X

Başarısız olmuş mental sağlık girişimleri

Wellness sektörünün parlayan yıldızı olan zihinsel sağlık alanı, bünyesine kattığı farklı girişimlerle gündeme geliyor. Bazı mental sağlık startupları parlak bir geleceğe sahip olduğunu gösterirken bazıları aynı performansı sergileyemiyor. Pazar dinamiklerinin acımasızlığı karşısında zihinsel sağlığa odaklanan pek çok girişim yolunu kaybediyor. Bazen girişimlerin stratejik hataları bazen de finansal zorluklar onların yitip gitmesine neden oluyor. Bu yazımızda, bir zamanlar popüler olup da çeşitli nedenler sonucunda sektöre tutunamayan beş tane mental sağlık girişimini derinlemesine inceliyoruz.

Mindstrong

2014’te kurulan Mindstrong, bakım, veri ve teknolojyi bir araya getiren bir girişimdi. Bu girişim, zihinsel sağlığa hitap eden dijital bir platform geliştirdi. Bu platform, kullanıcıların günlük hayatlarında daha iyi bir performans sergilemeleri ve kendilerini daha iyi hissetmeleri için bir kapı araladı. Hem çok ciddi gözükmeyen vakalara hem de ağır psikolojik durumlara hitap eden platform, binden fazla kişiye yardımcı oldu.

Mindstrong, temelde insanlara psikolojik açıdan sanal bir şekilde destek vererek toplam bakım maliyetlerini düşürmeyi hedefliyordu. Girişim, bünyesindeki 170’ten fazla çalışanla bu hedefi dikkat çekici bir platform geliştirerek somutlaştırdı. Girişimin geliştirdiği platform, makine öğrenme teknolojisini kullanarak insanların herhangi bir psikolojik rahatsızlığı olup olmadığını tespit ediyordu. Bu tespit sürecinde kullanıcıların akıllı telefonlarını kullanma şekilleri baz alınıyordu. İnsanların telefonlarıyla aralarındaki ilişkiyi analiz eden platform, bu analiz doğrultusunda bireylerin sahip olduğu veya yakalanma riski taşıdığı psikolojik durumları onlara bildiriyordu. Bu bildiri, beraberinde psikolog ve psikiyatrist gibi profesyonel bir uzmana zaman kaybetmeden danışma önerisini de getiriyordu. Girişim, bu platformla alanında uzman kişilerin ve hastaların ilk muayeneyle vakit kaybetmelerini engellediğini vurguluyordu. Girişimin ortak kurucularından biri olan Paul Dagum, bilişsel gerileme, depresyon ve kaygı bozukluğu tanılarını uygun klinik testlerle sunduklarını platform ün kazanmaya başladığı zaman ifade etti. Her ne kadar Dagum çeşitli pilot çalışmalarla ve araştırmalarla platformun güvenilirliğini gözler önüne sermeye çalışmış olsa da pek çok sağlık profesyoneli bir mobil uygulamayla tanı konulamayacağını o dönemde vurguladı.

Seri C finansmana kadar yükselen Mindstrong, 5 tane yatırım turu düzenledi ve 2022’deki son yatırım turuyla toplam fon miktarını 160.2 milyon dolara ulaştırdı. Her ne kadar bu girişim Amazon’un kurucusu Jeff Bezos gibi ünlü isimlerden yatırım almış olsa da 2023’ün Şubat ayında klinik hizmetlerini durduracağını duyurdu. Ayrıca, bu dönemde üst düzey yöneticiler de dahil 100’den fazla çalışan işten çıkartıldı. Girişim, bu adımlardan sonra teknolojik varlıklarını zihinsel sağlığa odaklanan SonderMind isimli şirkete sattı. Bununla birlikte, girişimin bazı çalışanları da SonderMind çatısı altında toplandı. Mindstrong, dijital sağlık pazarındaki rekabet, makroekonomik zorluklar ve finansman yavaşlaması sonucunda geçen sene faaliyetlerine son verdi.

Lantern

2012 kuruluşlu Lantern, zihinsel sağlığı için bakıma erişimi zor veya pahalı olan kişilere hitap eden bir girişimdi. Bu girişim, sağlık profesyonellerini, teknoloji uzmanlarını ve araştırmacıları içeren donanımlı ekibiyle bilişsel davranışçı terapiye bağlı kaldı. İnsanların duygusal benliklerini güçlendirmeyi amaçlayan girişim, bütüncül bir bakış açısıyla kullanıcıya göre özelleştirilmiş terapi hizmetleri sunmaya başladı. Bu hizmetler için çeşitli web tabanlı ve mobil uygulamalar geliştiren girişim, ürünleriyle anksiyeteye, depresyona ve aşırı strese sahip kişilere odaklandı.

Yaygın mental problemlerin semptomlarını hafifletmeyi hedefleyen Lantern, ürünlerinde çevrim içi eğitim programlarına ve profesyonel koçluk hizmetlerine yer veriyordu. Bu yazılımları kullanan bireyler, programlarda kendi hızlarına göre ilerleme sergileyebiliyorlardı. Ayrıca, kullanıcılar durumlarıyla ilgili lisanslı terapistlerden geri bildirim alarak kişisel gelişimlerini etkili bir şekilde takip edebiliyorlardı.

En son Seri A finansmanda yer alan Lantern, düzenlediği 3 yatırım turuyla toplam fon miktarını 21.4 milyon dolara ulaştırdı. Girişim, Rock Health Capital ve Mayfield Fund gibi önemli risk sermayesi şirketlerinden yatırım aldı. Girişimin modeli zihinsel sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırsa da yeterli yatırım toplanamaması girişimin sonunu getirdi. Buna ek olarak, girişimin geliştirdiği uygulamaların geniş çaplı kullanıcı kabulü sağlayamaması da sürdürülebilir bir iş modelinin oluşturulmasının önüne geçti. Temelde finansal ve operasyonel zorluklarla karşılaşan Lantern, 2018 yılının Temmuz ayında faaliyetlerine son verdi.

Ahead

2019’da kurulan Ahead, sağlıklı bir hayat tarzını benimsemek isteyen insanlara hitap eden bir girişimdi. Abe Health ismiyle de bilinen bu girişim, abonelik sistemine dayanan hizmetler geliştirdi. Bu telesağlık hizmetleri, kısaltması ADHD olan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda ilaç yönetimi için tasarlandı. ADHD’ye ek olarak, depresyon ve anksiyete gibi sıkça rastlanan psikolojik rahatsızlıklar da girişim tarafından göz önünde bulunduruldu.

Ahead, zihinsel sağlığı modernize etme amacıyla klinik tedavi uzmanlarının gücüyle teknoloji dünyasını bir araya getiriyordu. Girişim, sunduğu telesağlık hizmetlerini yüz yüze ziyaretlerle de destekliyordu. Bir başka deyişle, girişimin dijital platformu sayesinde çeşitli psikolojik rahatsızlıklardan muzdarip bireyler sağlık profesyonelleriyle hem çevrim içi hem de yüz yüze görüşmeler gerçekleştirebiliyorlardı. Sağlık hizmeti sağlayıcılarını tam zamanlı olarak istihdam eden girişim, temelde hastalarla psikiyatristler arasındaki ilişkiyi sağlamlaştırıyordu. Bununla birlikte, ilaç tedavisi gerektiren durumlar için de girişim tarafından önemli adımlar atılıyordu. Örneğin, girişim eczacılık sektöründe yer alan Truepill’le iş birliği yaparak entegre bir ilaç teslimat hizmeti geliştirdi.

Ahead, 2020’de Truepill’in de dahil olduğu yatırım turuyla toplam fon miktarını 9 milyon dolara ulaştırdı. COVID-19 pandemisiyle dijital sağlık hizmetlerine talep artmış olsa da bu girişim iş modelini sürdürmekte zorluk çekti. Girişimin fiziksel kliniklerle telesağlık hizmetlerini bir arada yürütmeye çalışması iş modelini negatif bir şekilde etkiledi. Ayrıca, girişim yeteri kadar nitelikli ve empati yeteneği gelişmiş sağlık personellerine ulaşmakta da zorluk çekti. Ahead, büyüme talebini karşılayacak kadar hızlı genişleyemedi ve 2022’de operasyonlarına son verdi.

Kopely

2019 kuruluşlu Kopely, güç ve kondisyon antrenörü olan Andrew Laux tarafından yaratıldı. Laux, spor alanındaki deneyimiyle üniversitedeki psikoloji eğitimini birleştirerek danışanlarının fiziksel performansını etkileyen önemli durumlardan birinin stres olduğunu vurguladı. Bu vurguyla, Kopely isimli girişim hayata geçirildi.

Kopely, stres yönetimini geliştiren bir uygulama tasarlamayı amaçlıyordu. Laux, bu amaç için uygulama geliştirme konusunda deneyimli bir şirketle partnerlik kurdu. 2019’un sonlarına doğru kurulan bu partnerlik altında bahsi geçen şirket birkaç ay boyunca Kopely uygulamasını geliştirmek için çaba sarf etti. Bu birkaç ay içinde aynı zamanda potansiyel kullanıcı tabanının oluşturulması için SEO ve pazarlama stratejilerine odaklanıldı. Kopely’nin başlangıçtaki pazarlama çabaları başarılı sonuçlar verdi ve stres düzeyini azaltmak isteyen insanlara ulaşıldı. Her ne kadar uygulama geliştirme planı yapılmış ve potansiyel kullanıcılara ulaşılmış olsa da girişimin uygulaması hiçbir zaman piyasaya sürülemedi.

COVID-19 pandemisinin azizliğine uğrayan Kopely, bu uzun soluklu salgın sürecinden ötürü finansal zorluklar yaşadı. Ayrıca, girişimin kurucusunun diğer geliştiricilere ve şirketlere bağlı olması da girişimin sona yaklaşmasını hızlandırdı; girişimin anlaştığı geliştirici şirket, pandemi döneminde çeşitli finansal sıkıntılarla karşılaşarak bu projeden çekildi. Hem geliştiricinin kaybedilmesi hem de girişimin herhangi bir gelir ve yatırım elde edememesi sonucunda Kopely’nin operasyonlarına 2020’de son verildi.

BusyMind

2014’te kurulan BusyMind, nefes pratiklerinin zihinsel sağlığı iyileştirdiğini vurgulayan bir girişimdi. Bu girişim, temel nefes alma ve gözlem egzersizleri konusunda rehber görevi gören basit bir uygulama geliştirdi. İki çocuk babası olan Kevin Lamping’in kurduğu BusyMind, insanlara farkındalık kazandırmayı amaçladı.

Lamping, girişimi kurmadan bir süre önce farkındalık meditasyonunu öğreniyordu ve bu meditasyon için yeteri kadar kaliteli kaynak olmadığını fark etti. Bu kaynak eksikliğinin önüne geçmek için de aklındaki farkındalık meditasyonuna dayalı uygulamayı geliştirmeye başladı. Yaklaşık bir ay gibi bir süre içinde bu uygulama geliştirildi. Uygulama, temelde zihnini kontrol etmek ve nefes alışverişi konusunda kendisini geliştirmek isteyen kullanıcılara hitap ediyordu. Girişimin kurucusu, meditasyonla ilgili blog yazıları paylaşarak ve bu uygulamayla ilgilenebilecek kişilere e mail atarak potansiyel kullanıcı tabanını oluşturdu. Her ne kadar Lamping insanların ilgisini çekmeyi başarmış olsa da BusyMind istediği gibi ilerleyemedi.

Yatırımcılara ulaşmakta zorluk çeken girişim, aynı zamanda yavaş büyüme problemiyle de karşılaştı. Ayrıca, girişimin kurucusu projeye yeteri kadar vakit de ayıramadı. Gelişiminden sonra otomatik pilota alınan BusyMind uygulaması, sadece 5 tane kullanıcı tarafından ücret ödenerek satın alındı. Her ne kadar kurucu meditasyon pazarıyla ilgili bir sıkıntı yaşamadığını düşünse de bu sorunlar yüzünden girişim 2014’te faaliyetlerine son verdi.

Kaynak: Mobi Health News, Behavioral Health Business, Failory, MedCity News, CB Insights, Crunchbase

İlginizi çekebilir: Başarısız olmuş sağlık startupları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.



5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş

Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.



Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.



Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.

Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale