğru örneklerle birlikte hareket etmesinin çok büyük bir rolü vardır. Bu konuda kesinlikle hemfikiriz.
Ne var ki, son dönemlerde çok mu çok benzer olduk. Giydiğimiz kıyafetten konuştuğumuz konulara hatta konuşma şeklimize kadar, düşüncelerimiz ve giyim tarzımız birçok şekilde birbirine benzemeye devam ediyor. Kendine has, ne istediğini bilen ve bu akıma kendini kaptırmayan kişi sayısı gitgide azalıyor ya da birbiri gibi yaşayan insanların sayısı çoğaldıkça, onların sesi duyulamaz oluyor.
Doğrularımızdan uzaklaştığımızda, hep eksik kalıyoruz
Zaman zaman farklı kişileri örnek almak, onların deneyimlerinden ve düşüncelerinden ilham almak çok doğal. Paylaşmak, özellikle fikir alışverişinde bulunmak kendimizi geliştirmemiz için gerekli olan bir hareket. Her kişinin kendisine has karakteri, üstün olan bir yeteneği vardır. Çevremizle iletişim içinde olmamız sosyalleşmemiz ve iletişimimizin kuvvetli olması için de gereklidir. Fakat dozu kaçırıp kendi doğrularımızdan uzaklaştıkça ve başkalaştıkca, bir türlü tamamlayamadığın puzzle’in bir parçası gibi bütüne uzak, hep bir şeyler eksik oluyoruz.
İlgili yazı: Zengin ve başarılı insanların alışkanlarını taklit etmek başarıyı getirmiyor
İnsan taklit ve takip etme duygusunu hep reddeder, dile getirmez. Aslında bunu bilinçli olarak yapmaz. Önce bir beğeni duygusuyla oluşur, sonra fark etmeden bir bakmış ki, ona benzemeye başlamıştır. O an için bunun güzel yanları mutluluk verse de, tıpkı yan etkisi olan bir ilaç gibi, sonrasında yaşadığı duygular da ağır olacaktır. Siz bu ilacı almaya devam ederseniz bağımlılık yaratır ve onsuz yaşayamaz hale gelirsiniz. Sonrasında ise kendinize yabancılaşır ve uzaklaşırsınız.
Kendiniz olmadıkça sağlıklı karar veremez, dolayısıyla ilişkilerinizi de ayakta tutmakta oldukça güçlük çekersiniz. Bir akımın içinde olmak, birilerini takip ederek aslında farklı hayatları yaşamaya çalışmak, kendinden uzaklaşmana neden olur. Çünkü artık kendi istediğini değil, olması gerekeni yapıyor, konuşuyor, aynı tercihleri yapmaya çalışıyor ve bir süre sonra kendini tanıyamaz hale geliyorsun. Bu durum içsel mutsuzluk ve öz güven eksikliğini beraberinde getiriyor.
Özün gibi ol, özün gibi davran
Hayatımıza renk katmak için çıktığımız bu yolda, çok benzer ama mutsuz bireyler olmayalım. Hani uzun bir yolculuktan döndüğümüzde ‘Oh be, insanın evi gibisi de yok” deriz ya, bu durum da aynen böyle. İnsanın özünü bulması, özü gibi davranması mutluluk vericidir. Hiç kimseye o eksik parçanın onda olduğu duygusunu verme. O en önemli parça sende, buna inanmalısın.