X

Başkalarının yaptıklarından sorumlu muyum?

Genellikle kendi hikayelerimizdeki kahramanlarla ilişkilerimizde girdiğimiz çıkmazlarda kendimizi suçlamaya meyilliyizdir. Hatta bazen öyle bir noktaya geliriz ki karşı tarafın görmek istemediği tüm sorunların da yükünü üstümüze almaya kalkarız. Nereden mi biliyorum? Tabii ki kendi hikayelerim de dahil olmak üzere etrafımdaki birçok kişinin karşı karşıya kaldığı gerçeklerden.

Zaman içinde hayatımızdaki kişilerin yüzleşemedikleri gerçeklerin sorumluluğunu aldığımızı fark etmeye başlarız. Benim uyanışım da terapi sürecimle başladı sanırım, bana kazandırdığı en büyük öğretilerin başında gelir. Bu süreç öncesinde günlük hayatta yaşadığım birçok olayda, kendimi suçlamayı alışkanlık haline getirmiştim. Öyle bir noktaya gelmiştim ki yaşadığım her tartışmanın veya mücadelenin en baştan mağlubu bendim adeta.

İşte yöneticimle, çalışma arkadaşlarımla, özel hayatta partnerimle, ailemle ya da arkadaşımla yaşadığım sorunları düşündüğümde kendimi şu soruları sorarken buluyordum hep: “Kesin ben yanlış anladım, o öyle demek istememiştir.”, “Ya sanırım ben suçluyum, alttan almam gerekirdi.”, “Ben düşünemedim yoksa konu buralara gelmezdi.”, “Ben bilmediğim için oldu bunlar yoksa problemi hemen çözebilirdik”. Bu sorular size de tanıdık geldi mi? Bu liste böyle uzar gider…

Yöneticimin en çok eleştirdiği konuda aslında kendisini eksik hissettiğini keşfetmeye başladım. Ya da partnerimle yaşadığım tartışmada beni suçladığı birçok konuda kendi güçsüzlüğünün arkasına saklanmış bir çocuk gördüm. Sadece gücünü benim üzerimde kanıtlamaya çalışıyordu, hepsi bu. Ailemin ise derdi bambaşkaydı, tek amaçları benim başarılı olmamdı çünkü kendileri de hayatları boyunca daha fazlasını yapması gerektiğini ama yapamadıklarını hissediyorlardı. Bunlar sadece benim hayatımdaki örneklerden birkaçı. 33 yılda bunun nicesini yaşadım ve yaşamaya da devam ediyorum.

Aslında hayatınızdaki hemen hemen herkesin derdi kendiyle, sadece kendiyle çözmeye cesaretleri olmadığı için sizin üzerinizden yansıtmayı tercih ediyorlar. Ve eğer burada manipülasyona açık bir yaranızı keşfederlerse, bunu anlamanız ayları hatta yılları bulabilir. Çünkü kendinizi eksik görmeye o kadar alışırsınız ki sanki herkes doğrudur da dünyanın en yanlış insanı sizsinizdir. Öncelikle bu konuda yalnız olmadığınızı, özellikle kadınlar olarak hemen hemen her gün benzer şeyler yaşadığımızı bilmenizi isterim. 

Peki bu gerçekleri keşfetmeye başladığınızda ne yapmamız gerekiyor Ecehan ya da nasıl keşfederiz derseniz, buyrun sohbete…

Dediğim gibi benim hikayemde bunu keşfetmem terapiyle başladı hatta bu konuda büyük bir uyanış yaşadım diyebilirim. Günlük hayatta sorun yaşadığınız kişilerin hareketlerini gözlemlemeyi başlayın derim en başta, sonrası çorap söküğü gibi gelecek zaten merak etmeyin. Onların nasıl da geçmişlerinden getirdikleri yaraları sizin üstünde sarmaya çalıştıklarını anlayabilirsiniz. Böyle olduğunda sessizce arkanıza yaslanın ve onların bitirmesini bekleyin sizinle girdikleri mücadeleyi. Sonrasında söz sırası sizde… Yaptığınız çıkarımların onlardaki etkisini görünce şaşıracaksınız, bana inanabilirsiniz.

Her zaman şu gerçek de var tabii ki; bunu ısrarla anlamayacak kişiler de olacak hayatınızda. Bu gibi durumlarda da “savaş ya da kaç taktiği” iş görür. Eğer siz bulunduğunuz ortamda durmaya gönüllüyseniz savaşmaya devam, yok ben bununla uğraşamam derseniz de buyrun çıkış yapalım derim. Bir ilişkiden, bir işten ya da arkadaşlıktan…

Sevgiyle kalın.

İlginizi çekebilir: Bitişler & başlangıçlar: ‘Hiç ummadığınız yollar için kapınız çalınmış olabilir’Bitişler &

Ecehan Kaylan: 1990 Aralık ayında, İzmir’de başladı benim serüvenim. 10 senedir kurumsal hayatta özel şirketlerde çalışan, 33 yaşında beyaz yakalı endüstri mühendisiyim. 30 yaşımla beraber hayatın bana getirdiği değişimlerin, tecrübelerin ve terapi sürecimin de etkisiyle kendimi tanıma yolculuğum başladı. Evet, kendini tanımak konusunda biraz geç kalmış gibiydim ama belki de tam zamanıydı. Görünen toplumsal kimliğimin yanında özellikle son birkaç yıldır gördüm ki ben kendimi en iyi yazarak ve yazdıklarımı paylaşarak ifade edebiliyorum. Bu şekilde ayrı yollarda aynı duygularla yürüyenlerle bağ kurmaktan da çok keyif alıyorum. Kendinize her gün biraz daha yaklaştığınız yolcuklarınızın olması dileğiyle!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale