X

Başarıya dair: Liderler sevilmese de olur mu?

Geçen gün saydığım bir büyüğümle kahve içiyorduk. “Yirmi yıllık profesyonel çalışma hayatında çalıştığın şirketlerde en çok hangi liderlerden etkilendin” diye sordu bana? “Kurumsal şirketlerden olmak zorunda mı?” diye sordum. “Evet” diye cevap verdi. Tek tek çalıştığım şirketleri gözümün önünden geçirdim. Birlikte çalıştığım yöneticileri düşündüm. Bunca yılda elbette ki harika insanlarla çalışmıştım. Ancak etkilenmek, ilham almak ve hatırda kalıcı olmak denilince iş değişiyordu.

Liderlik büyük bir kelime. Siyah kalemle yazılmış, kalın puntolu. Bu kelimenin arkasında çok şey yatıyor. Üzerine yazılmış çizilmiş dünya kadar kitap var, makale var. Liderleri geliştirmek artık milyon dolarlık bir endüstri haline geldi. Dünyanın en iyi okullarının liderlik gelişim programları var ve şirketler yönetim takımlarını geliştirmek için tonla para harcıyorlar.

Bir liderden etkilenmemizi sağlayan, yıllar sonra onları hatırlamamızı sağlayan şeyler neydi acaba diye düşündüm. Aklıma gelen birkaç ismin ortak özellikleri neydi? “Çok basit” dedim kendi kendime. Fazla karmaşık düşünmeye hiç gerek yok. Sevilmeleri. Evet bu kadar basit işte. Hatırımda kalan liderlerin ilk aklıma gelen ortak özelliği buydu. Sevilen insan olmalarıydı. Sevilmek. Sevilen biri olmak. Ne kadar basit geliyor kulağa değil mi? Aslında daha parlak bir kelime, bir sıfat beklerdik belki de liderliği tanımlayıcı. Ama başlangıç olarak bu kadar basit aslında. Çalışanlarla, eş dostlarımla yaptığımız sohbetlerden çıkan sonuç da buydu. Liderlik okullarında bunu öğretiyorlar mı merak ediyorum. Benim gittiklerimde maalesef yoktu.

Okuduğum bir araştırma sonucuna göre yetişkinler için popülerlik ve sosyal olarak kabul görmenin en önemli belirleyicisi, zenginlik, statü ya da fiziksel çekicilikten çok grup içinde sevilen biri olmaktı. Oysa ki sosyal medyaya ve kitapçılara bakacak olursak hep nasıl daha güzel olunur, nasıl daha zengin olunur, nasıl daha etkili bir lider olunur konulu milyonlarca içeriğe rastlıyoruz. İş arkadaşlarımla yaptığım sohbetlerde aklımızda kalan ve ortak olarak sevdiğimiz liderlerin en önemli özelliklerinden biri karşılaştığımızda samimi bir şekilde sevgilerini göstermeleriydi. Yoğun bile olsalar, koşturuyor bile olsalar koridorda, asansörde, yemekhanede mutlaka göz kontağı kurup samimi bir şekilde hal hatır sormalarıydı. Yapmacık olmadan. Sevilen insanların en önemli özelliklerinden birisi bu. Sevdiklerini karşılarındakine samimi bir şekilde, reddedilme korkusu olmadan göstermeleri. Karşısındakine değer vermeleri. Kim olursa olsun. Ne yazık ki hiç göz göze gelmeyen, selam vermeyen, hatta aynı asansöre bile binmemize izin verilmeyen yöneticiler gördük bu hayatta. Elbette ki onların ilham verici olarak hatırlanmamasını çok doğal karşılamak lazım. İnsan denen varlık böyle çalışıyor işte. Sevdiğimiz insanlarla iş yapmak istiyoruz, sevdiğimiz insanlarla vakit geçirmeyi tercih ediyoruz.

Liderlikten de öte sevilmek bu hayatta en çok ihtiyacımız olan şeylerden biri değil mi? Sevilen biri olmak inanın bana “olsa iyi olur” dediğimiz bir özellikten öte “olması şart” bir özellik. İnsanlık bir arada olduğu ve birbiriyle etkileşim içinde olduğu müddetçe bu geçerli olacak. Sizce de artık hayatta kendi kendimize yetebileceğimiz bireyler olduğumuz masalını bir kenara bırakma zamanı gelmedi mi? “Evrende her şey birbiriyle ilişki içindedir ve var olmalarının dayanağı da budur” demiş Margaret Wheatley. Hiçbir şeyin tek başına var olmasının yolu yoktur. Liderlere gelince. Kapıları kapalı, iletişimsiz, göz kontağı bile kurmayan, selam vermeyen liderlerin devri çoktan geçti. İşler, şirketler, projeler hepsi gelip geçiyor. Şu kubbede hoş seda bırakanlar hatırlanıyor. Sizce de öyle değil mi?

 

İlginizi çekebilir: Elinizi uzatmaktan korkmayın: Başarılı olmak kimseyi tek başına muhteşem yapmaz

Özlem Sökmen: Koşucu, anne, sokak hayvanı aşığı, eğitmene dönüşmüş ex İnsan Kaynakları insanı. TED Ankara Koleji ve Hacettepe Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu. Unilever, Turkcell, Lafarge, BC ve Arçelik gibi birçok çok uluslu şirketin İnsan Kaynakları departmanında 20 yıl boyunca yerel, bölgesel ve global düzeyde yönetsel kadrolarda görev aldı. Kurumsal hayata en büyük hayali olan “iş hayatına yeni atılanlara profesyonel hayatı ‘hack’lemeyi öğretme aşkıyla” veda etti. Personal Best isimli şirketin kurucusu ve aynı isimli eğitimin yaratıcısı. 2016’da 3 adet uluslararası maraton koşmuş olan Özlem, 15 yaşında bir kız ve sokaktan sahiplenilmiş iki kedi ve iki köpek annesi. İşi, kızı ve sevdikleriyle geçirdiği zamandan arta kalan her anını ormanda, koşu pistlerinde geçiriyor ve genel olarak güzel yemekler, güzel şaraplar ve güzel tatiller için yaşıyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale