Başkalarının ‘mükemmel’ görünen hayatlarını kıskanmayı bırakın
İnsanın doğasında kendini başkalarıyla kıyaslama vardır. Bir durumla başka bir durumu tartma yeteneği bize karar vermemizde ve üretken bir şekilde hayatımızı devam ettirme konusunda yardım eder. Bu karşılaştırma durumunun dezavantajı ise sürekli olarak kendi hayatınızla başkalarının hayatını kıyasladığınızda kendinizi yetersiz hissetmeniz olacaktır.
Aşırı kıyaslama kıskançlığa neden olur. Kıskançlık basitçe açıklamak gerekirse; başka birinde sahip olan bir şeyi isteme ve bizde olmayıp karşı tarafta olduğu için mutlu olmama duygusu ve hissidir. Kıskançlık çemberinde sıkışıp kalmak hayatınızı mahvetmenize neden olacaktır. Neyse ki kıskançlık duygusuyla başa çıkabilecek ve size mutluluk ve refah yolunu açacak bazı yollar bulunmaktadır:
Kendi hayatınızı başkalarının hayatlarıyla kıyaslamayın
Siz hiç berbat bir fotoğrafı Facebook’a koyan birini gördünüz mü? Facebook’ta çok nadir olarak eşlerin birbirleriyle olan tartışmalarına, insanların işinden ne kadar nefret ettiğini söylediklerine ve iflas ettiklerini ilan ettiklerine tanık oluyoruz. Birçok insan karşı taraftan nasıl görülmesini istiyorsa size onu gösteriyor. Yani kendi hayatlarını cilalayıp, parlatarak önümüze sunuyorlar.
Gelecek sefer birinin hayatını kıskandığınız zaman, o kişinin sadece hayatının bir bölümüne baktığınızı ve o bölümün de bize gösterilmek istenen bölüm olduğunu unutmayın.
Kıskandığımız insanın bizde olmayan hangi özelliğini istediğimizi düşünelim. Mesela; belki sizden çok daha popüler ve çok tanınıyor. Görünürde bu durum o kişinin etrafının insanlarla çevrili olduğunu, herkes tarafından sevilen ve saygı görülen biri olduğunu gösterir; ancak gerçekte insanların o kişiyle ilgili kapalı kapalı ardında farklı düşünceleri olabilir. Bu noktada gerçekte görünenle algılanan 2 farklı durum olabilir. Örneğin; birçok insan zengin ve ünlü insanların parıltılı hayatlarına imrenebilir; ancak hiç ünlü bir insanın gerçekte nasıl bir hayata sahip olduğunu düşündünüz mü?
Bir kez kendinize sorun, pazar sabahı eşofmanlarınızla gazete almak için dışarı çıkıyorsunuz ve bir anda etrafınızı insanlar sarıyor ve hiç istemediğiniz halde sürekli fotoğrafınızı çekmek istiyorlar. Yani gördüğünüzün her zaman gerçek değildir. Kısaca gelecek sefer birini kıskanacağınız zaman o kişinin hayatının tamamına hakim olmadığınızı aklınızdan çıkarmayın.
Bu zaten burada değil miydi?
Sonia Devine, ‘How to Stop Envying Other People’s Seemingly Perfect Lives’ adlı kitabında bu konuya şöyle değiniyor: ‘Yaradılış olarak kendimden bahsetmekten kaçınan biri gibi görünsem bile esasında her zaman böyle değildim. 20’li yaşlarımda sürekli partilere davet edilen, birçok arkadaşı olan, komik, akıllı ve popülerdim. Zaman geçtikçe daha içe kapanık hale geldim ve çok geçmeden neden çok fazla arkadaşım yok diye kendi kendime kızmaya başladım. Neden diğer insanlar gibi popüler değildim?
Kocamla beraber vakit geçirmekten çok keyif aldığımız bir çift vardı; ancak ne zaman onları görsek beraber program yapmak için aylar öncesinden randevulaşmak gerekiyordu. Onlar sosyal olarak çok yoğunlardı ve bu durumu görünce kendime şunu sordum: Popüler olmak bana ne getirecek ve popülerliğin özü gerçekte nedir? Cevabı basitti: Ben bağlılık ve aidiyet hissini istiyordum. Daha sonra aradığım öze zaten sahip olduğumun farkına vardım. Kocamı seviyordum, iyi bir aileye sahiptim ve boş zamanlarımı beraber geçireceğim arkadaşlara sahiptim. Esasında önceden sahip olmadığım her şeyden nefret ettiğimi fark ettim ve popüler olmanın beni perişan edeceğini anladım.
Gelecek sefere birinden veya bir şeylerden mahrum kaldığınızda, gerçek öze inmeye çalışın ve düşündüğünüz şeyin size ne katacağıyla beraber kendinize şu soruyu sorun: Bu zaten burada değil mi?
Başka birinde istediğin gerçekten nedir?
Eğer gerçekten karşılaştırma oyunu oynamak istiyorsanız, kendi hayatınızı tamamen değiştirmeye göze almalısınız. Yani başka hayatlara sahip olup kendi hayatınızla değiştirmeye. Gerçekten başkasının hayatına sahip olmak isteyip istemediğinizi öğrenmek için küçük bir egzersiz yapabiliriz.:
Eğer hazırsanız, şimdi hayatına özendiğiniz birini düşünün. Sonra bir parça kağıt alıp kağıdın sol sütuna şunu yazın: ‘Bende olup onlarda olmayan ne var?’. Bunu yaptıktan sonra sağ sütuna da şunu yazın: ‘Onlarda benim istediğim ne var?’ Bu sorunun altına o kişide sizde olmasını istediğiniz her şeyi yazın. Mesela; çok mu para kazanıyor? Güzel bir evi, güzel kıyafetleri ve çok güzel bir sevgilisi mi var?
Özendiğiniz kişiyle ilgili sizde olmasını istediğiniz her şeyi yazdıktan sonra sol sütuna geçin ve hayatınızda sahip olduğunuz ve değer verdiğiniz her şeyi yazmaya başlayın. Örneğin; aileniz,arkadaşlarınız, evcil hayvanınız ve sizin için önemli olan herkes veya her şey olabilir.
Uyarı: Özendiğiniz kişinin de sizin gibi arkadaşları, ailesi ve evcil hayvanı olabilir. Bu durumda o kişinin neye sahip olduğuna bakmamanız gerekir; çünkü aynı şeylere sahip olsanız bile sizin sevdiğiniz kişilerle ve evcil hayvanınızla aranızda eşsiz bir ilişki vardır.
O yüzden spesifik özellikler üzerinden gitmenizde yarar var. Hayatınızda sevdiğiniz şeyler konusunda açık ve kesin olun. Bu, çalıştığınız işte Perşembe günü işi erken bitirip spor salonuna gitme fırsatına sahip olmak bile olabilir.
Şimdi karar zamanı geldi ve siz muhtemelen sol taraftaki listeye sağa göre çok daha fazla şey yazdınız. Şimdi kendinize sağ tarafa geçip başka bir hayata sahip olmak için sol taraftaki her şeyden vazgeçmeye hazır olup olmadığınızı sorun. Bu egzersiz size sahip olduğunuz her şeyin ne kadar değerli ve vazgeçilmez olduğunu gösterecektir.
Minnettarlık egzersizi
Kendinizi kıskanç hissetmenizin nedenlerinden biri hayatınıza hep iyi şeyleri almak istemeniz olabilir. Hayatta mutlu oldukça, iyi şeyler de hayatınıza girecektir. Mutluluk üzerine yapılan araştırmalar mutlu olmak için zengin, güçlü ve ünlü olmanın gerekmediğini ortaya çıkardı. Etrafınızda iyi şeylere dikkat ederek mutlu olmayı kolaylıkla tercih edebilirsimiz. Her akşam yatmadan önce kendinize şu soruları sorun:
1. Hayattan ne bekliyorum?
2. Hayatta kimlere değer veriyorum?
3. Kim beni destekliyor?
4. Hangi zevklerim beni özgür kılıyor?
5. Hayatta hangi avantajlara sahibim?
Toplum sizin net değerinizi mutlulukla eş olduğuna sizi inandırmıştır. Birçok insan hep daha fazlası için çabalıyor; fakat bunların hiçbiri kalıcı mutluluk getirmiyor. Bunlar hep değişikliğe tabi olan ve kalıcı olmayan uğraşlar oluyor. En önemlisi de, bu değerler sizin net değerinizden bağımsız olarak kazanabileceklerinizden oluşuyor. Şimdi kendinize sorun: Gerçekten beni ne mutlu ediyor? Para mı, mülk mü ya da ün mü? Yoksa bağımsızlık mı, huzur mu sakinlik mi? Mutluluk sahip olduğumuz nihai para birimidir ve hiçbir yasa yeteri kadar olmadığını söyleyemez.
Kaynak:
theunboundedspirit.com
tinybuddha.com
İlginizi çekebilecek diğer yazılar: