Empati, en basit haliyle başkalarının duygularını anlama yeteneği olarak tanımlanır. Ancak empat olmak, bundan daha fazlasıdır ve duyguları sadece anlamaya değil, onları üstlenmeye kadar uzanır. Özellikle zor ve stresli zamanlarda, bir empat olarak bazılarından daha fazla zorlandığınızı hissedebilir, daha fazla zorlayıcı duyguyla mücadele edebilirsiniz. Bununla birlikte, birçok insan bu tür bir yeteneğe sahip olduğunu düşünse de bilim, empatların gerçekten var olup olmadıkları konusunda ikiye bölünmüş durumda. Araştırmacıların beyinde “ayna nöronlar” adını verdikleri ve temas kurduğumuz kişilerin duygularını yansıtmamıza yardımcı olabilecek bir şey keşfettiklerini biliyoruz. Buradan hareketle, bazı insanların diğerlerinden daha fazla ayna nörona sahip olabileceği söylenebilir; bu da empatların gerçekten var olabileceğini düşündürüyor.
Empati ve empat nedir, açıkladıktan sonra konuya başka bir açıdan bakalım. Sizce empat olmak daha kolay veya avantajlı bir şey mi? Örneğin evinizde, başka bir ifadeyle kişisel enerji alanınızda, hayatınızda değer verdiğiniz başka birinin olması büyük bir nimettir. Bu insan bir arkadaş, çocuk, ebeveyn veya partner olabilir. Aynı evi paylaşırken bütün gün birbirinizi görürsünüz, birlikte bol zaman geçirirsiniz… Bu ilişkiler, hayatı değerli ve büyülü kılsa da bazı empatlar için özel zorluklara neden olabilir. Empatlar, diğerlerinin enerjilerini ve duygularını kendi sistemlerinde hissettikleri için karşılıklı bağımlılık veya iç içe geçme ile ilgili daha fazla sorun yaşayabilirler.
Hassas empatlar, bağımlı ilişkiler ve iç içe geçme
“Bağımlılık” kısaca artık bağımsız olmamanızdır, bu durumda artık güvenlik veya esenlik duygunuz, diğer kişi tarafından tanımlanır. Diğer kişi de böyle hissedene kadar, mutlu ya da huzurlu hissedememek, buna bir örnek olabilir.
“İç içe geçme” ise Amerikan Psikoloji Derneği tarafından “Tipik olarak aile üyeleri olan iki veya daha fazla kişinin, birbirlerinin faaliyetlerine ve ilişkilerine aşırı derecede dahil olduğu bir durum” olarak tanımlanır. İşte bu iki terim arasında bazı örtüşmeler olabilir.
Başkalarının duygularını hissedecek kadar duyarlı olduğunuzda, bununla, diğerlerinin duygularını yönetmeye çalışarak başa çıkmayı deneyebilirsiniz. Böylece, onların kendilerini iyi hissetmesini sağlayabilir, dolayısıyla siz de kendinizi iyi hissedebilirsiniz.
Bu kulağa basit bir düzeltme gibi gelse de gerçekte çok daha yorucudur. Hassas empatlar, bir başa çıkma stratejisi olarak, diğer insanların yaşamlarını ve duygularını, çoğu zaman farkına varmadan yönetmeye çalışabilirler.
Bir empat olarak kendi enerjinize nasıl bağlanabilir ve kendinize sağlıklı alan yaratabilirsiniz?
Başkalarının yaşamını düzenlemenin ve onları gözlemlemenin, empatik kişiler için bir başa çıkma stratejisi olduğunu ele aldık. Ancak burada, biriyle yakın ilişkide olan hassas bir empat için bir başka başa çıkma stratejisini ele alacağız: Kendi enerjinize bağlanmak. İşte onlarca duygunun içinde kendinize sağlıklı bir alan yaratmak için bazı öneriler.
1. Yaşamınızdaki birincil ilişkinin dışında da yakın ilişkilere sahip olmak
Cumartesi günü partneriniz başka bir şeyle uğraşırken bir arkadaşınızla öğle yemeği için buluşmak, çocuklarınız okuldayken sevdiğiniz bir eğitmenden yoga dersi almak veya oda arkadaşınız evde takılmanın tadını çıkarırken başka biriyle evin dışında plan yapmak; bu yardımcı stratejiye harika örneklerdir.
2. Diğer kişiyle paylaşmadığınız farklı ilgi alanları ve hobiler yaratmak
Örneğin, partneriniz doğa insanı değilse ondan bağımsız olarak bir grupla doğa yürüyüşüne çıkmak için zaman ayırabilirsiniz. Veya oda arkadaşınız maneviyattan çok hoşlanmasa bile siz yatak odanızda kendiniz için bir niyet köşesi oluşturabilirsiniz.
3. Doğal tarzınızı belirlemek ve benimsemek
Diyelim ki, en iyi arkadaşınız sizin sevdiğiniz bu bohem giyim tarzını sevmiyor, çocuğunuz çok yüksek sesle güldüğünüzü düşünüyor ya da oda arkadaşınız Hint yemeklerinden nefret ediyor. Tüm bunlara rağmen başkalarıyla saygı ve nezaket içinde bir ilişki içinde olmanın yollarını bulabilirsiniz. Elbette kendiniz olmaktan vazgeçmeyerek. Bunu yapmak, yani otantik benliğimize izin vermek, iç içe geçmeyi önlemeye yardımcı olur.
4. İnsanların farklılıklarını takdir etmek
Hepimiz kocaman bir yapbozun eşsiz parçalarıyız. Bazen dehanız, sizinle ilgili olan benzersiz veya farklı şeylere bağlıdır. Başkalarıyla uyumlu olmak, uzlaşmak ve esnek olmak güzel şeyler olsa da böylesine homojen bir toplum, o kadar da sağlıklı olmayabilir. Bu yüzden kendinizinkinin yanı sıra, diğer insanların tuhaflıklarını ve benzersizliklerini de kutlamaya ve kucaklamaya çalışın.
5. Zamanın testinden geçmiş yönlerinizle temasa geçmek
Çocukken sevdiğiniz ve hala dinlerken mutlu hissettiğiniz bir şarkıcı var mı? Ya da belki fantastik romanlar okumak, fıkra anlatmak, oyun oynamak, maraton koşmak gibi kendinizi bildiniz bileli hayatınızın bir parçası olan tutkularınız vardır. İşte bunlardan asla vazgeçmeyin. Gerçek doğanızı ortaya çıkaran parçalarınızla daima bağlantıda kalın.
6. Boşluğa ve yalnız zamana izin vermek
Hayatınızdaki insanların bazen, hassas bir kişi olarak, o ilişkiden uzaklaşmaya veya yalnız kalmaya ihtiyacınız olduğunu anlamaları çok önemlidir. Bu, yakın ilişki içinde olan tüm insanlar için gereklidir, özellikle de empatlar için yararlı olabilir. Bu nedenle, siz de başkalarına aynı alanı tanıyın. Birbirinize, yalnız zaman istemenin diğer kişiye daha az değer vermek veya onu daha az sevmek anlamına gelmediğini söyleyin.
Bağımlılık ve iç içe geçmek oldukça karmaşık konulardır ve çocukluk döneminden itibaren bir başa çıkma stratejisi olarak bile geliştirilebilir. Eğer bunun sizin için sorun olduğunu düşünüyorsanız, yanlış bir şey yapmadığınızı bilin. Destek grupları, danışmanlık ve uzmanların kitapları aracılığıyla yardım almak, yakın ilişkilerinizi düzenlemeniz için size daha sağlıklı araçlar sağlamada inanılmaz derecede yararlı olabilirler.
“Nereden başlayacağım?”
- Kendi enerjinize bağlanmak, karmaşık olmak zorunda değildir. Bunun için uzun süre meditasyon yapmak, mükemmel bir kristali tutmak veya özel bir mantrayı tekrarlamak zorunda değilsiniz. Sadece yaşamınızdaki birincil ilişkinin dışında, sevdiğiniz bir şeyi yaparak başlayabilirsiniz.
- Yaşamınızdaki en yakın ilişkilerin dışında, kimliğinizi sağlıklı bir şekilde tanımlamanıza yardımcı olan şeylerle bağlantı kurun. Örneğin en yakın ilişkiniz partnerinizle olabilir. Yine de kimliğinizin “partner” olmakla hiçbir ilgisi olmayan yönleri var, değil mi? Siz aynı zamanda bir kız kardeş, bir yazar, bir arkadaş ve çocukluğunuzdan beri Sezen Aksu dinlemeyi seven birisiniz.
- Sevdiğiniz ama yakın ilişkide olduğunuz kişinin hoşlanmadığı etkinlikleri ve yerleri tespit edin. Belirli restoranlarda yemek yemeyi, belirli kitapçıları gezmeyi, belirli kafelerde yazmayı, belirli yoga stüdyolarında esnemeyi ve belirli parklarda yürümeyi seviyor olabilirsiniz. Ve tabii tüm bunları, partneriniz sevmiyor olabilir. Onun ilgilenmediği yerlerde vakit geçirmeye veya aktiviteleri yapmaya öncelik verin.
- Kendinize, ilişki içinde olmanın çoğunlukla dağınık ve kusurlu olduğunu hatırlatın. Hiçbirimiz bunu “doğru” yapmıyoruz veya her zaman sağlıklı tutamıyoruz. Ayrıca, her ilişki çok farklı ve doğrusu, yanlışı değişken. Elbette birisi size bağımsız olmanın ya da ondan ayrı zaman geçirmenin doğru olmadığını hissettiriyorsa, yardım ve destek almanın önemini unutmayın.
Kaynaklar: mindbodygreen, verywellmind
İlginizi çekebilir: Dengeli empatinin incelikleri: Fazla empati bize zarar verebilir mi?