X

Başarısız olmuş sağlık startupları

Wellness sektöründe inovasyonun sınırlarını genişleten pek çok startup, sağlıklı yaşamın zenginliğini ve çeşitliliğini keşfetme amacıyla ortaya çıkıyor. Her ne kadar girişimler böylesine değerli bir amaçla yola çıksa da bazıları, sektörün ve marketin acımasız gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalıyor. Sektördeki dinamiklerin sürekli evrim geçirmesi sonucunda ciddi bir çıkış yaşadıktan sonra başarısızlığa sürüklenen girişimlerin hikayelerine sık sık rastlıyoruz. Biz de bu yazımızda, gelecek vadeden yeni girişimler için değerli iç görüler sunacak, başarısız olmuş dört sağlık girişiminin hikayesini incelemek istedik.

Sağlık girişimlerinin potansiyel başarısız olma nedenleri

Yapılan son araştırmalara göre, girişimlerin %90’ı çeşitli sebepler yüzünden başarısızlığa sürükleniyor. Sağlıktan oyun sektörüne kadar hemen hemen her sektörde birinci yılını dolduran girişimlerde ortalama başarısızlık oranının %10 olduğu belirtiliyor. İkinci ve beşinci yılları arasında bulunan girişimlerin %70’inin de başarısız olma ihtimalinin yüksek olduğu vurgulanıyor. Şimdi, bu istatistiklere sağlık sektörü üzerinden odaklanarak girişimlerin başarısız olmasına yol açabilen nedenleri açıklamak istiyoruz.

Pazar ihtiyacını doğru tespit edememek, sağlık girişimlerinin negatif hikayelere sahip olmasına yol açıyor. Pek çok girişim, potansiyel kullanıcıların ihtiyaçlarını tespit etmekte ve bu ihtiyaçlara yönelik çözümler geliştirmekte sıkıntı yaşıyor. Bu durum da genellikle düzgün bir pazar araştırması yürütülmemesine ve hedef kitlenin doğru belirlenememesine dayanıyor.

Girişimlerin hedefleri doğrultusunda ilerleyebilmesi için bir noktaya kadar düzenli olarak yatırım alması gerekiyor. Alınan yatırımların düzgün bir şekilde yönetilememesi de girişimlerin başarısız olmasına yol açıyor. Pek çok girişim, ya yanlış bütçe yöntemi ya da yeterli finansman sağlayamama yüzünden sağlık pazarından siliniyor. Bu yüzden, yüksek yanma oranının ve çeşitli finansman sorunlarının girişim stratejisinin belirlenmesinden önce göz önünde bulundurulması gerekiyor.

Sağlık sektörü, sıkı düzenlemelere tabi olduğu için düzenleyici ve yasal zorluklar bazı girişimlerin yollarına devam edememesine yol açabiliyor. Bu zorlukların başında da piyasa öncesi alınması gereken izinler ve karmaşık yasalar yer alıyor. Buna ek olarak, yanlış teknoloji seçimi, yetersiz ürün geliştirme süreçleri ve gerekli uzmanlığa sahip olmayan ekip üyeleri ve liderler de sektördeki girişimlerin başarısızlığa uğramasına neden olabiliyor.

Başarısızlık yaşamış dört sağlık girişimi

Yukarıda bahsettiğimiz yaygın başarısızlık sebeplerini sergileyen dört tane sağlık girişimine odaklanarak bu sebepleri sizler için somutlaştırdık:

Theranos

Elizabeth Holmes, 2003 yılında 19 yaşındayken sağlık teknolojisi alanında devrim yaratma hedefiyle Theranos’u kurdu. Bu girişim, hastaların vücutta daha az delik açacak yöntemlerle ve daha ucuza kan testi yaptırmasına odaklandı.

Edison isimli bir cihaz tanıtan girişim, birkaç damla kanın kullanılmasıyla yüzlerce test yapabildiğini öne sürdü. Kısa bir sürede popülaritesini artıran girişim, 10 tane yatırım turu düzenledi ve zaman içinde toplam fon miktarını 1.4 milyar dolara çıkarttı. Yatırımlara ek olarak, girişimin Walgreens gibi büyük perakende zincirleriyle ortalıklar kurduğu açıklandı.

Theranos çok başarılı bir şekilde sektördeki yoluna devam ederken girişimin kan testleriyle ilgili iddialarının gerçek olmadığı kanıtlandı. The Wall Street Journal’da 2015 yılında çıkan bir haberde girişimin geliştirdiği teknolojinin belirtildiği kadar başarılı olmadığı ve test sonuçlarının doğruluğunun düşük olduğu açıklandı. Bu haberden sonra, ABD Sağlık Bakanlığı’na bağlı FDA ve diğer düzenleyici kurumlar Theranos’u araştırmaya başladı. Bu araştırma aracılığıyla girişimin öne sürdüklerinin yanlış ve abartılı olduğu kamuoyuyla paylaşıldı.

Güvenilir olmayan test sonuçları ve sektörün çeşitli kurallarına uymama sonucunda başarısızlığa uğrayan Theranos, hukuki suçlamalarla da karşı karşıya geldi. 2018’de faaliyetlerine son veren girişimin kurucusu Elizabeth Holmes vee ski Başkan Sunny Balwani bu yılda dolandırıcılık ve komplo kurma gibi farklı durumlarla suçlandı. Holmes, 2022’nin Ocak ayında dört suçtan suçlu bulundu ve 11 yıllık bir hapis cezasına çarptırıldı. Balwani de 2022’nin Temmuz ayında 12 suçlama yüzünden 12 yıllık bir hapis cezası aldı. Bilimsel bir temelin oluşturulmaması ve etik iş uygulamalarının göz önünde bulundurulmaması sonucunda Theranos’un sektördeki yolculuğu sonlandı.

ReVision Optics

ReVision Optics, 1996 yılında presbiyopi olarak bilinen yaşlanmaya bağlı yakını görme bozukluğu tedavisine katkı sağlamak amacıyla kuruldu. Girişim, bu amaç için Raindrop Near Vision Inlay isimli bir kornea içi lens geliştirdi. 2016’da FDA tarafından onaylanan bu küçük ve saydam lens, gözün korneasına yerleştirilerek yakın görüşü iyileştirmesi için tasarlandı.

Tasarladığı göz teknolojisiyle öne çıkan ReVision Optics, 10 tane yatırım turuna çıkarak toplam fon miktarını 194.9 milyon dolara ulaştırdı. Her ne kadar girişim belirli aralıklarla beşten fazla kez yatırım almış olsa da işler yeterince hızlı büyümedi. Pozitif nakit akışına ulaşmak için ek sermayeye ihtiyaç duyan girişim, yeteri kadar kullanıcıya ulaşamadı. Bunun sonucunda da yatırımcılardan gelen ek yatırımlar kesildi. Girişimin CEO’su John Kilcoyne presbiyopi segmentinin çok zorlu olduğunu belirtti ve girişimin faaliyetlerine 2018’de son verildi.

ReVision Optics, presbiyopi tedavisinde önemli bir yeniliğe imza atmış olsa da başlangıçtaki potansiyelini sürdüremedi. Bu başarısızlık hikayesinin altında temelde pazar araştırmasının yeteri kadar iyi yürütülmemesi ve sürdürülebilir bir iş modeli oluşturulmaması yatıyor.

Call9

2015 kuruluşlu Call9, kurulduğu andan itibaren acil durumlarda doktorlarıyla iletişim kurmak isteyen hastalara odaklandı. Bu şirket, başta evde bakım hizmeti alan hastalar olmak üzere tüm hastalar için bir tele sağlık hizmeti geliştirdi. Bu hizmet, hastaların çeşitli tıbbı ekipmanlar ve mobil cihazlar aracılığıyla doktorlarına ulaşmasını sağlıyordu. Hastaların evlerinden çıkmadan rahat bir şekilde sağlık profesyonellerine hızlıca ulaşması için bir kapı aralayan Call9, temelde acil servis ziyaretlerini azaltmayı amaçlıyordu.

Call9, 3 tane yatırım turuna çıkarak toplam fon miktarını 34 milyon dolara ulaştırdı. Her ne kadar girişim belirli yatırımlar almış olsa da girişimin bütçesi sektörde ilerlemeye yetmedi. Girişimin kısa sürede tatmin edici sonuçlar ortaya koyamaması, yatırımcıların girişimden uzaklaşmasına yol açtı. Ayrıca, girişimin iş modeli de başarısızlık kapısını aralayan bir yapıya sahipti. Call9’un hizmetinden yararlanan hastalar, aldıkları doktor hizmetlerinde hissettikleri memnuniyete göre ödeme yapıyordu. Değer odaklı bakım yaklaşımını altyapı haline getiren bu model, ABD’nin geleneksel ücret karşılığı hizmet yapısına uyum sağlayamadı.

Bir noktaya kadar hastane transferlerini ve yatışlarını azaltan Call9, 2019’da sürdürülebilir bir iş modeli geliştiremediği ve yeteri kadar yatırım alamadığı için başarısızlığa sürüklendi. Girişim, hasta bakımını iyileştirmeye odaklanmak yerine içerik yönetim sistemi (CMS) gerekliliklerine daha çok kaynak ve zaman harcadı. Ne yazık ki, bu durum da kaçınılmaz son zeminine destek çıktı.

Raze Therapeutics

2014’te kurulan Raze Therapeutics, kanser tedavisi için yeni bir ilaç sınıfı geliştirmeyi hedefleyerek yola çıktı. Atlas Venture’ın tohum finansman stratejisi olarak kurulan bu biyoteknoloji girişimi, yeni ilaçlar ve terapötik varlıklar keşfetmeye odaklandı.

Seri A finansman turuna 2014 yılında çıkan Raze Therapeutics, MPM Capital, Partners Innovation Fund, M Ventures, Novartis ve Astellas Venture Management gibi önemli yatırımcılardan yatırım aldı. Toplam fon miktarını 24 milyon dolara ulaştıran girişim, önemli yatırımcılara ulaşarak umut verici bir konuma yükseldi. Her ne kadar girişim başarılı bir çıkış yaşasa da bazı sebepler yüzünden 2017 yılında faaliyetlerini durdurma kararı aldı. Bu sebeplerin başında kanser metabolizma biyolojisinin karmaşık yapısı bulunuyordu. Yatırımcılar, bu karmaşıklığa düzenli bir yatırım yapmanın mantıklı olmadığını düşünür hale geldi. Ayrıca, girişimin geliştirmeye çalıştığı ilaç teknolojisinin devam ettirilmesi de oldukça zordu.

Yeteri kadar yatırımın elde edilememesi ve temel bilimsel ve teknolojik zorluklar Raze Therapeutics’i başarısızlığa sürükledi. Girişimin başarısızlık hikayesi, biyoteknoloji alanındaki girişimlerin karşılaşabileceği genel riskleri somutlaştırıyor.

İlginizi çekebilir: Wellbeing teknolojileri hayatımızı nasıl etkiliyor?

Kaynak: Exploding Topics, Twenty Ideas, Health Tech World, Business Insider, Failory, Crunchbase

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale