“Niyet ve Arzu Yasası: Her niyet ve arzunun özünde onu gerçekleştirebilecek bir mekanizma vardır. Niyet ve arzunun alanında sonsuz bir düzenleme gücü vardır. Verimli toprağına bir niyet ektiğimizde, bu sonsuz düzenleme gücü bizim için çalışmaya başlar.”
Deepak Chopra
Niyet etmek. Çok sıradan bir kelimeymiş gibi “niyetlerim” deriz. Peki gerçekten bu kadar basit midir? Niyetlerimizin gücü böyle söyleyip bir kenara atılabilecek kadar önemsiz midir? Niyet olarak bir kez kalbimizden geçenler bu evrende nasıl yankılanmaktadır? Bugün bu yazımda sizlerle birlikte başarının spiritüel yasalarını incelerken bu benim için kişisel olarak “en önemli” yasa olan beşinci yasaya, niyet ve arzularımızın gücüne biraz daha yakından bakalım istiyorum…
Burada bahsetmekte olduğumuz öyle bir isteyip ertesi gün istemediğimiz, gelir geçer dilekler değildir. Burada geçen niyet, burada geçen arzu, gerçekten kalbimizi yerinden oynatan, bize heyecan veren, olmasını, hayatımızda tezahür etmesini gerçekten istediğimiz dileklerimizdir. Neden önemlidir dilemek, istemek, niyet etmek? Şimdi gelin sizlerle biraz daha derin bir yolculuğa çıkalım…
Örneğin bir nehirin kıyısına geldik. “Niyetimiz” karşıya geçmek. Diğer tarafı çok merak ediyoruz, oraya geçsek neler yaparız bir bir hayal ediyoruz. Fakat nehir geniş, bizim karşıya yüzebilecek cesaretimiz yok… Bir gün geçiyor, iki gün geçiyor, sürekli düşüncelerdeyiz, ne yapsak da karşıya geçsek? Nasıl olsa da o karşı kıyıları bir görebilsek? Sonra bir fikir geliyor aklımıza, başlıyoruz çalışmaya. Çünkü niyetimiz bizi “rahat bırakmıyor”… Çünkü niyetimiz o kadar güçlü ki geceleri bizi uyutmuyor… Çünkü kalbimiz o kadar derinden, hızlı hızlı atıyor ki, olmazsa olmazımız oluyor…
Salımızı yapmaya başlıyoruz. Evet, yağmur yağıyor, evet, zorluklar çıkıyor, evet, sıkıntılar oluyor, fakat işte bir gün geliyor, hazırlıklarımız tamamlanıyor. Ve bu arada öyle tesadüfler oluyor ki tam aradığımız odunları bulabiliyoruz. Tam aradığımız malzemeler doğanın eliyle yolumuza seriliyor. Çünkü niyetimiz her daim bizimle olmak üzere orada bekliyor. Ve bir gün karşıya geçiyoruz, o toprağa adım atıyoruz. Yollarımızın açıldığına, niyetimizi gerçeğe dönüştürmeye, orada bulunmaya şükür ediyoruz. İşte ancak arzu, gerçek arzu ve gerçek niyet bize hayatın kapılarını böyle bir alçakgönüllülükle açabilir…
Dünya üzerinde otuzuncu yaşıma gireceğim dönemde o güne kadar görmeyi istediğim canım Buenos Aires şehrine beş dakikada karar vererek aldığım uçak bileti, sonra kimseyi dinlemeden Güney Amerika’da on gün içinde gezdiğim üç ülke ve üç muhteşem şehir, tek başıma bu kadar uzağa ve yine bir an bile düşünmeden gidebilmek gücü… Bunlar hep niyet, bunlar hep arzu, bunlar hep açılan yollar…
Başarı, evet bizim elimizdedir, evren bizlere vermek üzere, getirmek üzere, paylaşmak üzere donatılmıştır. Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız bakın isterim; kalbiniz ne için atıyor, neye niyetlisiniz, neye arzu ile dolmaktasınız, ne için sabah uyanmaktasınız, ne için yatağınızdan “Evet, hemen çalışmaya başlamam lazım” diye çıkmaktasınız? Bugün siz nereye gitmektesiniz? Niyetiniz, arzunuz, yani kalbiniz sizi oraya götürmeye çoktan hazır!
İlginizi çekebilir: Başarının yedi spiritüel yasası: Dördüncü yasa “en az çaba”